Yaşam Uzuyor Emeklilik Krizi de Yaklaşıyor: Hazır Olmadığımız İçin Emekli Olamıyoruz!
İnsan hayatı uzadıkça, sosyal güvenlik sistemlerinde de sorunların artacağı öngörülüyor. Yaşlanan ülkelerde yakından izlene sosyal ve ekonomik olgular, emeklilik krizi ufukta mı sorusunu sorduruyor.
Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, 2000'lerde yaşam süresindeki uzunluk zirveye çıktı.
Pareto'dan İdil Ertürk haberine göre, İtalya'da 65 yaş üstü nüfus işgücünün yüzde 37'sini oluştururken, 2050 yılında bu oranın yüzde 65 olması bekleniyor.
Dünyanın en yaşlı nüfusuna sahip olan Japonya'nın yüzde 30'u 65 yaşın üstünde olurken, ABD aldığı göçlerle genç kalsa da 65 yaş üstü nüfusun en az yarısı yılda 30 bin doların altında kazanıyor.
Institute for Fiscal Studies'in hazırladığı rapora göre, 75 yaşına kadar yaşama ihtimali pek ciddiye alınmadığı için emeklilik için yeterli birikim yapılmıyor.
Emeklilik sistemi birçok ülkede sorunlu olurken, işgücü piyasası, yaşa bağlı rahatsızlık derken, erkenden önlem alma gereksinimi öne çıkıyor.
London Business School'dan ekonomi profesörü Andrew J. Scott, uzun yaşama dair yazdığı kitabında, 21. yüzyılda en önemli konularından birinin bu konu olacağını söylerken, 'Yaşlılığa hiçbir zaman yeterince yatırım yapmadık, çünkü oraya varacağımızı hiç düşünmedik. Şimdi durum değişti' diyor..
Hükümetler yaşlılığa bağlı hastalıklara yönelik sağlık girişimlerine yatırım yapılması için uyarılırken, esnek çalışma modelleriyle yaşlanan nüfusu da istihdama katılmaya teşvik etmek gerektiğini belirten Scott, bireyselde de sağlık ve ilişkileri korumak gerektiğin söylüyor.
Scott, insanların yaş geçse de yeterli birikimi olmadığı için iş hayatından ayrılamadıklarını söylerken, "Sosyal güvenlik yaşını yükseltmek gibi politikalar asıl önemli noktayı gözden kaçırıyor" diyor.
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) de yaşlanma karşıtı politikaların gelişmiş ekonomilerde eşitsizliği artıracağını öngörüyor.
Yorum Yazın