Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Venezüela'da Neler Oluyor? – Metin Yeğin (Özgür Gündem)
Venezüela'da Neler Oluyor? – Metin Yeğin (Özgür Gündem)
Venezüela’da son gösterilerde 3 kişi öldü ve 100 kişi gözaltına alındı. Sokaklarda barikatlar kuruldu. Özellikle öğrencilerin örgütlediği, sokak direnişleri devam ediyor. Venezüela’da neler oluyor? Dünyanın herhangi bir yerinde bizi heyecanlandıran barikatlara, diğer taraftan baktığımızda, olanları anlatmak başka bir duygu yaratıyor insanda. Bu durumda, basit olanı seçip, klasik, her devletin başvurduğu yöntemi uygulayarak, olanların dış mihraklar tarafından örgütlendiğini söyleyebiliriz. Bu söylem, Venezüela için mutlaka ki doğru da olsa, “basit” ve “kolay”, dolayısıyla tek yanlı bir tanımlamadır. Bu yüzden son saatte yazdığım bu yazıda, özellikle de yaklaşık binlerce km, karadan yol katettiğim bir hafta sonrasında ve yine binlerce km yol yapacağım, bir gün önce yazıldığından biraz çalakalem de olsa, en azından bazı noktaları vurgulamak istiyorum.
Bana göre, çok uzun yıllardır söylediğim, siyasal literatürde “Bonapartist diktatörlük” diye isimlendirilebilecek bir ikili iktidar, dengelerin tahtıraveldi üzerinde gidip geldiği, çok önemli bir sürecin, devrimci bir sürecin yaşandığı bir ülkedir Venezüela. Son yıllarda bu süreci etkileyen çok önemli, iki olay oldu. Bir tanesi, herkesin bildiği, Chavez’in hayatını kaybetmesi, hatta çok muhtemel öldürülmesiydi. Bu dengedeki en önemli figürünü yitiren Bolivarcı devrim, Maduro ile kendisini sürdürebilse de yaşanılanların ortaya çıkmasının en önemli unsuru bu. Ancak bu Chavez olsaydı benzer gelişmeler hiç olmayacaktı anlamına da gelmiyor.
Bir diğeri, bana göre henüz dünya siyasal alanında da yeterince anlaşılamayan, ABD’nin Latin Amerika’da ve dünyada, artık kaybediş sürecinin durmasıdır. ABD sahalara geri döndü. Bunun dönüm noktası, Latin Amerika’da Honduras cuntasıydı. Daha önce yazdığım gibi, Obama’nın Bush’tan farklı olarak uyguladığı “Domino şiddeti” yani doğrudan bütünsel saldırılar yerine, kritik müdahaleler ile süreci etkileyen nokta saldırılarıyla bunu yaptı. Honduras darbesinden sonra, önce Guatemala’da “Sosyal Demokrat” iktidarın kaybetmesi, aynı zamanda El Salvador’da FMLN koalisyon iktidarının neredeyse hiç bir sol politikasını gerçekleştirememesi, Nikaragua’da zaten sadece ismi kalan Sandinist “sol”, Şili “sol” hükümeti, Brezilya Devlet Başkanı eski gerilla Dilma’nın, işçi lideri Lula “sol”u yani bütün bu süreci, domino etkisiyle hizaya getirdi. Bu darbe ile Venezüela çizgisi de Brezilya orta sahasına kadar geri çekilmeye zorlandı. Tabi bu durum Venezüela için ya daha radikal bir noktaya sıçraması ya da kaybetme manasına geldiğinden şiddetli çatışmaların yaşanacağı bir durum ortaya çıkardı.
Venezüela’da biri muhalefetten, diğeri Bolivarcı hareketten öldürülen iki kişi için aynı silahın kullanıldığını açıklayan Başkan Maduro’nun dediği gibi, bu cinayetlerin ardında doğrudan Kolombiya eski Devlet Başkanı Urriba’nin olması da çok muhtemel doğrudur. Fakat bu sağcı muhaliflere karşı Bolivarcı hareketlerin hiç bir zaman silah kullanmadığı ve hatta kullanmayacağı anlamına da gelmiyor. Fakat klasik polisiye roman analizi ile baktığımızda bile bu durum, hükümet aleyhine olacağından, bundan mümkün olduğunca kaçındıkları kesindir.* Yani Venezüela’da, gösterilerde herkes eli belinde çatılara bakar. 2 Nisan faşist darbesine karşı halkın Chavez’i geri almasında ya da 1989’da halkın neoliberalizme karşı isyanı ‘Caracosa’da olduğu gibi, herkesin gözü çatılardan keskin nişancıların açtıkları ateştir.
Venezüela’da çatılardan yeniden ateş açılıyor, bu çatı Venezüela oligarşisi, Kolombiya paramiliterleri ve sahaya ağırlığını iyice koyan ABD. Bazı arkadaşlarım ABD’nin kaybedişini durdurduğunu yazmamdan hoşlanmıyor, ama bu bir gerçeklik. Bu gerçeklik zaten ABD emperyalizmine karşı mücadele etmeyi daha da zorunlu kılıyor. Venezüela, bunun en önemli denge noktalarından biri ve Venceremos…
*Bütün bunlar, Venezüela’da yolunda olmayan birçok şey olduğunu ortadan kaldırmıyor, onlar da bir diğer yazıya.
Yorum Yazın