Ülke Olarak En Büyük Sorunlarımızdan Birisi ''Müziğe Bakış Açımız ve Müzik Piyasası''
Müziğe Bakış Açımız ve Gelişememe Nedenlerimiz
Güzelliğin ve zevk anlayışının göreceli olduğu bir dünyada yaşıyoruz. '' Herkesin hayatına kimse karışamaz '' tabi ama bahsedilen ve üzerinde durulan konularda yeterli bilgi sahibi olmayışımız, bilmediğimiz konular hakkında hemen her yerde konuşma gibi bir özelliğe sahip oluşumuz, bizim milleti bu göreceli evrenden biraz çekip çıkarıyor.
En temel sorunumuz, yetiştirilme tarzımız veya yetiştiğimiz ortam değil. Kendimizi geliştirirken bir şeylerden kaçarak ve öğrenmeden, kulaktan dolma bilgiler ile konuşmamız, dinlemememiz ve yorum yapmamız ile ilgili. Bu sorun, bugün ki ülke gündeminin yıllardır konuşulan problemleri olan, siyaseti, politikayı, din kavramını ve toplumsal yaşayış tarzımızı beslemeye devam ediyor. Böyle bir ortam da, kitlesel olarak bir araştırma yaptığımız da, sanat, müzik ve müzik piyasasının da bu sebeplerden kaynaklı nasıl bir durumda olduğunun üzerinde durmaya çalışacağım.
Dış Mihraklar
Genel olarak, sanata ve sanatçıya bakış açımız ülkenin toplumsal yapısı ve siyasi yorumları ile doğru orantılı gitmektedir. Nasıl bugün en küçük bir şey olduğunda sebebini '' Dış Mihraklar '' olarak yorum yapıp kesip atabiliyorsak müziğe olan bakış açımızda da aynı paralellikte devam ediyoruz.
Batı müziği enstrümanları diye çoğumuzun evine, gitar, keman ve piyano giremiyor. Yıllar önce daha çoktu tabi böyle mevzular ama bitmiş değil. Gitar çalmak isteyen çocuğuna '' Gitar olmaz bağlama çalacaksın '' diyen bir görüşe sahip aileler, bu çocukları geleceğe bu tarz ön yargı ile yetiştirmeye devam ediyor. Bu öğretiler ile yeni nesil yetiştiren toplumumuz, nesiller boyu aynı ön yargılara sahip olmaya devam edecektir maalesef.
'' Ya Bana Küfür Ediyorsa '' Mantığı
Aşamadığımız ve sanırsam hiç bir zaman aşamayacağımız bir mantıktan bahsedeyim size. '' Ya bana küfür ediyorsa '' ...
Bugün çıkalım sokağa, sadece 10 kişiye, yabancı müzikler hakkında ne düşündüklerini soralım. Alacağınız cevabın neredeyse yüzde ellisi bu tarz bir yoruma sahip olacak. Herkes İngilizce bilmeli veya bilecek diye bir kavram yok elbet. Dinlediğiniz an anlamıyor oluşunuz şarkıyı anlamayacağınız görüşüne çıkmıyor. Bugün bir çok yabancı şarkının alternatif çeviri sitelerinde Türkçe çevirilerini çok kolay bulabilirsiniz. Ancak milletçe derdimiz bu değil işte. Derdimiz sadece boşa yorum yapmaktan ibaret. Gören de her dinlediği parçanın anlamına bakıyor zanneder böyle yorum yapanları ama çoğunun da popüler diye göklere çıkardığı paylaşımlar ve parçaların durumları da ortadadır. Bir haftada sekiz milyon dinleyiciye ulaşan anlamsız şarkıların çoğu bu yorumlara sahip görüşlerin eseridir.
Zaten o kadar kaliteliyiz ki, piyasa da telif yemekten karnımız iyice doydu.
Ön Yargı ve Saygısızlık
Toplumca, işi icra edenlere bakış açımız yıllardır, artist, bundan adam olmaz, egolu, tipe bak, kesin uyuşturucu vardır bunda gibi basit ve anlamsız görüşlerle ilerlediği sürece, şimdi vereceğim örneklerin önümüze her yerde çıkması aşikar değil midir ?
Rock müzik dinleyen birisi hayatında en az bir kere '' Satanist misin ? '' sorusuna maruz kalmıştır
Justin Bieber dinliyor diye kimler kimler ne hakaretlere maruz kaldı bu ülkede. Dünya da daha doğrusu...
Neşet Ertaş dinleyenler kıro mu olmadı, Ahmet Kaya dinleyenler popüler mi olmadı. Neler neler...
Pavarotti, '' Ha şu bağıran adam mı ? ''...
Eminem, kaburgalarını aldırmış daha rahat....
Keman ? O ne öyle ''Gıy gıy ''
Gitar ? '' Ecnebi işi ''
Fazıl Say ? '' Vatan haini '' ...
Bas Gitar ? '' Olmasa da olur ''
Müzik Piyasası
Toplum olarak, yıllarca, okumuş kendini geliştirmiş insanların sırf devlet memuru diye kaymakamlıkta bir vezne memurunun önünde işini yaptırabilmek için düğme iliklediği süreçlere maruz bırakıldık. Hala da öyle ...
Hakkında konuştuğumuz müzik piyasası da bu durumdan farksız. Tabi ki, bu işleri yapan belli başlı insanların olması durumuna lafımız yok tabi ki bu işi yapan yapım şirketleri ve prodüktörler olacak olmalı. Ancak piyasaya sürülen kişilerin ve yapılan eserlerin ne durumda olduğu da gün gibi ortada. Aynı mantık üzerinden işleyen bu piyasa da aynı
ülke durumu gibi, bol entrikalı inişli çıkışlı süreçler ile doludur. Ne yapalım ? Sistem böyle demek yerine, çeşitliliği destekleyici çalışmalar yapılmalı, insanlara hep aynı rol modellerini sunmak yerine daha gelişmeci inovatif çözümler üretilmeli ki zaten üretiliyor. Üretenler desteklenmelidir.
Böyle devam ederse, geleceğin şimdiden ne olduğu açıkça görülmektedir.
'' Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir '' M.Kemal ATATÜRK
Müzisyen mi ? Köle mi ?
Müzisyenlerin, daha çok indie diye adlandırdığımız pozisyonda olanların maruz kaldığı ortamlar insanlar sözler maalesef ki içler acısı bir durumdadır. '' Müzisyendir, altı saat çaldır koy cebine elli lira '' görüşü bizleri hiç bir yere götürmeyecektir. İşletme sahiplerinin müzikten, sanattan bir haber oluşlarını geçtim, bari bu müzisyen arkadaşlar çaldığı kitleden saygı görsün. Ama gel gör ki o kitle içinden de hala peçete mantığı ile parça isteyenler, -''müzisyen değil mi istediğimi çalmak zorunda'' diyenler çıkmaya devam ediyor..
Karar verin, müzik mi yapalım ? Ayağımıza pranga vurun bari de taş falan taşıyalım ...
Müzik Yarışmaları
Ülkemiz de bir yarışma sektörüdür yıllardır adil olmayan bir sistem içerisinde gidiyor. Konu hakkında yorum yapmaya pek gerek yok her şey orta da tabi de, final görmek istiyorsanız eğer benden size tavsiye '' Ahmet Kaya parçası seslendirin '' iyi veya kötü. Finaldesiniz ...
Son Olarak '' Sistem ''
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın