Uğur Kurt'un Soruşturmasında Savcının Keşif Tutanağı
Ugur Kurt’un öldürülmesi olayını soruşturan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hasan Yılmaz’ın keşif tutanağına göre 9 mm çapında 3 boş kovan, ailenin avukatı tarafından olaydan bir gün sonra savcıya verildi. Okmeydanı Cemevi Başkanı Zeynel Şahin, “O anda akrep tabir edilen emniyet aracından inen, üzerinde koruma yeleği olan polis olduğunu düşündüğüm kişilerin sağa sola ateş ettiğini gördüm. Bu kişilerin cadde yukarısından aşağıya bizim yöne doğru ateş ettiklerini gördüm. Ancak hedef alıp almadıklarını bilmiyorum” diyor. Baba Kemal Kurt ise oğlunu öldürenlerin tespit edilmesini ve şikayetçi olduğunu ifade ediyor.
Ugur Kurt’un öldürülmesi olayını soruşturan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hasan Yılmaz, olaydan bir gün sonra 23 Mayıs tarihinde olay yeri keşfi için Okmeydanı Cemevi’ne gitti.
Keşif tutanağında, “Cemevi’nin avlusu içerisinde bulunan banklar üzerinde beyaz örtü olduğu, beyaz örtünün ve bankların kaldırılması ile pıhtılaşmış ve kurumuş yoğun kan izine rastlandığı” belirtildi. Yoğun kalabalığın dağılmaması nedeni ile Uğur Kurt’u öldüren kurşunun geldiği yönü ve mesafesini alamadan keşfe son veren savcı Hasan Yılmaz, keşif sırasında Cemevi’nde bulunan Uğur Kurt’un babası Kemal Kurt’un ifadesini “müşteki” sıfatı ile aldı. Savcı Yılmaz ayrıca Okmeydanı Cemevi Başkanı Zeynel Şahin’in ifadesini de tanık sıfatı ile aldı.
BABA KURT: HASMI YOKTU
Müşteki sıfatı ile ifadesi alınan Uğur Kurt’un babası Kemal Kurt, oğlunu öldüren kişilerin tespit edilmesini istedi. Tespit edilecek zanlılardan şikayetçi olduğunu söyleyen baba Kurt, “Maktül Uğur Kurt benim öz oğlumdur. Evliydi ve bir çocuğu vardı. Beyoğlu Belediyesi’nde işçi olarak çalışmaktaydı. Herhangi bir hasmı ve düşmanı yoktu” dedi.
“AYNI BİNADA OTURUYORDUK”
Oğlu ile aynı binada oturduğunu kaydeden baba Kurt, “Ben 18 Mayıs günü özel işlerim nedeniyle memleketim olarak Sivas’ın Hafik ilçesine bağlı köyüme gitmiştim. Dün de köydeydim. Dün itibari ile saat 13.30 sularında oğlumun Cemevi bahçesinde cenaze töreninde bulunduğu esnada ateşli silah ile vurulduğunu söylemeleri üzerine süratle İstanbul’a geldim” dedi.
“ŞİKAYETÇİYİM”
Oğlunun vurulduğu an ile ilgili görgüye dayalı bir bilgisi olmadığını söyleyen Kemal Kurt, oğlunu vuran kişilerin tespit edilerek cezalandırılmasını isteyerek, “Tespit edilecek şüphelilerden davacı ve şikayetçiyim” dedi.
CEMEVİ BAŞKANI TANIK
Savcı Yılmaz, Uğur Kurt’un vurulduğu ana tanıklık eden Okmeydanı Cemevi Başkanı Zeynel Şahin’in de ifadesini aldı. Tanık sıfatı ile ifade veren Şahin, “Uğur Kurt’un vurulduğu gün Cemevi’nde düzenlenen cenaze törenine geldiğini gördüm” dedi. Tahminen 11.20 sularında yüksek sesle bağırma ve çağırma şeklinde insan sesleri ve gaz fişekleri atıldığını söyleyen Şahin, “Devamında yukarıdan aşağıya gaz fişekleri atılmaya devam ediyordu. Cemevi bahçesinden baktığımda Piyalepaşa Caddesi’nin üst tarafından 4-5 kişilik bir grubu kovaladığını gördüm. Hatta gaz fişeklerinin bir tanesinin bahçeye düşmesi üzerine polisleri cenaze töreni olması nedeniyle uyardık” dedi.
“SAYISINI HATIRLAMADIĞIM KADAR ATEŞLİ SİLAHLA ATEŞ EDİLDİ”
Uğur Kurt’un vurulduğu an kendisine 1 metre mesafede bulunduğunu söyleyen Zeynel Şahin, ” Uğur Kurt kapıdan çıkacağı esnada yukarıdan silah sesleri geliyordu. Ben kendimi sağ tarafa attım. Olayın şokuyla tam hatırlamıyorum. Uğur Kurt yana doğru düştü ve ağzından kan geliyordu. O anda akrep tabir edilen emniyet aracından inen, üzerinde koruma yeleği olan polis olduğunu düşündüğüm kişilerin sağa sola ateş ettiğini gördüm. Bu kişilerin cadde yukarısından aşağıya bizim yöne doğru ateş ettiklerini gördüm. Ancak hedef alıp almadıklarını bilmiyorum. Sayısını hatırlamadığım kadar ateşli silahla ateş edilmeye devam edildi. Ben akrep aracından inen kişiler haricinde ateş eden kişilerin olduğunu görmediğim gibi başkaca silah ile ateş eden kişinin olduğunu görmedim” dedi.
“AMBULANS GELENE KADAR GAZ FİŞEKLERİNİ CADDENİN AŞAĞISINA ATMAYA DEVAM ETTİLER”
Şahin’in ifadesinde şunları söylediği öğrenildi: “Uğur Kurt’un baş bölgesinde yoğun şekilde kan akıyordu. Bahçedeki bayanlar kanamayı durdurmak için yoğun şekilde tampon yapıyordu. Tahminen 20-25 dakika sonra ambulans gelerek Uğur Kurt’u Cemevi bahçesinden alarak Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürdü. Şunu da belirtmek isterim ki, Uğur Kurt’un vurulma anından ambulansın gelmesine kadar geçen 25 dakikalık sürede caddenin yukarı kısmından polis memurlarının gaz fişeklerini caddenin aşağısına doğru ateş etmeye devam ettiler.”
“VURULAN VAR ATEŞİ DURDURUN”
“Bu esnada polis memurlarına, ‘vurulan var ateşi durdurun’ dememize rağmen gaz fişeği atılmaya devam edildi. Hatta bir çok gaz fişeği Cemevi’ne düştü. Yine şunu da belirtmek isterim ki, etrafta yoğun gaz ve duman olduğundan başkaca vuku bulan olay göremedim. Şu an itibari ile hatırladığım olay bundan ibarettir. Belirttiğim gibi ben doğrudan Uğur Kurt’u kimin ne şekilde vurmuş olduğunu görmedim. Ancak uygun şartlarda olay yeri incelemesi yapılırsa hangi noktada bulunduğumu, nereden nasıl şekilde ateş edildiğini, inceleme heyetine açıklayabilirim.
”MAHALLELİLİNİN BULDUĞU KOVANLAR SAVCI’YA VERİLDİ
Uğur Kurt’un mirasçılarının avukatı Günay Dağ, keşif sırasında mahalleliden aldığı 3 adet 9 mm çaplı boş kovanı Savcı Yılmaz’a verdi. Savcı Yılmaz, bu kovanları soruşturma dosyasına ekledi.
DHA