İnsan kendini tanırsa, hatalı olduğu, bağımlı olduğu her şeyi serbest bırakabilir. Özgür olmaktır bunun karşılığı. Bunun için insanın önce kendisini tanıması gerekir.
Kendini tanıma, tüm insanlarda ortak olan bir süreçtir. Kişide bazen gerilim, bazen heyecan yaratan, fiziksel ve psikolojik içerimleri olan özel bir süreçtir. Süreç, kişinin ben farkındalığı üzerine kurulmuştur. Kişilik, benin tüm anlamlarıdır. Kişinin kendisini oluşturan ben, ilkönce bedenle başlar. Ancak benin bedenden ibaret olduğunu sanmak önemli bir hata olacaktır.
Kişiliğin üzerine kurulduğu ben, fiziksel oluşumdan, bedenden çok farklı anlamları olan bir kavramdır.
Özgürlüktür. Sınırsız olmaktır. Benzersiz ve eşsiz olmakken, bu sınırlar içinde diğerleriyle bir küme olmaktır. Zihinsel bir oluşumdur, sınırsız biliştir. Bunun yanında zekâdır, akıldır. Dengede olmaktır. Harekettir. Mutluluktur, coşkudur, heyecandır. Hem var olmaktır, hem yok olmaktır. Devinimdir. Sürekli değişmektir. Bazen de klişe davranmaktır, sabit olmaktır. Hatırlanmaktır. Zamandan ve mekândan bağımsız olabilmektir. Güce sahip olabilmektir, enerjidir. Yalnızlıktır, birlikteliktir. Güvenmektir. En önemlisi, beni bilmek benliği bilmektir. Tam ve eşsiz bir farkındalıktır.
Bu farkındalık gelişmezse birey kendi kişiliğinin zayıf, geliştirilmesi gereken ve güçlü tarafları hususlarından bihaber olur. Bu durumda açıkça daha kırılgan bir yaşam süreciyle karşı karşıya kalır. Unutmamak gerekir; insanın kişiliği onun hayatıdır. Yaşam, bir anlamda bir yaşama yolu aramaktan çok insanın kendisini aramasıdır. Çünkü kişilik yaşamın düğüm noktasıdır.
Kişi, tüm yaşamı açıkça kendi kişiliği üzerinden okur. İnsani ilişkilerin temeli de kişilikte bulunabilir. Kişilik varlıktır, kişiliksizlik yoksunluktur. Buradaki karşıtlığı anlatan güzel bir kurmaca vardır.
Kişilik işte bu kurmacadaki kadar değerli bir şeydir. İnsanı diğer her şeyden farklılaştıran özelliği; onun bireyselliğidir. Dünyaya gelen her bir insan eşsizdir. Onun gibisi dünyaya gelmemiştir. Bir daha da gelmeyecektir. O nedenle kişilik tutarlıdır.
Tutarlı olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan davranış kalıplarıdır. Her durumda aynı netlikte gözlemlenemeyebilir. Kişilik, salt kısıtlı süreçleri içeren ve sürekli olarak değişime maruz kalan bir tepki durumu değildir. Bu nedenle kişiliğin tutarlı olması doğaldır. İnsanların tutumları zamanla değişebilir; fakat kişiliğe bağlı olarak.
Bu nedenle kendim ve ben olarak nitelendirdiğimiz, etkilenen, hareket halinde olan, sezgilere dayalı olsa da anlaşılması zor olan bu varoluşu çok iyi bilmemiz gerekiyor. Ben ve kendim konusu tarih boyunca kişilik araştırmaları adı altında pek çok disipline konu olmuştur.
Ben, ego, benlik, nefis, kişilik gibi yapıları inceleyen bu araştırmalara psikoloji, teoloji, felsefe, sosyal psikoloji, davranış bilimleri, tüketici davranışları, kuantum fiziği gibi bazı disiplinlerde rastlamak mümkündür.
Tüm insanların temelde üç farklı potansiyeli vardır ve bu üç temel potansiyel tüm insanlarda ortaktır. İnsanı bu evrenin tam merkezine yerleştirirsek, insanların bu faktörler aracılığıyla şekillenmiş üç potansiyeli ortaya çıkar. Bunlar, insanın üç potansiyelidir. İnsanın temel potansiyelleri yeni bir yaklaşım değildir, eski dilde bile karşılığı olan bir yaklaşımdan bahsediyoruz.
Yorum Yazın