Türkiye Kadın Erkek İlişkisinde Neyin Kavgasını Veriyor?
1. Her olayı kendi değerlerini karşıdakine zorla kabul ettirme fırsatı olarak algılayan bir toplum haline geldik.
Evet,çok çeşitli insan gruplarından oluşan,farklı görüşlere sahip bireyleriz hepimiz. Bu durumun olaylar karşısında farklı görüşleri getirmesi gayet doğal.Ancak haklı çıkmak adına savaş vermek doğruyu bulmamızın önündeki en büyük engel.
2. Benimsediği ahlaki sisteme aykırı olan kişileri kötüleyerek işleri yokuşa sürüyoruz.
Elbette ki her canlıya yönelik şiddet kötüdür ancak ülkemizde kadın olmak başlı başına bir korku olmuş durumda.
Her insan kendi ahlakını,her topluluk toplum ahlakını belirler ve buna göre standart bir yaşam oluşturur birlikte yaşamın en olağan kuralı da budur.
Ancak cinsiyetçi yaklaşım ya da ahlaki kuralları tek bir dine,görüşe göre belirlemek tek tip olmayan bir insan topluluğu için boş bir çabadır.
Şiddete kılıf uydurulamaz.Herkes istediğini giyebilir,istediği saatte istediği kişiyle istediği yerde olabilir.
Kaç yaşında olduğu,statüsü,cinsel eğilimi,dini inancı şiddet,taciz ve tecavüz için asla bir bahane değildir.
3. Bilerek veya bilmeyerek suçluyu haklı çıkaracak görüşlere düşünce özgürlüğü adı altında izin veriyoruz.
Hiçbir ahlaki görüşe sığınamazsınız. Ki -İslam çoğunluklu bir ülke olduğumuz için dipnot koymalıyım:İslam'a göre yapabileceğiniz tek müdahale 'tebliğ'dir.
Karşınızdaki kadın sözlük anlamıyla 'fahişe' dahi olsa onun da özgürlük alanı vardır ve yasal olmayan hiçbir müdahale kabul edilemez.Bir insan doktor diye zorla ameliyat yaptıramıyorsanız ya da bir avukatı davanıza bakmaya zorlayamıyorsanız bu meslek de öyledir. Uç bir örnek ama müdahale alanı açısından yeterli olduğunu sanıyorum.
4. Mağduriyeti hissetmeden,mağdur insanlarla empati kurmadan olaya müdahale etmeye bayılıyoruz.
Ayrıca bakarsak ülkede masum kız çocukları,kadınlar,genç kızlar ölüyor. Ne zaman bir taciz ya da tecavüz vakası olsa birileri mağdur insanlara bir kusur buluyor. Bu insanlıkla bağdaşmaz,lütfen. Etek giymişti,aranıyordu,bakire değildi,bağırmadı demek ki istiyordu gibi söylemler asla kabul edilemez. Bu suç ve suçluyu övmektir,anayasal bir suçtur,ayrıca suçu ahlak bekçiliğiyle gölgede bırakmaktır. Hem her insanın türlü cinsel istekleri vardır.Size sırf cinsel açlığını doyurmak için saldıran bir insanın herhangi bir bahanesi olamaz.Kadın ve erkek arasındaki en büyük sorun empati eksikliğidir.
5. Bu olayla alakalı platformlarda ses getiren eylemleri işe yarar yaptırımlardan daha çok seviyor sadece ses getirmeye odaklanıyoruz.
Olaya başka bir yönden bakarsak ülkemizdeki insanlar seksist,laf anlamayan,yetersiz bilgi ve görgüye sahip insanları düşünsel yönden tahrik edecek,eğitmeyecek propagandalar yapıyor. Elbette eylemin şekli veya dini,ahlakı olmaz ama çağ dışı ya da yanlış yaklaşımları olan insanları eğitmek yerine onlarla karakter savaşına giriyoruz. Bu insanların düşüncesini değiştirmenizi zorlaştırır,sadece kişisel bir ego savaşı vermenize sebep olur.
6. Sosyal medyayla bireysel davranış arasındaki tutarsızlıkları gözardı ediyoruz.
Ülkemizdeki kadınlar sosyal platformlardaki kampanyalarda sergiledikleri davranışları kesinlikle bireysel olarak göstermiyorlar. Hanımlar biz sizin koruyucu meleğiniz değiliz.Sosyal platformlarda çıkıp 'Kadın asla erkeğe ihtiyacı olan bir varlık değildir,sizler bizi ikinci plana atamazsınız.' diyorsunuz ve bunu gayet doğru buluyoruz.Ancak halk arasında özellikle ilk gençlik ve yetişkinlik çağlarının başlarında kadın hep maddi ve manevi yönden aç bir profil çiziyor.
7. Kadın kendini sosyolojik kurallar ve toplum görüşü yüzünden istemeden ikinci plana itiyor.
Günümüzde kadın erkeği maddi ve manevi bir güç timsali olarak tasvir edip,kendini koruyup bakabilecek erkeği seçiyor,kendi kendini ikinci plana itiyor ve bu yüzden erkeği suçluyor. Ayrıca sevdiği erkeğe karşı savunmasız ve güce muhtaç bir profil çizerken -aşkın getirdiği tavizlerden bahsetmiyorum,aşırı bir parasal,fiziksel ve duygusal destek ihtiyacından bahsediyorum- istemediği erkeğe karşı adeta bir Amazon savaşçısı gibi davranıyor.
8. Bazı insanlar ego savaşını cinsiyetçi görüşle birleştirip karşı cinsi kontrol edebilme,ezme isteğine çeviriyor ve bunu eşitlik sayıyor.
Eşitlik istiyoruz diyerek başlayan her konuşmanın sonunda erkeği aşağılayabilme, ikinci plana itebilme hırsı kendini gösteriyor ve bu durumu eleştirmek yobazlık sayılıyor.Kadını ya da erkeği eleştirmek yobazlık ya da seksistlik değildir arkadaşlar,insan hataları olan bir varlıktır.Hepimiz insanız,saygıyı ve gerçek anlamda eşitliği hak ediyoruz.
9. Cinsiyeti bir kenara atıp hak ve sorumlulukları belirleyen kuralları koymak yerine cinsi istekleri bastırmaya,saklamaya,isteklerimizden utanmaya zorlanıyoruz.
Tüm insanlar birbiriyle kanunlar çerçevesinde isteyerek birlikte olabilir,içki ve sigara içebilir,eğlenceli şeyler yapabilir.Toplum kuralları erkek egemen olamaz. Erkek ve kadın birbirini isteyebilecek,dost olabilecek iki İNSAN cinsiyetidir. Eğitimine ve yönelimine göre toplumda söz sahibi olması,yaşam tarzına göre giyinmesi zihniyetinize ters düşüyor diye kimseyi farklı bir yaşam tarzına itemezsiniz. Dindar,muhafazakar,solcu,ateist,partizan olmayı seçmek ne kadar kişisel bir meseleyse cinsel isteğini ve giyimini seçmek de o kadar normaldir.Kadın veya erkek olmaktan öte bizler insanız. Farklılıklara müdahale edilemez.
Yorum Yazın