Görüş Bildir
Haberler
Teistlerin Din ve Tanrı Üzerine En Sık Kullandığı 9 Argüman

Teistlerin Din ve Tanrı Üzerine En Sık Kullandığı 9 Argüman

Gujan Ceyhan
05.07.2015 - 14:47 Son Güncelleme: 12.07.2015 - 13:48

Toplum, içerisinde yaşayan bireylere kendi hatalı sisteminin belli başlı değer yargılarını empoze ederek o bireyleri de büyük çoğunluğa benzetebilir. Bu ister ekonomik, ister siyasi, ister de dini konularda olsun. 

Türkiye'de ekonomik ve siyasi olarak bunun incelemesini elbette ki yapabiliriz ancak bu yazıda en belirgin kutuplaşmanın yaşandığı din üzerinden konuşacağız. 

Klasik deyişle Türkiye'nin yüzde 90'ı Müslüman'dır. Eğer bu sayı doğru ise yaklaşık olarak yüzde 95'i de teisttir. Yani hangi dinden olursa olsun bir yaratıcıya inanan insanlardır. Toplum geneli teist olduğundan, geriye kalan 'ötekiler'i de teistleştirmeye çalışmaktadır. Tabi ki bu durumda en doğrusu teist olmaktır. Herkesin teist olması içinde, 'ötekiler'in kötülenmesi lazımdır. Ancak ciddi anlamda yanına bile yaklaşılamayacak fikirler ya da insanlar gibi gösterilmelidirler.  Bugün bu ülkede ateistlere yapılan durum bundan ibarettir. 

'Bir insanın herhangi bir yaratıcı güce inanmaması için kafayı yemesi lazımdır' cümlesini sık sık duymuşumdur. Ki bu arada da not düşmek gerekirse, her fikre saygılıdırlar(!)

İşin garip tarafı bazı insanların bu sistem eliyle yapılan kötüleştirme propagandasına canı gönülden inanıp, ateistlerin bulundukları sanal ortamlara gelip bazı iddialar sunmalarıdır. Samimiyetle söylemek gerekirse, bir kere bile herhangi bir teistin bir ateiste 'evet haklısın bence de bu tezinde' dedirtebildiğini göremedim. Ama teistlerin bunu söylemek zorunda kaldıklarında hakaret ederek uzaklaşmaları da düşündürücüdür. 

Yazının bundan sonrasının çok ciddi ve bilimsel argümanlarla verilecek cevaplarla dolu olduğunu sananlar okumayı burada bırakabilirler. Açıkçası eminim ki okuyanlardan bazılarına müthiş derecek mantıklı gelecek bu saçma sorular bazılarına da 'of bunları hala soran mı var yav' tadında saçma gelecektir. Ancak evet var arkadaşlar. Hala bu iddialarda bulunanlar var.

Not: Görsellerde Türkiyeli ünlü ateistleri göreceksiniz.

İçeriğin Devamı Aşağıda

1. Ateistler neden "Allah Allah", "İnşallah", "Allah Belanı Vermesin" ve benzeri argümanları kullanırlar?

1. Ateistler neden "Allah Allah", "İnşallah", "Allah Belanı Vermesin" ve benzeri argümanları kullanırlar?

Bu sorudan sonra gelmesi en muhtemel cümle 'siz aslında inanıyorsunuz da...' şeklinde başlayan bir cümledir. Evet bir çok ateist bir şeye şaşırdığında 'Allah Allah', bir şey umduğunda 'İnşallah' birisine sinirlendiğinde 'Allah belanı versin' ve benzeri kalıpları kullanır. Bu cümleleri kullanma sebebimizi anlatabilmem için Allah inancı hakkında ki görüşlerimizi anlatabilmem lazım. Çoğu teistin görüşlerinden anladığımıza göre Allah'ı duygusal olarak hissedebiliyorlar. Yani içlerine döndüklerinde bir tanrı hissedebiliyorlar. Ya da hissetmek istiyorlar. Fark etmez. Ama sonuç olarak biz ateistler içimize döndüğümüz zaman fikirlerimiz, düşüncelerimiz dışında bir şey görmüyor ve hissetmiyoruz. Peki hissetmiyorsak bu dini argümanları neden kullanıyoruz? Doğal olarak biz de herkes gibi Türkiye'de yaşıyoruz. Nasıl sizler Türkiye yerine İngiltere'de doğsaydınız Hristiyan, Utah'da doğsaydınız Mormon ya da Jamaika'da doğsaydınız Rastafaryan olacaksanız; bizler de Türkiye yerine başka bir ülkede doğsaydık, mesela Hristiyanların çoğunlukta olduğu bir ülkede şaşırınca 'oh my god', korkunca 'jesus christ' ve benzeri kalıplar kullanıyor olacaktık. Bu tamamen toplumun geneline hakim olan konuşma jargonuyla alakalı bir şey. Biz de bu toplum içerisinde bu toplumun kültürüyle büyüdük. Hatta çoğumuz önceden Müslümandık bile.  Bu argümanları da tamamen büyüdüğümüz bu kültürün içerisinde kalıplaşmış sözler olduklarından dolayı kullanıyoruz.

2. Adolf Hitler ve Benito Mussolini gibi "Kötü"ler ateistti. O zaman ateizm kötüdür!

2. Adolf Hitler ve Benito Mussolini gibi "Kötü"ler ateistti. O zaman ateizm kötüdür!

Açıkçası Hitler ya da Mussolini gibi faşist diktatörlerin ateist olup olmadığı çok umurumda değildir. Çünkü bu argümanda ki dikkat etmemiz gereken en can alıcı nokta 'iyiliğin' ancak ve ancak din ile olabileceği yanılgısıdır. İnsan iyi olmak için ne yapar? Hırsızlık yapmaz, adam öldürmez, başkasının hakkı olana göz dikmez vs. Bu listeyi istediğimiz kadar uzatabiliriz. Çıkaracağımız sonuç ise bunlara verilen genel ad: Ahlak Kuralları. Ahlak kuralları dinler tarihinden önce yok muydu? Üç büyük din olan Hristiyanlık, Yahudilik ve İslam 'yaratıcı' tarafından gönderilmeden önce, toplumların kendi içerisinde iç tutarlılığı olan bir düzeni yok muydu? Tabi ki vardı.  Bu saydığımız ahlak kurallarının dinden önce var olmayıp din ile beraber gönderildiğini düşünen kafa yapısı açıkçası incelenmesi gereken bir zihniyettir. Ki sadece 'tanrının gazabı'ndan korkup da kötülük yapmayan insanların, 'tanrıya olan inançları' ne kadar samimidir? Düz mantık olarak 'iyi bir insan' olabilmek için herhangi bir yaratıcıya ve dine inanmamıza gerek yoktur. Bizim içimizde de inanmadan iyi olabilen ya da kötü olabilen insanlar vardır. Aynı sizin içinizde de inanarak iyi yada kötü olabilen insanlar olduğu gibi.

3. Siz sadece benim dinime düşmansınız!

3. Siz sadece benim dinime düşmansınız!

Buna her teistin, ateizmi kendi dininin düşmanı sanması da diyebiliriz. Birinci olarak evet ateizm pek tabi ki din düşmanlığıdır.  Bunun dışında kalan 'biz kimseye düşman değiliz ki' tarzı liberal bakış açısına inanmayın.  Ateizm din düşmanıdır ancak Hristiyanlığın, İslamın ya da Yahudiliğin değil. Genel olarak 'din olgusu'nun düşmanıdır. Ki bir ateist olarak dinlerin toplumu düzenlemek gibi iyi bir niyetle ortaya çıkarıldığına inanırım. Ancak insan hırsının ve açgözlülüğünün dinleri bir uyuşturucuya çevirmesi çok basitti ve yaptı. Herhangi bir teist ile konuştuğunuzda, tartıştığınızda, fikir alışverişi yaptığınıza size sunulan en büyük rol o teistin dinine özel bir düşmanlığınız olduğudur. Hayır değiliz. Merak etmeyin. Hangi dindeseniz sadece o dine spesifik bir düşmanlığımız bulunmamaktadır. Sadece ve sadece dünya üzerinde bulunan din olgusuna düşmanız. Önceden de bahsettiğim 'toplumun sistemiyle bireylerine ideolojisini empoze etme' eyleminden dolayı, kendi inandığınız dinin en doğru din olduğuna inanıyorsunuz. Ancak bizim için hangi din olursa olsun aynıdır. Bunu unutmayın.

4. Evrim gerçek değildir, inanmıyorum!

4. Evrim gerçek değildir, inanmıyorum!

Türkiye'de bu konuda çok büyük bir bilgi kirliliği var. İnsanlar bir kere 'evrime inanmak' gibi bir cümle oluşturmuşlar ve işin kötüsü bunu artık evrimciler bile söylemeye başlıyor. Evrime inanmak diye bir şey olmaz. Evrim zaten vardır ve bilimsel bir gerçektir. 'Ben 2+2'nin 4 olduğuna inanmıyorum' diyen bir insana ne diyebilirsiniz ki? O zaman herkes matematiği inandığı şekilde ele alsın. Fizikte ki ağırlık merkezini inandığı gibi belirlesin. Kimyada ki suyun atomlarını 2 hidrojen - 1 oksijen yerine inandığı gibi birleştirsin. Ne kadar saçma değil mi? 'Evrime inanmamak' dediğimiz durum sadece evrimi bilmediğiniz manasına geliyor. En sık örnek olan 'insanın maymundan gelmesi' gibi.  İnsanla maymunun ortak bir atadan geldiğini belirtseniz de anlamazlar. Hatta dünya üzerindeki bir çok yaratılışçı böyle bir yanlış üzerinden, modern hayvanların başka modern hayvanlara dönüşmesi gerekliliği varmışçasına saçma ara formlar sorarlar. Sivrisinekten hamamböceğine, balinadan ayıya evrim olduğunu düşündürmek isteyen bu sahtekarlar bugün binlerce, yüz binlerce ara form bulan evrimcilere hala ve hala 'balina-ayı' ara formunu sormaktadır. Çünkü bu insanlar akıllı tasarıma alternatif olarak sadece tesadüf olgusunu görüyorlar. 'Eğer dünya akıllıca tasarlanmadıysa tesadüftür o zaman evrim teorisi tesadüfle oluştuk demektedir ve yanlıştır' mantığı arızalı bir mantıktır. Akıllı tasarımın bir başka alternatifi de doğal seçilimdir. Onun ne olduğunu da artık gidin kendiniz araştırın. 

Evrimin kanıtlanmasına gelince, bu konuda en büyük kanıt tabi ki ara formlardır. Ancak günümüzde hala süren ve Türkiye'de müthiş derecede bilgi kirliliğine yol açan yaratılışçı sahtekarlıklar bu ara formları görmek istememekte ve de insanlara evrimle alakası olmayan ara formalar belli etmektedirler. Evrim süregelen bir bir realitedir. Şu anda da sürmektedir. Dünya yok olana kadar da sürecektir. Ancak en büyük yanılgı şudur ki, insanlar evrim teorisinin 'yaratıcıya inanç' ile çeliştiğini sanırlar. Herhangi bir tanrıya inanabilirsiniz ve bu bir inanç olduğundan sorgulanamaz.  Çünkü bilim 'henüz' dünya üzerinde ki ilk organik yapının nasıl ortaya çıktığını açıklayamaz (bununla ilgili abiyoginez teorisi gibi teoriler mevcut ama). Bu durumda ilk'i yaratan birisi olmalı ve ben de ona inanıyorum diyene de hiç bir şey demiyoruz. Ama biz böyle bir tanrıyı hissetmiyoruz ve inanmıyoruz. Bu durumda aynı tahammülü biz de hak ediyoruz bence. Ancak Adem'le Havva yaratıldı, cennetten kovuldu, sonra ürediler insanlık oldu ve dinozorların tepesinde eğleniyorlardı tarzı dini argümanları bilim zaten çürütmüştür.

5. Dünya 1 Cm Güneş'e yaklaşsa her şey kül olur, 1 Cm uzaklaşsa her şey donardı!

5. Dünya 1 Cm Güneş'e yaklaşsa her şey kül olur, 1 Cm uzaklaşsa her şey donardı!

Eminim Dünya, Güneş'e belirli bir yakınlığa getirilse ya da belirli bir uzaklığa götürülse idi canlılık sona ererdi. Ancak bu bir kaç santim değildir. Hatta isterseniz metre götürün belirli küçük etkiler dışında canlılığı yok edecek derecede bir etkisi olmaz. Merak etmeyin. Ki en basitinden mevsimler var. Dünya, Güneş'e doğru uzaklıkta olsaydı sizin bu mantığınızla yörüngemiz elips değil sadece ve sadece yuvarlak olurdu. Ama mevsimine göre güneşe yaklaşıyor ve uzaklaşıyoruz. Ayrıca çoğu bilimsel araştırmalarda Dünya yörüngesinin zaman zaman kaydığını fark edebiliriz.

İçeriğin Devamı Aşağıda

6. Dini emirler geldikleri zamana göre değerlendirilmelidir!

6. Dini emirler geldikleri zamana göre değerlendirilmelidir!

Burada doğal olarak geneli Müslüman bir toplumda yetiştiğimizden, İslam dininden örnek verelim. Pek tabi ki Hristiyanlıkta da Yahudilikte de böyle örnekler vardır. En büyük örnek İslam'da ki 4 kadınla evlenebilme durumudur. Günümüz modern çağına hiç uymayan bu durum üzerinden dini haklı çıkartmaya çalışanlar, bu tarz emirlerin 'dönemin şartlarına' bakarak yorumlanması gerektiğini söylerler. 4 eş alabilme durumu da, İslam'da dönemin Araplarının cehalet içinde yaşadıkları (mesela kız çocukları gömme yalanı gibi) ve kadınların çok ezildiklerini, İslam'la beraber kadınların bir nebze özgürlüğüne kavuştuğunu belirtenlerin savunmaya çalıştığı bir durumdur. Ezilen kadının, erkeklerin himayesinde rahata ermesi gibi bir durum söz konusu. Bu tarz argümanlara karşı tek bir soru yeterlidir. Eğer kutsal kitaplar evrensel ise neden işinize gelmeyen durumlar dönemin şartlarına göre değerlendiriliyor?

7. Dinlere saygı duymak zorundasınız!

7. Dinlere saygı duymak zorundasınız!

İnsanların fikirlerine ve inançlarına genel ahlak kuralları ve toplum düzeni için saygı duymak zorundayız. Yani tahammül etmek zorundayız. Bu kişi sağcı, solcu, ateist, teist olması durumu değiştirmez. Peki dinlere saygı duymak zorunda mıyız? Bence hayır. Dinlere saygı duymak zorunda değiliz. Biz Hristiyanlık dinine saygı duymak zorunda değiliz. Ancak herhangi Hristiyan bir bireyin, Hristiyanlık dinine olan bireysel inancına saygı duymak zorundayız işte. Çünkü dinler kendi müritleri dışındakilere, özellikle ateistlere saygı duymazlar. Bizler için dinler hakaretler yağdırır. Özellikle kutsal kitaplarında. 

Örneğin, İncil'de Mezmurlar 14:1 buna kanıtlardan bir tanesidir: 

-Akılsız içinden, 'Tanrı yok!' der. İnsanlar bozuldu, iğrençlik aldı yürüdü, iyilik eden yok.-

Akılsız kimler biliyor musunuz?

Isaac Asimov. Biyokimyagerdi.

Noam Chomsky. MIT'de dil bilimi profesörü. 2005'in en büyük Amerikan entellektüeli sayılıyor.

Francis Crick. DNA yapısını keşfedenlerden birisi. 1962'de fizyoloji/tıp dalında Nobel ödülü aldı. 

Marie Curie. 1903'te fizik dalında, 1911'de kimya dalında Nobel ödülü aldı.

Bu konuda istemediğiniz kadar örnek sunabiliriz tabi ki. Bunlar sadece bir kaç tanesi. Ve bu insanlar dine göre 'akılsızlar'. İşte bu din olgusuna saygı duymuyoruz ve düşmanıyız. Ancak her birinizin bu dinlere nasıl inandığınızı anlamasak da, o dinlere inanışınıza saygı duyuyoruz. Sizinde ateizme saygı duymanıza gerek yok ki zaten duymuyorsunuz. Ama bizim her birimizin inançsızlığına saygı duymalısınız.

8. Ateistler dini konularda bilgisizdir!

8. Ateistler dini konularda bilgisizdir!

Ateistler dinler hakkında bilgisiz değildirler. Çünkü çoğu ateist de önceden teistti ve bazı şeyleri sorgulayıp araştırdıklarından ve çelişkileri bu araştırmaları sonucunda gördüklerinden dolayı ateist oldular. Ancak Dünya üzerindeki teistlerin yüzde 99'u ailelerinin diniyle aynı dindeler. Peki sorgulamadan, araştırmadan kabul ettiğiniz dinin hakkında, sorgulayıp araştırıp onu reddeden ateistlerden daha bilgili olduğunuzu mu iddia ediyorsunuz? Türkiye'den örnek vermek gerekirse, ateistlerin çoğu Kuran-ı Kerim'i okumuştur. Aynı oran acaba Müslümanlar için geçerli midir?

Örneğin Amerika'daki protestanların çoğu Protestan Reformu'nun öncüsünün Martin Luther olduğunu bilmiyor. Çıkın bugün Türkiye'de sokağa, Havva nasıl oldu diye sorsanız çoğu insan Adem'in kaburga kemiğinden diyecektir. Oysaki İslam'da Havva'nın Adem gibi çamurdan topraktan yaratıldığını söyler. Bunun örnekleri de istemediğiniz kadar uzar gider.

9. Böyle bir mükemmelliyet ancak Tanrı tarafından yapılabilir, tesadüfen oluşamaz!

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
3
1
1
0
0
0
0