Soma'nın Eski Yöneticisi TKİ ve Soma Holding'i Uyarmış...
Soma Madencilik İşletmeleri’nin eski yöneticisi Selim Şenkal, 2007 yılı başında yangın riskine ilişkin Türkiye Kömür İşletmeleri’ni (TKİ) uyardıklarını ancak “Sıkıntı olmaz” cevabı aldıklarını belirterek, “İş güvenliğini sağlayamayınca biz de terk ettik. Ama devralan şirketi de uyardık” dedi.
Soma Kömür İşletmeleri’nin Park Holding dönemi işletme müdürü olan ve şu an Hattat Amasra Maden İşletmesi Genel Müdür Yardımcılığı görevinde bulunan Dr. Selim Şenkal, 2007 yılı başında sürekli yangın riski olduğunu Türkiye Kömür İşletmeleri’ne (TKİ) bir yazıyla bildirdiklerini ancak ‘sıkıntı olmaz’ yanıtı aldıklarını söyledi.
Üretim yapılacak yerin değiştirilmesi, bir bölümü kömür içinden geçen ana galerinin kömürle temasının kesilmesi için betonlanması, havalandırma ve personel girişinin de yeni bir yol açılarak üretim olan galeriden değil başka bir galeriden yapılmasını önerdiklerini ifade eden Şenkal, önerileri kabul edilmeyince iş güvenliğini sağlayamayacakları gerekçesiyle madeni terk ettiklerini bildirdi.
32 yıllık meslek hayatının en zor dönemini Soma’da geçirdiğini anlatan Selim Şenkal Hürriyet gazetesinden Şehriban Oğhan’a açıklamalar yaptı.
15 milyon tonluk bir rezerve sahip olan yeraltı işletmesini yılda 1,5 milyon ton üretim kapasitesiyle 10 yılda üretme taahhüdüyle aldıklarını söyleyen Şenkal şöyle konuştu:
“Şu anki işletme de aynı şartla aldı. Çalışmaya başlayınca iki problem gördük. Üstte TKİ daha önce üretim yapmış ve emniyetli şekilde kapatmış; bize bu galerinin 110 metre altında, kömür içerisine girilerek üretim yapma izni verdiler. Aradaki kömür duruyor. Biz dedik ki; buradaki kömür boşta kalıyor, biz altı boşalttıkça aradaki kömür her zaman yanar. Sürekli kömür kızışması, oksidasyonu dediğimiz yangın olur, yıllar boyu söndüremezsiniz dedik. İhale edilen yerin üst taraflara alınması gerekiyordu. İkinci en büyük sıkıntı ana galeriler hiçbir zaman kömür içinde açılmaz. Maalesef havalandırma ve personel giriş galerisinin bir kısmı kömür içinde açılmış. Ana yolların komple betonlanarak kömürden izole edilmesi, dışarıyla bağlantılı ilave yollar açılması gerekiyordu.
”Benzer tehlike atlattık
Problemleri görünce TKİ’ye yazı yazdıklarını söyleyen Şenkal, buna karşılık ‘Sıkıntı olmaz’ cevabı aldıklarını hatırlattı. Bunun üzerine yeraltında daha az personel çalıştırmak için mekanize ayak getirdiklerini anlatan Şenkal, “Soğutma özelliği yüksek, insan sağlığına zararı olmayan azot sistemi kurduk. Yangın çıkan yerlere azot basarak rahatlattık, yoksa bizim de başımıza hızlı bir şekilde gelirdi bu. Nitekim benzer bir yangın atlattık. Sensörlerle uyarıyı aldık, havalandırmayı ters çevirerek faciayı önledik ve 200 işçiyi tahliye ettik. Bir süre daha çalışmaya devam ettik baktık yangın hala devam ediyor emniyetsiz bir ortam oluştuğunu, bu şartlar altında burada çalışamayacağımızı TKİ’ye bildirdik. O arada bu şirketin yetkilileri gelip incelediler ve devralmak istediler. Biz zaten TKİ’ye devredeceğimizi beyan ettik ve 2009’da terkettik orayı” dedi.
Yangın 3-4 yıl sürdü
“TKİ riski anlayınca yeni şirkete üstten çalışma izni verdi ama bunlar aradaki kısmı çalışamadılar; çünkü yangın başlamıştı. Orayı atladılar” diye konuşan Şenkal, “Yangın 3-4 yıl devam etti. Öte yandan yılda 1,5 milyon ton kapasiteyle eşleştirilmiş ana altyapısı olan bir yeraltı bu. Havayı 1,5 milyon ton üretirken temizlemeniz farklıdır, 3 milyon ton üretirken farklı. Üretim kapasitesini artırdığınız zaman ön göremediğiniz problemler ortaya çıkar. En başta da yangın. Firma anladığım kadarıyla burada 1.5 milyon tonun üzerinde üretime başlamış. Bu işin bir de TKİ ayağı var. TKİ’nin kontrol teşkilatı var. Bu teşkilat şirketle iç içe çalışır ve ocaktan 365 gün sorumludur, her gün orada yapılan icraatı bilir. Şirket bir noktada kendini üretime verir ve bir şeyleri unutur diyorsak, kontrol teşkilatının da bunları ikaz etmesi gerekirdi” açıklamasını yaptı,
Dayıbaşılar bana da geldi
Şenkal, en büyük sorunun taşeronlaşma olduğunun altını çizerek, “TKİ hizmet sözleşmelerinde, ‘taşeron üretimde çalıştırılamaz’ maddesi vardır. Şirket taşeronluğu kabul edemez. Bu Soma bölgesine ait bir sistem, başka işletmelerde göremezsiniz. İlk gittiğimde dayıbaşılar bana da geldiler. Biz kabul etmedik. Sistem şöyle işliyor, dayıbaşının getirdiği personeli şirketler kendi bünyesine alıyorlar. Sigortasını, maaşını ödüyor. Ama hem çalışan adamdan kesilen hem de primden kaynaklanan paraların dayıbaşına gitmesi sağlanıyor. Buna herkes göz yumuyor” dedi.
‘Dikkat edin’ diye şirketi de uyardık
Selim Şenkal, madenin işletmesini alan şirkete ‘Dikkat edin, burada çok kolay bir üretim söz konusu değil, sıkıntılar var’ uyarısı yaptıklarını belirterek, “Altyapıyı ve olması gerekenleri anlattık. Hatta üretim panosunun alt tarafında metan gazı çıkışları vardı, onları bile kendilerine ilettik. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Belki yanlış anlamış olabilirler. Birisi burayı çalıştıramadı, üretemedi diye ben de üretemem moduna girmiyor kimse. Onların da çok fazla tecrübeleri var. Onlar tabii tecrübelerine güvendiler. 32 yıldır maden mühendisiyim. En zor dönemimi Soma’da geçirdim. Yatağımı madene taşıdım. Soma’da yönetici uyuyamaz” diye konuştu.
Bundan sonra çalıştırılmaz
Facianın meydana geldiği madenin 4-5 aydan önce açılamayacağını belirten Şenkal, “Çünkü yer üstünde de çatlaklar var. İşletme ruhsatı TKİ’nin. Şirket suçlu bulunursa TKİ kendisi alacak. İçeride bir sürü ekipman var. Ben bundan sonra çalıştırılamaz diye düşünüyorum. Çünkü TKİ’nin elinde tecrübeli personel çok az. Hiçbir özel şirket artık orayı çalıştırmaz. Orası bence kapandı” dedi.
Şehriban Oğhan | Hürriyet
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!