Sıfırdan Zirveye: Luis Suarez'in Hikayesi

Luis Suarez'i sevmiyor olabilirsiniz. Agresif ve saldırgan tavırları itici gelebilir. Ama onun hikayesini dinlemek bu görüşlerinizi değiştirebilir...

Günümüz futbolunun en önemli golcülerinden Luis Suarez... Onu saha içindeki saldırgan ve zaman zaman kontrolsüz hareketleriyle tanıyor olabilirsiniz. Ama bu kimliğini tetikleyen şey, küçümsenecek bir faktör değil. Onunki, gerçek bir kazananın hikayesi.

Hayat ne yazık ki herkese adil davranmıyor. Suarez'in hikayesi de zorluklarla başladı. Uruguay'ın Salto kentinde dünyaya gelen Suarez, yedi çocuklu bir ailenin dördüncü çocuğuydu.

Suarez 7 yaşındayken Montevideo'ya taşınan ailesi, iki yıl sonra parçalandı. Babası tarafından terk edildiklerinde, temizlikçilik yapan annesine yardım etmek için o da sokaklarda temizlikçilik yapmaya başladı.

Küçüklüğünden beri futbol aşkını sokaklarda gidermeye çalışan Suarez, krampon alacak paraları olmadığı için çok istediği bir takımın seçmelerine bile girememişti.

Urreta altyapısına girdiğinde ise 9 yaşındaydı ve oyuna sonradan girerek hat-trick yaptığı bir maç, hayatının dönüm noktalarından birisi oldu. Urreta'da küçük yaşta yıldızını parlatırken, kısa süre sonra ülkenin önde gelen kulüplerinden Nacional tarafından keşfedildi.

Ergenlik çağında ise hırçın karakteri günyüzüne çıktı. Beraber top koşturduğu arkadaşları onu 'eşkiya' olarak tanımlarken, bir dönem futbola olan konsantrasyonunu da kaybetti. Antrenmanları aksattığı ve içki içmeye başladığı o dönemlerde elinden tutan kişi ise hayatının aşkı Sofia Balbi oldu.

'Futbolun benim için iyi gitmediği ve çalışmak istemediğim bir dönemdi. Antrenman yapmak istemiyordum. Bir isyan halindeydim ve bu isyan bana kaybettirmeye başlamıştı.' diyerek o günleri anlatan Suarez, 2009 yılında dünyaevine girdiği Sofia Balbi'nin desteğiyle kötü günleri arkasında bıraktı.

2003'te sevgilisi Sofia'nın ailesiyle birlikte İspanya'ya taşınması, Suarez'i basamakları daha hızlı tırmanmaya itmek için önemli bir neden oldu. Sofia ile beraber olabilmek için tüm hayatını futbola adayan Suarez, Nacional'de yıldızını parlattı ve daha sonra Hollanda ekiplerinden Groningen'e transfer olarak Avrupa kapılarını araladı.

Groningen'den transfer olduğu ve 159 maçta 111 gole imza attığı Ajax'tan sonraki hikâyesi ise hepimizin malumu...

Avrupa'daki yaşamı ile geride bıraktığı yoksulluk arasındaki zıtlık, Suarez'in saha içindeki periyodik saldırgınlığının önemli bir sebebi. Ama şunu kabul etmek gerekir ki, onunla benzer kadere sahip pek çok futbolcu adayı, onun tırmandığı basamakları tırmanmayı başaramadı.

Hiç şüphe yok ki, Suarez'i bu denli 'özel' kılan en önemli şeylerden birisi arkasında bıraktığı zorlu hayat...