Roma İmparatorluğu'na Karşı Halkını Örgütleyerek Direniş Gösteren Bir Çoban: Viriathus
Roma İmparatorluğu kendi kültüründen uzak gördüğü toplumları barbar diye sıfatlandırıyordu. Fakat Roma bu barbarları hiç de kolayca kontrol altına alamayacaktı. Kanlı mücadelelerin galibi güçlü Roma olabilirdi, ancak İmparatorluk karşısında direniş gösterenlerin her biri kahraman olarak anılacaklardı.
M.Ö. 150'li yıllara gelindiğinde Roma Cumhuriyeti artık ufak bir devlet olmaktan çıkmıştı. En büyük rakibi Kartaca'yı devre dışı bırakmış ve Anadolu topraklarını dahi kontrol altına almıştı. Roma'nın İmparatorluğa giden yolundaki tek engel, barbar diye sıfatlandırılan savaşçı kavimlerdi.
Bu kavimlerden biri olan Lusitaniler de İber Yarımadası'nda, bugünkü Portekiz topraklarında yaşıyorlardı. M.Ö. 193'ten beri Roma ile devamlı savaş halindeydiler.
M.Ö. 150'de Preator Servius Galba, Lusitaniler üzerine saldırdı ve bütün halkı katlettirdi. Yaklaşık 9.000 kişi öldürüldü, sağ kalanlar ise esir alındı.
Fakat Roma'nın yaptığı bu katliamdan sağ kalan önemli birisi de vardı: Viriathus.
Bir çoban olduğu bilinen Viriathus çok güçlü ve savaşçı bir yapıya sahipti. Tarihçiler onun bu özelliklerinin, dağlarda çobanlık yaparken diğer vahşi hayvanlara karşı sürülerini savunmasıyla geliştiğini tahmin etmektedirler. Sağ kalan bir avuç Lusitani, Viriathus'u lider seçerek ve direnmeye karar verdiler.
İlerleyen birkaç yıl içerisinde Lusitaniler gayr-i nizami harp teknikleriyle Roma'nın kanını akıtmaya başladılar. Düzenli Roma orduları ise alışık olmadıkları ormanlar içerisinde bu atik ve savaşçı toplulukla mücadele edemiyorlardı.
Zaman içerisinde Viriathus'un adı her yerde duyulmaya başladı. Fakat yüzünü daha önce bir tane bile Romalı görmemişti. Viriathus, Roma için adeta adı efsanelerde geçen korkunç bir şeytandı.
Viriathus'u bulmak için sivillere zulmedilmeye başlandı. Lusitani halkı türlü işkencelerle kırılıyor ve Viriathus'un yerini söylemeye zorlanıyordu.
Bu zeminde Viriathus tam bir ikileme düştü. Direnişi devam ettirdikçe bağımsızlığı uğruna savaştığı halk Roma tarafından öldürülüyordu. Acaba kendini feda ederse halkının canını kurtarabilir miydi?
Viriathus uzun süre düşünüp o zorlu kararını verdi: direnişe devam edecekti. Fakat yakınındaki dostları Roma ile barış yapmayı istiyorlardı. Gerilla savaşı sonsuza kadar sürdürülebilirdi fakat bir kazancı yoktu.
Bu düşüncede olan Viriathus'un en yakınındaki dostları onu M.Ö. 139'de bir suikastla öldürdüler. Roma ise planlanan antlaşmayı kabul etmedi ve Viriathus'u öldürenler de onunla aynı kaderi paylaştılar. Böylece liderini kaybeden Lusitaniler yavaşça Roma'nın emri altına gireceklerdi.
Kötü bir sona rağmen Viriathus birkaç yıl boyunca Roma karşısında başarıyla direniş göstermiş ve adını tarihe yazdırmıştı.
Lusitaniler de bugün Portekizlilerin ataları kabul edilir vaziyettedir. Basit bir çoban iken kaderi değişen Viriathus da antik dönemin kahramanlarından biri olarak hafızalardaki yerini almıştır.
Yorum Yazın
şu ilk baştakı harita gözüme takıldıda Azerbaycan topraklarında armenia yazıyor milattan önce 150de şimdiki Azerbaycan topraklarında albaniya devleti mevcut ... Devamını Gör
Əfsus ki, Qafqaz Albaniyası beynəlxalq arenada erməni dövləti kimi tanınıb.
Tarih kaybedenleri de yazar
ama daima kazananlar tarafindan yazilir. viriathus isminin "us" ile bitmesi bir fikir veriyordur sanirim.
Roma'ya göre Roma'lı olmayan barbardı. Zamanla kendisini Roma'lı farzedenler kendisi gibi olmayanları barbar kabul etti. Roma'lılara göre mesela Almanlar bar... Devamını Gör