onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Rafadan Tayfa Yapımcı Yönetmeni İsmail Fidan: "Her Karakterin Gerçek Hayatta Bir Hikayesi Var"

etiket Rafadan Tayfa Yapımcı Yönetmeni İsmail Fidan: "Her Karakterin Gerçek Hayatta Bir Hikayesi Var"

Hande İpekgil & Gamze İrez
22.12.2024 - 22:46 Son Güncelleme: 22.12.2024 - 22:50

Bu sene sekizincisi yapılan Akdeniz Bilişim Zirvesi’nde Antalya Teknokent Genel Müdürü Dr. İbrahim Yavuz ve zirve küratörü Emrah Kozan adeta bir “teknolojik sihir” yapıyor!

2024 zirvesinde;

150 + Konuşmacı

20.000 + Katılımcı

300 + Firma

70 + Üniversite… yer aldı.

Dr. İbrahim Yavuz’un cümleleriyle Akdeniz Bilişim Zirvesi “Antalya Teknokent olarak uzay havacılık, savunma sanayii, bilişim, yazılım, tarım, turizm ve sağlık alanında son yıllarda hayata geçirilen yeni projelere Türkiye’nin en iyi Teknokentleri arasında vizyonunu geliştimek için çabalıyor. Bu kapsamda Antalya Teknokent' in düzenlediği Akdeniz Bilişim Zirvesi 8 yıldır hem bölge hem de ülke genelinde oluşturduğu bilişim farkındalığı ile ses getirmiş ve büyük bir hedef kitleye ulaşmıştır. Amaç; bilişim sektöründeki tüm öğrencileri, akademisyenleri, bilişim kuruluşlarını, profesyonelleri ve çalışanları bir araya getirmek.

Her yıl Zirve sonrasında, zirve katılımcıları ile dünya bilişim gündemini tartışan ve üreten bir dinamik oluşturma, bu konularda farkındalık yaratma çabasındalar. Bilişim Zirvesi etkinliğinde bölgedeki tüm üniversitelere, meslek odalarına ve sivil toplum kuruluşlarına kapı açılıyor. 

Akdeniz Bilişim Zirvesi küratörü Emrah Kozan ise; “Zirve, teknolojinin toplum üzerindeki dönüştürücü etkisini anlamak ve bu etkileri nasıl yönlendirebileceğimizi tartışmak için bölgesel ve uluslararası liderleri, yenilikçileri ve düşünce önderlerini bir araya getiriyor. Siber güvenlikten yapay zekaya, akıllı şehirlerden e-devlet hizmetlerine ve teknoloji liderliğine kadar bir dizi temel konu, zirvenin ana gündem maddeleri arasında yer alıyor, her biri geleceğimizi şekillendirmede önemli bir rol oynuyor.”

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Sekizinci Akdeniz Bilişim Zirvesi

Sekizinci Akdeniz Bilişim Zirvesi

Akdeniz Bilişim Zirvesi özel ve hibrit bir yapıda. Her konu çalışılıyor. Siber güvenlik, günümüzün dijital dünyasında öncelikli bir mesele haline geldi. Zirvede, katılımcılar siber tehditlere karşı nasıl daha güçlü önlemler alınabileceği, veri koruma ve güvenlik politikalarının nasıl geliştirilebileceği üzerine tartışmalar yapıldı. Aynı zamanda, siber güvenlik uzmanları en son teknoloji savunma mekanizmalarını ve tehdit istihbaratı tekniklerini paylaşarak, bölgesel işbirlikleri ve ortak güvenlik stratejilerinin geliştirilmesine ışık tuttular.

Yapay zeka, zirvede iş süreçlerini otomatize etmek, veri analizi yapmak ve karar verme mekanizmalarını desteklemek için giderek daha fazla kullanılan bir araç olarak ele alındı. Katılımcılar; yapay zekanın etik kullanımı, algoritmik şeffaflık ve bu teknolojilerin toplumsal etkilerini derinlemesine incelediler. Ayrıca, yapay zeka ve makine öğrenimi teknolojilerinin bölgesel ekonomiye nasıl entegre edilebileceği üzerine stratejiler geliştirildi.

Ayrıca, akıllı şehirler konusunda ise zirve, şehirlerin daha sürdürülebilir ve yaşanabilir hale getirilmesi için teknolojinin nasıl kullanılabileceğini tartıştı.

Akıllı ulaşım, enerji yönetimi, akıllı bina teknolojileri ve kentsel altyapının dijitalleşmesi gibi konular, şehir planlaması ve yönetiminde yenilikçi çözümler sunmanın yollarını ortaya koydu.

E-devlet hizmetleri ise, kamu hizmetlerinin dijitalleştirilmesiyle vatandaşların hayatını nasıl kolaylaştırabileceğimizi ve bu süreçlerde veri güvenliği ile gizlilik korumasının nasıl sağlanabileceğini ele alacak. Zirve, bu alanda dijital hükümet uygulamalarının optimizasyonu ve vatandaş memnuniyetini artırma yollarını araştıracak.

Teknoloji liderliği oturumlarında ise, zirve katılımcıları teknolojiyi yönetme ve yeni teknolojik trendleri öngörme konusunda liderlik becerilerini nasıl geliştirebileceklerini paylaşacak. Ayrıca, teknoloji liderlerinin bölgesel kalkınma ve inovasyona nasıl katkıda bulunabilecekleri üzerine stratejiler geliştirildi.

Akdeniz Bilişim Zirvesi, bu temel konular etrafında şekillenen oturumlarla katılımcılara ilham verici bir platform sunmayı ve bölgesel teknoloji ekosistemini güçlendirmeyi amaçlıyor. Zirve, katılımcıların yeni bilgiler edinmelerini, önemli bağlantılar kurmalarını ve teknolojik gelişmeleri kendi alanlarına nasıl entegre edebileceklerini öğrenmelerini sağlayacak bir ortam oluşturmayı hedefliyor. Bu zirvedeki en ilginç konulardan biri ise yapay zeka teknolojisi ve gelecek yapımları, prodüksiyonlarıydı. Zirve sunumcularından Rafadan Tayfa Yapımcı ve Yönetmeni İsmail Fidan ilham verici sunumlar yaptı, biz de kendisiyle geleceği bu kapsamda konuştuk bu röportajda.

İsmail Fidan kimdir?

İsmail Fidan kimdir?

İsmail Fidan, 2012 yılında bu işi bir girişimcilik serüvenine dönüştürmeye karar verdiğinde İSF STUDİOS adında bir yapım şirketi kurarak kendi animasyon filmlerinin yapımcısı ve yönetmeni olmaya başladı.

İlk projesi ise TRT ÇOCUK ekranlarında yediden yetmişe herkesin sevdiği “Rafadan Tayfa” isimli animasyon filmi oldu. Bu proje, yerli çizgi dizilerin yapılmasına ve yaygınlaşmasına da öncülük etti. İSF STUDİOS kurucusu İsmail Fidan, günümüzde de aktif olarak bu şirketin yapımcılığını ve yönetmenliğini yapmaktadır. Çeşitli projelerle de eğlenceli animasyon dizi ve filmlerini üretmeye devam etmektedir. Sektörüne getirdiği yeniliklerle de herkesin takdirini kazanmayı başarmıştır.

- İstatistik ve bilgisayar bilimleri alanındaki akademik geçmişinizin, animasyon ve yönetmenlik gibi yaratıcı alanlara yönelmenize nasıl bir katkısı oldu? Bu geçiş sürecinde sizi etkileyen dönüm noktaları ve ilham kaynaklarınız nelerdi?

Elbette. Öncelikle matematik aşığı biri olduğumu söyleyeyim. İstatistik ve bilgisayar bilimleri alanındaki eğitimim, analitik düşünme yeteneğimi geliştirmemde oldukça yardımcı oldu. Verileri analiz etme, mantıksal çıkarımlar yapma ve sistematik bir yaklaşımla problem çözme becerilerim, animasyonun teknik yönlerine dair bakış açımı önemli ölçüde etkiledi diyebilirim. Çünkü animasyon, estetik olduğu kadar matematiksel bir süreçtir. Bu da bana hikâye anlatımında ve teknik sınırlılıkları zorlamama olanak sağladı. Özellikle 3D modelleme, animasyon, render ve tüm teknik aşamalarda bu altyapının faydasını fazlasıyla gördüm.

Lisans eğitimimi tamamladığım dönemde fotoğraf, tasarım ve dizgi gibi birçok alanda kendimi geliştirmeye çalıştım. Bitirme tezimi, danışman hocamın da yönlendirmesiyle 'Karakter Modelleme ve Canlandırma' konusu üzerine hazırlamaya karar verdim. Bu, o bölümde ilk defa karşılaşılan bir durumdu ve benim için dönüşümü başlatan önemli bir adım oldu.

Hayatta bazen böyle dönüm ve kırılma noktaları insanın tüm kariyerini değiştirebiliyor. O yüzden insanın hayallerinin peşinden gitmesini ve sevdiği işi yapmasını çok önemsiyorum.

- Fotoğrafçılıkla başlayan ilgi alanlarınız, üniversite yıllarında nasıl şekillendi? Animasyonla tanışma süreciniz ve bu sürecin kariyerinize etkileri neler oldu?

Fotoğrafla ilk tanışıklığım, lise yıllarımda babamın aldığı amatör sayılabilecek bir fotoğraf makinesiyle başladı diyebilirim. Birçok insanın dikkat etmediği detayları fotoğraflandırmak, açıkçası benim için oldukça heyecan verici bir serüvenin de başlangıcı oldu. Sonrasında da kadrajımdan yansıyan karelere gösterilen ilgi, çevremden gelen güzel yorumlar, bu alanda ilerlemem noktasında beni motive etti.

Trabzon’daki üniversite yıllarımda ise fotoğrafçılığın yanına, bir de tasarım çalışmalarım eklendi. Öğrenci kulübünün faaliyetlerinin aktarıldığı derginin, hem fotoğraflarını çekiyor hem de tasarımını yapıyordum. Grafik alanındaki çalışmalarım da böyle başladı diyebilirim.

Fotoğraf çekme tutkusuyla başlayan, grafikle devam eden bu serüven hiç beklemediğim bir anda bambaşka bir yöne evrildi. Dördüncü sınıfa geldiğimde bitirme tezimi, fotoğraf ya da tasarım alanında yapmak istiyordum; ancak danışmanım bunun bitirme projesi için yeterli olmadığını söyledi. İşte üç boyutlu animasyon dünyasıyla tanışmam da bu şekilde oldu. Bu açıdan istatistik bölümünü “Karakter Modelleme ve Canlandırma” başlıklı bitirme tezi ile diplomasını alan dünyada tek kişi olduğumu söyleyebilirim.

Bitirme teziyle birlikte, kendimi 3D dünyasının içerisinde bulmuş oldum. Sonra gördüm ki fotoğraf sadece var olanı gösterirken, animasyon ise hayal ettiğiniz her şeyi yapmanızı mümkün hâle getirebiliyor. Bu düşünce, pek çok projemin de temelini oluşturmuş oldu.

- Yurt içi ve yurt dışı projelerde teknik yönetmenlik yaparken karşılaştığınız zorluklar nelerdi? Bu deneyimler, mesleki gelişiminizi ve projelerinize olan yaklaşımınızı nasıl şekillendirdi?

- Yurt içi ve yurt dışı projelerde teknik yönetmenlik yaparken karşılaştığınız zorluklar nelerdi? Bu deneyimler, mesleki gelişiminizi ve projelerinize olan yaklaşımınızı nasıl şekillendirdi?

Biraz önce söylediğim gibi bitirme tezimle birlikte, kendimi animasyon dünyasında bulmuş oldum. Kendimi bu alanda geliştirmek istiyordum; ancak ülkemizde maalesef çizgi film alanında çalışan herhangi bir stüdyo bulunmuyordu. Var olanlar ise ne yazık ki çok küçük ölçekteydi ve sadece reklam sektöründe faaliyet göstermekteydi. Sektör ise alanında uzmanlaşmış isimlerden oluşmuyordu.

Bu arada, üniversitenin son yılında hayatıma katmış olduğum yazılım geliştirme kısmını, animasyon dünyasına uyarlama fikri beni oldukça heyecanlandırıyordu. Fakat bu konuda ne ülkemizde bilgi alabileceğim bir sanatçı ne de bir stüdyo bulunuyordu. Buna rağmen, çalıştığım küçük ölçekli mimarlık ofisinde, animasyon ile yazılımı birleştirerek, teknik alanda da kendimi geliştirmek için elimden geleni yaptım. Açıkçası o günlerde özellikle animasyon gibi tematik alanlarda, bilgiye erişmek oldukça kısıtlıydı. Buna rağmen sektörel gelişmeleri, internetteki az sayıda kaynaktan ve uluslararası sanatçıların dâhil olduğu forumlarda takip ediyor, kendime sektörel anlamda rol modeller geliştiriyordum.

TRT Çocuk’un kurulmasıyla birlikte, hâlihazırda çalışmış olduğum şirket, Türkiye’de ilk defa animasyon çizgi film projesine başladı. Bu proje, bana kendimi teknik alanda oldukça geliştirme imkânı sundu. Kendi yazdığım plug-inlerle, rol model aldığım sanatçıların teknik bilgisine benzer düzeyde işler üretme fırsatı buldum. Çalışmalarımı gören iş arkadaşlarım, teknik anlamda çok ileri düzeyde olduğumu söylese de rol model aldığım sanatçıların işleri, kendimi sektörde nerede olduğum konusunda doğru tarifliyordu. Bu yaklaşım, kendi yankı odamdan kurtulmamı, kendimi sürekli geliştirmemin de önünü açmış oldu diyebilirim.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

- Düşük bütçe ile İSF Studios’u kurma kararını almanıza hangi faktörler yol açtı? Bu süreçte karşılaştığınız en büyük zorluklar ve bu zorlukları aşma yöntemleriniz nelerdi?

Az önce de bahsettiğim gibi yaklaşık 8 yıllık tecrübe ve deneyim, eksiklikleri görmenizi sağlarken daha iyisini yapmanız için yeni şeyler ortaya koymanız içgüdüsünü oluşturuyor. Siz bu motivasyona sahip olsanız da kimi zaman çalışmış olduğunuz şirket sizinle aynı fikirde olmayabiliyor. İşte bu noktada, kendiniz yol yürümeye karar veriyorsunuz. Benim İSF Studios’u kurma hikâyem, sıfır sermaye ile böyle başladı diyebilirim.

Bahsetmiş olduğum dönemde, hiçbir yapımcı muhtemelen ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik durumu da düşünerek bu sektöre yatırım yapmaya cesaret edemiyordu. Sektörümüz, dışarıdan her kadar renkli ve eğlenceli görülse de oldukça fedakârlık, sabır ve özveri gerektiren bir alan. Her şeyden önce sanatçılarınızın, çalıştıkları alanlarda kendilerini rahat hissetmeleri gerekiyor. Bu nedenle de çok büyük riskler alarak; modern ve özgün bir çalışma ortamını sıfırdan inşa etmek için yola çıktım. Böyle bir yatırıma başta en yakınınızdaki isimler, yine sizi düşünerek karşı çıkabiliyor. Bu kural benim için de değişmedi. Herkes bu fikre karşı çıkarken İSF Studios’un temellerini attım. Evet yıllarca borç ödedim ancak bu çabanın sonunda, dünyada da eşine zor rastlanır bir stüdyoyu ülkemize kazandırmış olduk.

- Rafadan Tayfa'nın oluşum sürecinde hangi aşamalardan geçtiniz? Karakterlerin tasarımı için ne tür araştırmalar yaptınız ve bu süreçte ilham aldığınız unsurlar nelerdi?

- Rafadan Tayfa'nın oluşum sürecinde hangi aşamalardan geçtiniz? Karakterlerin tasarımı için ne tür araştırmalar yaptınız ve bu süreçte ilham aldığınız unsurlar nelerdi?

Şirketi kurarken, çalışma ekibimizin deneyimli ve işini en iyi yapan sanatçılardan oluşması gerektiğini biliyordum. İlk olarak, yıllarca yan yana çalıştığımız fakat o dönemde İngiltere’de bulunan senaristimiz Ozan Çivit ile hayallerimi ve hedeflerimi paylaştım. Kendisi de projemi ve hedeflerimi beğendi ve ilk günden bugüne hep yanımızda oldu.

Öncelikle Rafadan Tayfa’da yer alan her bir karakterin gerçek hayatta bir hikayesi var. Bu söylediğim şey, çizgi filmdeki karakterlerimizin, ilham aldığımız gerçek karakterle her şeyinin birebir uyduğu anlamı taşımıyor elbette.

Bir hikâye oluştururken, birkaç farklı yöntem vardır. Örneğin, tamamen kendi hayal dünyanıza ait bir karakter oluşturabilirsiniz. Bu şekilde bir karakter yaratımında, o karaktere ait ne varsa, hepsi kendi düşsel anlatımınızın bir ürünü olarak seyirciyle buluşur. Ya da karakter oluşumunda çevrenizden bir kişiden ilham alırsınız. Bana göre bu tercih diğerine göre daha avantajlı bir yaklaşımdır. Zira gerçek bir karakterden esinlenerek karakter oluşturmak, hikâyenin oturması açısından oldukça önemli bir husustur.

Rafadan Tayfa’daki Kâmil karakterini oluştururken, büyük oranda babamdan esinlendim. Bunu pek çok kez anlattım aslında. Peki gerçek hayatta Kâmil Fidan kimdir? Babam kamuda uzun yıllar görev yaptı. O dönemin ekonomik şartları, Ankara gibi büyük bir şehirde yaşam, tek maaş derken babam hep ek iş yapmak zorunda kaldı. Bu nedenle de çocukluk anılarımdaki baba figürü, sürekli çalışan; bu nedenle de hep yorgun olan, fırsat bulduğunda da uyuklayan bir kişilikti. Rafadan Tayfa’nın Kâmil’ine baktığınızda, zaman zaman onu bakkalda uyurken görürsünüz. Tabii Kâmil’in yorgunluğu çalışmaktan değil; ancak uyuklamayı, daha doğrusu arada kestirmeyi sevmesinden kaynaklanıyor.

Saadettin Usta, bende büyük emeği olan, gerçek hayatta da yedi yıl yanında çalıştığım bisiklet ustasıdır. Engelli olmasına rağmen hayata hiçbir zaman küsmedi. Mucit diyebileceğim ölçüde yaratıcı bir akla, müthiş bir teknik bilgiye ve muazzam bir hoşgörüye sahipti. Geçtiğimiz yıllarda vefat etti. Allah rahmet eylesin, üzerimde emeği çok büyük bir isimdi. Ustamı kaybettim; ancak Saadettin Usta karakteri Rafadan Tayfa da yaşamaya devam ediyor. Saadettin Usta, tüm arkadaşlarımıza, keskin zekası ve hoşgörüsüyle bana olduğu gibi rehber oluyor.

Zorluk derseniz çizgi film süreci birbirinden farklı pek çok zorluğu içerisinde bulunduran bir süreç. Örneğin, senaryoda hayal edilen bir karakter, seslendirmenin de eklenmesiyle birlikte bambaşka bir hâle dönüşebiliyor. Tabii bu psikoakustik sürecin de ötesinde bir konu. Ses aksiyonun da kaynağı olarak karşımıza çıkıyor. Bu anlamda ses, görüntünün dışında yeni bir anlam inşa eder ve kimi zaman hikâyenin başatı hâline gelebilir. Senarist ne yazarsa yazsın, ses ile karakter o kadar özdeşleşir ki kimi zaman ses sanatçısının bir nidası, anlamı bambaşka bir yere sürükleyebilir. Bu nedenle de senaryodan itibaren çizgi filmin her alanı oldukça zorlu ancak bir o kadar da heyecanlı bir süreçtir.

- Animasyon sektörüne kazandırdığınız teknik yeniliklerden ve bu yeniliklerin projelerinizin sanatsal ve ticari başarısına olan etkilerinden bahseder misiniz?

İSF Studios, hem teknik alt yapı hem de ekip olarak sadece Türkiye’nin değil, bölgemizin en büyük animasyon stüdyosudur. Son 10 yıldır şirketimize çok büyük yatırımlar yaptık. Başarımızı biraz da bu güçlü teknik kapasiteye borçluyuz diyebilirim.

Daha önce de bahsettim üzere özellikle teknik alanda kendi yazılımlarımızı geliştiriyoruz. Bu araçlar, sadece bize özel çözümler sunmaktadır. Bu yazılımların ana amacı, sanatçılarımızın teknik alanda boğulup zaman kaybetmelerinin önüne geçerek, vakit kazanmalarını sağlamaktır. Sektörümüzle ilgili net olarak şunu söyleyebilirim. Sanatçının üzerinden, teknik anlamda ne kadar angaryayı alırsanız projenin sanatsal değeri bir o kadar güçlü olmaktadır.

- Gelecekte İSF Studios altında hangi tür projeleri görmeyi umuyorsunuz? Şirketinizin uzun vadeli hedefleri nelerdir?

Bugüne kadar izleyicilerimizin de severek takip ettiği pek çok başarılı projeye imza attık. Bunların yanı sıra yaklaşık 6 yıldır, geliştirdiğimiz ve üzerinde ciddi emek harcadığımız yeni projelerimiz de mevcut.

Projelerin bir kısmını uluslararası ortaklıkta yapmayı planlıyoruz. İnanıyoruz ki şu anki teknik alt yapımız ve stüdyomuzun imkânları, global ölçekte marka olacak bir projeyi yapmak için oldukça yeterli. İnşallah önümüzdeki yıl, ön prodüksiyonuna kafa yorduğumuz bu projeleri uluslararası pazarda dünyaya duyurmuş olacağız. Bu projelerle, ülkemizin kültür endüstrisindeki payını artırmada da önemli bir görev üsteleneceğini düşünüyorum.

- Yapay zekâ teknolojilerinin hikâye anlatıcılığı süreçlerine etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu teknolojilerin senaryo yazımı, süreç yönetimi veya ARGE gibi alanlarda sunduğu fırsatlar nelerdir?

- Yapay zekâ teknolojilerinin hikâye anlatıcılığı süreçlerine etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu teknolojilerin senaryo yazımı, süreç yönetimi veya ARGE gibi alanlarda sunduğu fırsatlar nelerdir?

Yapay zekâ, hikâye anlatımının tüm süreçlerinde önemli bir rol oynamaktadır. Bildiğiniz gibi senaryo yazımında dikkat edilmesi gereken ve önemsenen pek çok nokta var. Yapay zekâ, hikâye önerilerinden tutun da eğitime, süreç yönetimine ve ARGE süreçlerinin hızlandırılmasına kadar pek çok aşamada katkı sunabilmektedir. Gelecek neler getirir bilmiyorum; ancak yapay zekâyı yakından takip eden birisi olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Yapay zekâ araçları, hem kendi sektörümüzde hem de bütün sektörlerde şimdilik ana aktör olmasa da bugün için çok önemli bir asistan olduğunu söyleyebilirim.

- Rafadan Tayfa karakterlerini, izleyicilerle gerçek zamanlı etkileşim kurabilen, duygusal zekâya sahip sanal varlıklara dönüştürme gibi bir vizyonunuz var mı? Bu tür projelerle çocukların eğitim ve gelişim süreçlerine nasıl katkı sağlamayı hedefliyorsunuz?

Evet, bu kesinlikle düşündüğümüz bir şey. Özellikle mobil uygulamalar ve etkileşimli oyun projelerinde, karakterlerin çocuklarla gerçek zamanlı iletişim kurması onların eğitim ve gelişiminde en yakın arkadaşı olmasını hedeflediğimiz projelerimiz mevcut.

- Kuantum bilişimin, animasyon üretim süreçlerinde nasıl devrim yaratabileceğini düşünüyorsunuz? Özellikle render süreleri üzerindeki etkisi ve bu teknolojinin projelerin üretim süresini nasıl hızlandırabileceği hakkında neler öngörüyorsunuz?

Kuantum bilişim, render sürelerini büyük ölçüde kısaltabilir. Render süreleri, animasyon sürecindeki en büyük zaman kayıplarından biri. Eğer kuantum destekli bir render sistemi kullanabilirsek günler süren işlemler dakikalara inebilir. Bu, projelerin üretim süresini ciddi şekilde kısaltır.

- Biyoteknoloji ve genetik mühendisliğinin, animasyon dünyasına entegrasyonu mümkün olabilir mi? Bu teknolojilerin animasyon ve hikâye anlatımı üzerindeki etkileri nasıl şekillenir?

Bu sektöre girerken en büyük motivasyonum, hayal ettiğim her şeyin animasyonla yapılabiliyor olmasıydı. Bu anlamda hem biyoteknoloji hem de genetik mühendisliğinin çalışma alanlarının sonuçları, hâlihazırda hayal dünyamızın çok daha gelişmesine olanak sağlayacak gibi gözüküyor. Fantastik filmler bizleri ne kadar heyecanlandırıyorsa bunun çok daha ötesi bu mühendislikler sayesinde mümkün olacaktır.

- Eğitim sektöründe sürükleyici ve interaktif öğrenme deneyimleri yaratmak için Rafadan Tayfa’yı nasıl kullanmayı düşünüyorsunuz? Bu projelerle çocukların eğitimine nasıl katkı sağlamayı planlıyorsunuz?

İSF Studios olarak yaptığımız her çalışmada tüm dünyadaki güncel verileri alıp incelemek bizim en fazla önemsediğimiz alan. Ülkemizdeki ve dünyadaki tüm veriler, bize şunu söylüyor: Alfa kuşağı bir üst kuşağı değil, kendi kuşağını yani kendi arkadaşını rol model alıyor. Bu nedenle yeni neslin eğitim sistemine ayak uydurması oldukça önemli gözüküyor. Örneğin bir anne babanın ya da öğretmenin çocuğa yaptıramadığı birçok şeyi Hayri karakteri yaptırabiliyor. Bu nedenle Rafadan Tayfa’nın eğitim alanında, aktif biçimde konumlanmasının, arkadaşlarımızın eğitim anlamında en büyük yol arkadaşı olacağını düşünüyoruz. Bunun için pek çok yazılım ve teknoloji üzerine ARGE çalışmaları yürütüyoruz.

Röportaj: Hande İpekgil, Gamze İrez

Instagram 

Threads

X

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam