Görüş Bildir
Haberler
Özgürlüğünü Kazanmak İçin Kendini Dipsiz Kuyulara Atarak Feleğin Çemberinden Geçmiş Bir Kadın Yazar: Ayşe Kulin

etiket Özgürlüğünü Kazanmak İçin Kendini Dipsiz Kuyulara Atarak Feleğin Çemberinden Geçmiş Bir Kadın Yazar: Ayşe Kulin

Küçük yaşlardan itibaren yazar olmak istemişti, ancak işler hiç de beklediği gibi olmayacak, bu hayaline kavuşmak için birtakım zorlukların üstesinden gelmesi gerekecekti...

İçeriğin Devamı Aşağıda

Bu içerikte Biyografya ve İşte Kadınlar kaynak olarak kullanılmıştır.

Soylu bir ailenin kızı olan Hatice Sitare ve iyi eğitimli bir mühendis olan babası Muhittin Kulin’in kızı olarak 1941’de İstanbul‘da dünyaya gelmişti Ayşe Kulin.

Soylu bir ailenin kızı olan Hatice Sitare ve iyi eğitimli bir mühendis olan babası Muhittin Kulin’in kızı olarak 1941’de İstanbul‘da dünyaya gelmişti Ayşe Kulin.

Baba tarafından Boşnak, anne tarafından da Çerkez asıllıydı. Bununla ilgili 'Babam beni doğduğumdan itibaren a ile ç’nin arasını uzatarak Boşnakça ‘kedicik’ anlamına gelen ‘maço’ diye çağırırdı.' demişti. 

Çocukluk yıllarını çok güzel ve geniş bir ailede geçti. Aşırı sevilen ve şımartılan bir çocuk olmuştu hep. Her fırsatta hayatının en mutlu yıllarının çocukluk yılları olduğunu vurgulardı.

İlkokulu TED Koleji’nde, daha sonra da çok uzun yıllardır süren bir aile geleneği olarak Robert Kolej’inde eğitimine devam etti.

İlkokulu TED Koleji’nde, daha sonra da çok uzun yıllardır süren bir aile geleneği olarak Robert Kolej’inde eğitimine devam etti.

Bu yıllarda memleketini çok iyi tanımış ve Anadolu'nun dört bir köşesinden arkadaş edinmişti. O dönemi, 'O zaman erkekler Robert Kolej'de okurdu. Oradan bize davet gelirdi. Topluca giderdik, erkeklerle utanıp sıkılmadan ezilip büzülmeden konuşmayı, flörtöz olmadan arkadaş olmayı öğrenirdik. Bunlar bize, biz farkına bile varmadan öğretilirdi.' şeklinde anlatırdı.

Son derece hareketli ve hayat dolu bir genç kız olan Ayşe Kulin, o yıllarda sürekli olaylar yaratarak disiplin cezası alırdı; bu döngüden bunalan genç kız, o yıllarda kendini yazmaya adamıştı.

Son derece hareketli ve hayat dolu bir genç kız olan Ayşe Kulin, o yıllarda sürekli olaylar yaratarak disiplin cezası alırdı; bu döngüden bunalan genç kız, o yıllarda kendini yazmaya adamıştı.

Yazmakla ilgili düşüncelerini, 'Yazmaya ortaokuldayken başladım. Yaşım icabı okuduğum Dickens ve Jane Austin romanları bende okuma, Nezihe Meriç'in öyküleri ise yazma tutkusunu geliştirdi.' olarak ifade etmişti. Okul yıllarında bir tefrika roman kaleme aldı.

1950’li yıllarda, babası Muhittin Kulin’in Demokrat Parti’yle ters düşmesi aile içinde de sorunlara sebebiyet verdi.

1950’li yıllarda, babası Muhittin Kulin’in Demokrat Parti’yle ters düşmesi aile içinde de sorunlara sebebiyet verdi.

Siyasi bir çerçevede büyütülen Ayşe Kulin, 27 Mayıs 1960 ihtilali öncesinde eylemlere katılmıştı. 1960 yazında Büyükada’da Mehmet Sarper’le tanıştı ve evlendiler. Aile baskısından kurtulmak, özgür olmak ve istediği her şeyi gönlünce yapabilmek için erken yaşta evlenmişti.

Ailesini seviyordu ama onlarlayken çok sıkı bir ortamda yaşamıştı. Daha sonra üniversite eğitimi için eşiyle Londra’ya gitti. Ancak hamile kalıp birer yıl arayla Mete ve Ali adında 2 çocuk dünyaya getirince, üniversite eğitimi ve gençliğini yaşamak isteği hayal oldu.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Çok zor şeyler yaşadıktan sonra 3 yıllık evliliğini sona erdirdi; 23 yaşında 2 çocuklu bekâr bir kadın olarak yaşam mücadelesi vermek zorunda kalmıştı.

Çok zor şeyler yaşadıktan sonra 3 yıllık evliliğini sona erdirdi; 23 yaşında 2 çocuklu bekâr bir kadın olarak yaşam mücadelesi vermek zorunda kalmıştı.

Ülke şartlarından dolayı, 4 yılın ardından Eren Kemahlı ile evlendi. Bu ilişkiden de 2 çocuğu olmuştu. Ama ne yazık ki mutlu değildi ve 1980’de bu evliliği de sonlandırdı. Kariyerine çeviri yaparak başladı. 1977’de bir şekilde Cumhuriyet Gazetesi’nde köşe kapmayı başarmıştı. 

1984’te ilk öykü kitabı ‘Güneşe Dön Yüzünü’ yayınladı. Sürekli yükselmek için çabalarken üne kavuşmasını, 1997’de yayınlanan Adı Aylin adlı kitabı ile gördüğü büyük ilgi sağlamıştı. Yaşanmış olayları, büyük bir sadelik ve akıcılıkla ele aldığı için kitap geniş kitlelere yayıldı.

Editörlük, muhabirlik, sahne yapımcısı, sanat yönetmeni ve senaristlik gibi birçok işte çalıştı.

Editörlük, muhabirlik, sahne yapımcısı, sanat yönetmeni ve senaristlik gibi birçok işte çalıştı.

Sonraları her kitabı ayrı bir ilgi gördü. 1998’de ‘Geniş Zamanlar’, 1999’da ‘Sevdalinka’, 2000’de ‘Füreya’, 2001’de Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu’nun bir köprünün açılması için verdiği mücadeleyi anlattığı ‘Köprü’ kitabı yayınlandı. 

Çok sevilen romanı ‘Köprü’, televizyon dizisi olarak yayınlandı. 2002’de yayınlanan ‘Nefes Nefese’ kitabında, 2. Dünya Savaşı sırasında Türk diplomatların binlerce Yahudi aileyi, soykırımdan nasıl kurtardığını kaleme aldı.

Eserleri geç de olsa değer kazanan Ayşe Kulin, ‘Hayat’ ve ‘Hüzün’ adlı kitaplarında da kendi doğumundan babasını vefatına kadar olan hayatını okurlarına sunmuştu.

Eserleri geç de olsa değer kazanan Ayşe Kulin, ‘Hayat’ ve ‘Hüzün’ adlı kitaplarında da kendi doğumundan babasını vefatına kadar olan hayatını okurlarına sunmuştu.

Daha sonra ‘Gizli Anların Yolcusu’, ‘Bora'nın Kitabı’, ‘Dönüş’, ‘Hayal’, ‘Handan’, ‘Tutsak Güneş’, ‘Kanadı Kırık Kuşlar’ gibi nice kitaplar kaleme aldı. Ölene kadar da yazmayı sürdüreceğini her fırsatta dile getiriyordu.

Sözünde durarak hâlâ daha kalemi elinden bırakmış değildir diye umuyoruz ve çok uzun ömürler dileriz kendisine... 🦋

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
222
84
16
4
3
3
3
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Gizem Yenikler

Bazı kitaplarını beğenerek okudum.