Önce şöyle bir soru ile başlayalım:
Sizce dijital teknolojilere kadın ve erkeğin erişimi, kullanımı, adaptasyonu birbirine eşit düzeyde mi?
Tahminlerimize ek olarak Ipsos’un yaptığı kadın, teknoloji ve demokrasi araştırmasına göre cevap tabi ki hayır.
İnternet erişimi ve internetin sağladığı yaşamsal imkan ve fırsatlar insanların sosyo-kültürel haklarından biri, başka bir ifadeyle “bir insan hakkı” olarak görülüyor. Dolayısıyla dünyanın pek çok yerinde, farklı yaşamsal fırsatlarında olduğu gibi, bu insan hakkının da kullanımı kadınların düşük internet erişim oranları, yetersiz teknoloji zamanları, pasif bilişim okur-yazarlığı ve farklı dilleri bilmek eksiklikleri gibi sorunlar sayesinde dişil aklın önündeki görünmez engeller haline geliyor.
Diğer taraftan evdeki iş bölümünün de dijital fırsatların değerlendirilmesi adına eşit olanaklar sağlamadığını iyi biliyoruz. Tüm bu gerçeklerin üzerine pandemi durumununun da eklendiği yaşadığımız şu hayatın içinde, teknolojinin eşitlikçi olması, ayrımcılığa duyarsız olması malesef zaten beklenemiyor.
Belki de insani tecrübenin giderek merkezi haline gelen internet ve akıllı telefon teknolojisi bu yüzden kadının genel anlamdaki toplumsal dengedeki hak ettiği yeriyle ilgili taleplerine ek olarak, çevrimiçinde de özgürce yaşama, çalışma, gelişme, dinlenme ve iyi yaşamını da yeniden tanımlaması gerektiğine işaret ediyor.
Joseph Campbell’ın şu sözü bu durumu çok güzel izah ediyor: “ Geleceğe serbest düşüş dönemindeyiz. Eski modeller artık işe yaramıyor.” Yeni modelleri inşa etmesi gerekenler bizleriz. Yeni sorunlara çözümler üretmesi gerekenler de. İyi yaşamak, sağlık ve denge bulmak gibi alanlarda da bu yüzden çok yönlü, tamamlayıcı teknolojilere ihtiyaç kadar, bunların engelleri aşarak kadının yaşamına ulaşması bir o kadar önemli.
Bu yüzden kanımca teknoloji odaklı yaratımlarda, cinsiyet eşitliğinin bir nevi ana-akımlaştırılması, cinsiyet dengeli bir kullanıcı tabanına ulaşmak için programın tüm aşamalarında kadınların ihtiyaçlarının, temel sorunlarının, deneyimlerinin, ilgi alanlarının ve teknolojiye erişim düzeylerinin dikkate alınmasının gerekliliği kesin. Bu bakış açısıyla radikal hareketler, taahhütler önemli. Çeşitli uluslararası kuruluşlar, dijital teknoloji politikasını, kadınların teknolojiye erişimde karşılaştıkları mevcut engelleri hesaba katacak şekilde şekillendirmek için stratejiler, kılavuzlar ve en iyi uygulamalar geliştirmeye başladı. Örneğin, BM Kadınları’nın dijital teknoloji yoluyla kadınların fırsatlarını ilerletme yaklaşımı, daha iyi altyapı inşa ederek ve kadınların teknoloji becerilerini geliştirerek erişimin önündeki doğrudan ve dolaylı engelleri hafifletmeye odaklanıyor.
Yorum Yazın