Meğer Hepimiz Körmüşüz: Kimsenin Göremediği 100 Milyon Farklı Renk Tonunu Görebilen Kadın!
Bilim insanları, 25 yıllık bir araştırmanın sonunda, sıradan insanların göremediği renk tonlarını gören birini tespit ettiklerini açıkladı.
Konunun öznesi olan genç kadın, sıradan bir insandan aşağı yukarı 99 milyon (evet, milyon) daha fazla ton görüp algılayabiliyor.
Eşine çok nadir rastlanan bu ’süpergörüşlü’ insanlara Tetrakromat adı veriliyor.
Tetrakromat olmayan sıradan çoğunluğa ise Trikromat deniyor.
Aradaki ayrıma sebep olan şey, koni hücreleri denilen göz unsurları. Normal bir bünyede üç farklı koni hücresi bulunuyor.
Her koni hücresi aşağı yukarı 100 farklı ton algılıyor.
Üç tip koni hücresi yan yana geldiğinde, açığa çıkan toplam ton olasılığı 1 milyona yakınsıyor.
Trikromat standartı söz konusu olduğunda, yani sağlıklı bir insandan bahsediyorsak 1 milyona yakın ton algılayabildiğini söyleyebiliriz.
Tabii Thor bu standartlardan muaf.
Bir de Dikromatlar, yani ‘renk körlüğüne’ sahip insanlar var tabii.
Onlarla ilgili problem de yine koni hücreleriyle ilgili. Renk körü insanların üç değil, iki farklı koni hücresi aktif durumda. O yüzden onların görebildiği renk tonu 10 bin civarında kalıyor. Neredeyse diğer bütün memeliler de (köpekler, maymunlar vs.) dikromat.
Renk körlüğüne sebep olan şey, üçüncü tip koni hücresinin mutasyonlu olması.
Burası tuhaf. Çünkü renk körü insanların biri mutasyonlu olmak üzere 3 farklı koni hücresi bulunurken, onların annelerinin ve kızlarının biri mutasyonlu olmak üzere 4 farklı koni hücresi bulunuyor.
Mutasyonlu olmayan bir dördüncü tip koni hücresi ihtimali… O zaman işler epey değişecekti.
İki nesilde bir ortaya çıkan bu ilginç durum, Tetrakromatların araştırılmasına sebep olan serüvenin başlamasını sağlamıştı.
Bu zincire bakılırsa, kadın nüfusun %12’sinin Tetrakromat olması gerekiyordu.
Konuyla ilgili yapılan deneylerde elde edilen gözlemler sonucunda ise farklı bir duruma rastlanmadı. Bu kadınlar da diğer insanlarla aynı renkleri görüyor ve algılıyordu, fazlasını değil.
2007 yılında ise, Nörobilimci Gabriele Jordan, gerçek Tetrakromatların peşine düştü ve özel bir deney tasarladı.
Dört farklı koni hücresine sahip 25 kadın denek karanlık bir odaya alındı. Baktıkları ışık cihazı üç renkli ışık demetleri patlatmaya başladı. Trikromatlar için bir şey ifade etmeyen bu patlamalar, her seferinde aynı görüntüyle karşılaşmalarını sağlıyordu.
Ama deneklerden biri, her seferinde bu üç rengi tespit edip birbirinden ayırmayı başarmıştı. Yani gerçek Tetrakromat sonunda bulunmuştu!
Hatta araştırmacı Dr. Jordan sonucu fark ettiğinde sevinçten olduğu yerde zıplamaya başlamış. Ne de olsa yıllar süren bir çalışma sonunda sonuç vermişti.
Elbette çalışma devam ediyor. Tek bir örnek yeterli olmayabilir.
Araştırmanın şimdilik yalnızca İngiltere özelinde yürütülmesi de Tetrakromatların bulunmasını bu kadar geciktirmiş olabilir. Bu gelişmenin bilim dünyasındaki etkileri için söz konusu sonuçları barındıran makalenin yayınlanması bekleniyor.
Hiç görmediğiniz renkler olduğunu düşünmek. Gerçekten tuhaf, zihnin sınırlarını aşan bir meydan okuma bu…
Yorum Yazın
Feci şekilde ilgimi çekti bu tetrakromat olayı... Ciddi ciddi gidip test yaptırmak ve olumlu sonuç çıkarsa havalara zıplayarak "mına koduklarım! kırmızı deği... Devamını Gör
ne yazikki baslamadan kaybettin :)) erkeksin. renk genleri X cinsiyet kromozomunun uzerinde oldugundan ancak kadinlarda tetrakromatlik gorulebiliyor. erkekse... Devamını Gör
O kadın konuşaydı biraz da
İyi ki öyle değilim yoksa hiçbir kıyafet ve ruj birbirine uymazdı benim gözümden.😬
hahaha super yorum