Harvard Üniversitesi'nden Prof. Kafadar: 'Fatih Sultan Mehmet Vakıf Bozan Padişahtır'
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Ayasofya'nın yeniden ibadete açıldığı dünkü cuma namazı hutbesinde Atatürk'ü hedef alarak 'Bizim inancımızda vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar. Vakfedenin şartını çiğneyen lanete uğrar! dedi. Ancak Harvard Üniversitesi'nden tarihçi Prof. Dr. Cemal Kafadar, Fatih Sultan Mehmet'i 'Vakıf bozan padişah' olarak tarif etmiş, binden fazla vakıf malını devletleştirdiğini anlatmıştı. Ayrıca gazeteci Murat Bardakçı'nın da Fatih'in vakıf senedinde Ayasofya'nın ibadete kapatılmasıyla ilgilli bir beddua olmadığını ortaya koyduğu hatırlatıldı.
Danıştay 10 Dairesi bir derneğin başvurusu üzerine yaptığı incelemede, Fatih Sultan Mehmet'in Ayasofya'yı cami olarak vakfettiği ve bu amaç dışında kullanılmasının kanuna aykırı olduğuna hükmederek, Ayasofya'yı müze yapan kararı iptal etti.
Cumhurbaşkanlığı bu karar üzerine yayımladığı kararnameyle Ayasofya'yı Diyanet İşleri Başkanlığı'na devretti. Dün kılınan cuma namazıyla Ayasofya yeniden cami olarak ibadete açıldı.
Namazı kıldıran Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın hutbedeki ifadelerine yoğun tepki geldi. Erbaş Atatürk'ü hedef alarak 'Bizim inancımızda vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar. Vakfedenin şartını çiğneyen lanete uğrar! dedi.
"Binden fazla vakıf köyü devletleştirildi"
Öte yandan Magma Dergisi'nden Serkan Ayvazoğlu'nun Prof. Dr. Cemal Kafadar ile geçtiğimiz yıllarda yaptığı bir söyleşi yeniden gündeme geldi. Kafadar o söyleşide 'Fatih Sultan Mehmet’in kendisi vakıf bozan bir padişahtır' demişti. O söyleşiden bir bölüm şöyle:
Serkan Ayvazoğlu: Ayasofya tartışmaları hiç bitmez. En yaygın olarak dillendirilen Fatih’in vakfiyesi konusunu da içine katarak sorayım. Ayasofya cami olursa Fethin manası yerini bulur mu?
Cemal Kafadar:Sanmıyorum, Fetih konusunu baştan aşağı yeni bir dille ele almalı, yeni bir paradigma inşa etmeliyiz. Fatih Sultan Mehmet’in kendisi vakıf bozan bir padişahtır. Onu sembol olarak seçmek aslında birçok çelişkinin üstünü örtmek oluyor. Saltanatının son dönemlerinde, 1470’lerde, o yılların maliye bürokrasisinden Tursun Bey’in yazdığına göre, “binden ziyade” vakıf köyü ve mezrayı devletleştirdiğini ve tımara dönüştürdüğünü kendi döneminin kaynaklarında okuyoruz.
Âşıkpaşazade yana yakıla yazıyor mesela; kendisi de derviş olduğu için bu konudaki şikâyetleri uzun uzadıya seslendiriyor. Vakıfları elinden alınanların çoğu derviş zümresidir. Fatih Sultan Mehmet, çağdaşlarının çoğuna müstebit (zorba) görünen bir tavırla -genel olarak Fatih’in idare tarzına çok uyan bir tavır bu- birtakım vakıfları tımar olarak dağıtmak üzere bozuyor, mirileştiriyor. Ölümünden sonra oğlu İkinci Bayezid ya kendi meşrebinden, kendi siyasi eğilimlerinden dolayı ya da Fatih’in vakıf bozma işleminin yarattığı muhalefet çok güçlü olduğu için belki de her iki sebepten dolayı bu toprakların vakıf statüsünü iade ediyor.
Dolayısıyla 2015 yılında bugün özellikle Fatih’in vakfının şartlarına birebir uyulması gerekliği nasıl bir iddia emin değilim. Fatih’i haklı ya da haksız buluruz bu farklı ama çağının şartlarına göre bir vakfın dönüştürülmesi, kaynaklarının farklı şekilde kullanılması cumhuriyetten çok önce ve defalarca görülmüş, tartışılmış, hukuki muamele yapılmış, değişen siyasi ve toplumsal şartlara göre yeniden yorumlanmış. Mısır’ın fethinden sonra da vakıfların çoğu korunmuş ama orada da vakıf bozmalar var.
"Atatürk'ün imzasının sahte olması bana inandırıcı gelmiyor"
Serkan Ayvazoğlu: Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesinde Mustafa Kemal’in imzasının sahte olduğu gibi iddialar da var. Size inandırıcı geliyor mu?
Cemal Kafadar: Gerçekten 1934’te Mustafa Kemal’in hiç haberi olmadan sahte imzayla böyle bir iş yapılmış olabilir mi? Ya da kendi iradesi de bu yönde olduğu için, bizzat imzalamamış olsa dahi durumu oldubittiye getirmek için göz yummuş olabilir mi? Bana pek inandırıcı gelmiyor.
Murat Bardakçı: "Fatih'in vakfiyesinde Ayasofya'nın cami dışında kullanılmasıyla ilgili beddua yok"
Tarih alanında yaptığı çalışmalarla tanınan gazeteci Murat Bardakçı, şu anda Milli Savunma Üniversitesi Rektörü olan Prof. Erhan Afyoncu ile birlikte sunduğu Tarihin Arka Odası programında, Fatih Sultan Mehmet'in vakfiyesiyle ilgili konuşmuş ve bir lanet veya bedduanın olmadığını dile getirmişti. Bardakçı, 2012'de yapılan programda Fatih Sultan Mehmet'in vakfiyesini ekranda göstererek şunları söylemişti:
'Bu vakfiyede böyle bir şey yok. Adamcağızın aklına bile gelmez caminin müze haline gelmesi veya ibadete kapatılması. Vakfiyede Ayasofya ile ilgili geçen her şey oraya harcanacak paralarla ilgilidir. Lütfen yalan yanlış şeylere inanmayın. Vakfiye sadece Ayasofya vakfiyesi değil. Dünya kadar gayrimenkul, araziler var. Bunların paralarının nereden karşılanacağı yazıyor. Bu vakıf şartlarına uymazsanız diyor Fatih.'
Yorum Yazın
"Kafalarına göre bir Osmanlı konsepti kurdular. Bizi bile Osmanlı saymıyorlar." (Adile Osmanoğlu)
Fatih'in vakıfları kapattığı lise tarih derslerinde bile işleniyor :D artık bu sene onu da kaldırırlar onun yerine başka şeyler koyarlar. Fatih'in bedduasını... Devamını Gör
2 gün sonra fetocu profesör diye yaftalanır, olmayan şey değil sonuçta