FBI Tekniğiyle Yanıtladık: Sevgilimin Yalan Söylediğini Biliyorum, Onu Kendiliğinden Nasıl İtiraf Ettiririm?
İnsanlar yalanları ortaya çıkmaz sanıyor... Ama yalanların huyudur, bir gün ortaya çıkarlar.
Herkes yalanı sevmediğini söylese de birileri yalan söylüyor ve bu birileri de bizim hayatımıza giriyor.
Bunların yanıtını bilemiyoruz. Zaten amacımız da bu değil, bu içerikte ilişkilerinize bir doktor edasıyla yaklaşıp temel bir sorunu tartışacağım.
Evlenme teklifi için heyecanlı hazırlıklar planlanıyor... Ayşe ile sürpriz üzerine konuşurlarken sevgilisinin bu sürprizi anlamaması için ona bir mesaj yazıyor adam.
Aralarında hiç güven problemi olmayan bu iki kişi için bir çıkmaza girilmiş gibi görünüyor. Adam da bunu merak ediyor.
İlk aşama, onun gerçekten yalan söylediğine emin miyiz? Bunu bir netleştirelim.
'Kesin yalan söylüyor' diyorsanız bu içerik size göre değil. Açık bir biçimde o yalanla karşılaştıysanız, konuşmaya devam edelim. Sonrasında bunun açığa çıkarmaya değen bir yalan olup olmadığını bir düşünün.
Yani, ilişkinizi etkileyecek bir yalan söz konusuysa tabii ki bunun ortaya çıkması gerekir ancak söz konusu olan alışveriş yapmaya gideceğim deyip atış poligonuna gitmesiyse bunu açığa çıkarmak, hepimizin söylediği beyaz yalanlara savaş açmak anlamına gelir ve çoğunlukla iyi sonuçları olmaz.
Ona bunu itiraf ettirmeyi düşündüğünüz ortama sevgi dolu gelin. Belki sevginizi sınamanızı gerektirecek bir olay bile yoktur.
Öyle bir olay varsa bile bunu size anlatması için sevgiyle, şefkatle yaklaşmanız, arayı sıcak tutmanız şart. Şayet büyük bir yalansa insanlar böyle yalanları doğacak tartışmaları, kavgaları göz önüne alarak itiraf etmekten çok korkuyor. Zaten öfkeyle masaya oturduğunuz zaman oradan iyi bir sonuç çıkması da çok mümkün değil.
Her halükarda pozitifliğinizi koruyun. O ne olursa olsun sizin sevdiğiniz insan.
Bu tavrınızın yanına bir de taviz vermemeyi ekleyin. Çünkü sağlam durmadığınız sürece çok kolay manipüle edilebilirsiniz.
Bu illa ki karşınızdakinin kötü niyetli olduğunu göstermez, sizin tartışmaya giriş biçiminiz biraz yan yollara saparsa sözcükleriniz farklı yerlere çekilebilir, sohbet sanki yalan söyleyen o değilmiş de siz saygısızlık etmişsiniz gibi sonlanabilir. Öfke sözlerinden ziyade berrak bir dille yaklaşın konuya, yargılamayın.
Artık binlerce kez FBI'ın uyguladığı itiraf ettirme yöntemini hayata geçirmeye başlayabiliriz.
Siz yalan söylediğini bildiğiniz konuyla ilgili sanki hiçbir şey bilmiyormuşsunuz gibi direkt sorular sorun. Mesela, örneğimizdeki adamın yerine koyun ve 'Ayşe'yle hangi filmi izliyordunuz?' deyin. Dudaklarının hareketine dikkat edin, olağanın dışında hareketler yapıyor mu? Filmin adını hatırlarken gözlerine dokunuyor mu?
Göstergeleriniz hazır.
Sorularınızı detaylandırın ancak "Niye sorguya çektin beni?" dedirtmeyecek ölçüde, içerisine tatlı bir merak katın.
Bir anda o konuyla ilgili bambaşka bir bağlama geçin, örneğin örneğimize tekrar dönelim, 'Ayşe'nin babası rahatsızdı, o gün bir şey söyledi mi? Dur ben bi arayayım o gün buluştunuz beni çağırmadınız diye sitem edeyim, kırıldım' deyin mesela. Yavaş yavaş sorularınızla çemberi daralttığınızda gerçeği de duyacağınızı hissedersiniz. Hiçbir direkt sorgulama ya da tartışma olmadan, dayanamayarak gerçeği söyleyecektir.
Tüm bunlar olduktan sonra, yalanlar ortaya çıkınca ne yapmalı? Herhalde en zor kısım bu...
Yalana olan tepkiniz bir daha bu tip bir şeyle karşılaşıp karşılaşmayacağınızı da belirleyecek olan şey. O yüzden tavrınızı net ifade etmezseniz kendinizi bir anda yalanları tespit etmeye çalışan bir ilişki dedektifi olarak bulabilirsiniz.
Yorum Yazın