Eleni'yi Ali Çavuş'a Vermediler! Vasiyet Üzerine Türk Gencin ve Rum Kızın Hüzünlü Aşklarını Yaşatan Karanfilli Aile
Eleni'yi Ali Çavuş'a Vermediler! Vasiyet Üzerine Türk Gencin ve Rum Kızın Hüzünlü Aşklarını Yaşatan Karanfilli Aile
Her aşk mutlu sonla nihayetlenmiyor, bilirsiniz. Şimdiki hikaye bundan 135 yıl önceki bir vedaya dayanıyor. 1865 doğumlu Ali Çavuş ve onun sevdiği kız Eleni'nin hüzünlü aşk hikayesi...
Fotoğraflar ve haber: AA
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Şimdi sizi bir aileyle, Liman Ailesiyle tanıştıracağız. Onlar, Sakız Adası'ndan Karaburun'a gelmiş bir Türk ailesi. Yani çoğumuzun ailesinde olan bir göç hikayesi aslında...
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Bu beyefendi de Ali Çavuş. Liman Ailesi'nin büyük dedesi ama bundan 135 yıl önce yani o henüz 16 yaşındayken, hüzünlü bir aşk hikayesinin başkahramanıydı.
Balıkçılık yapan ailesi ile birlikte Sakız Adası'nda yaşıyordu Ali Çavuş. Rumlar ve Türkler aynı suyu içiyor, aynı ekmeği yiyor ve birbirlerinin acılarını paylaşıyordu aynı toprak üzerinde.
İşte o sıra, 16 yaşındaki Ali, komşu kızları olan güzeller güzeli Eleni'ye aşık oluyor. İlk aşk, ilk heyecan... Fakat sonsuza kadar sürecek bir sevgiyle...
Eleni ve Ali, tam 3 yıl boyunca arkadaşlık ediyor, gizli gizli görüşüyorlar. Sonunda bu iki genç evlenmeye karar vermiş ama ne mümkün. Eleni'nin ailesi, Müslüman olduğu gerekçesiyle Ali'ye vermeye bir türlü ikna olmamış.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
En sonunda iki genç, adanın bir koyunda buluşup sandalla açılarak Çeşme'ye kaçmak için sözleşmişler. Eleni buluşma yerine geldiğinde ağzından şu sözler dökülmüş: "Yapamam, annemi babamı bırakamam..."
Ali'nin kalbine hançer gibi saplanan bu sözleri söylerken de eline kırmızı bir karanfil ve kırmızı bir mendil tutuşturmuş Eleni. Ali, karanfili kalbinin üstünde taşıyıp kendisini hatırlasın istemiş...
Gel zaman git zaman Ali evlenmiş, bir aile kurmuş. Fakat Ali Çavuş, Çeşme'ye göç ettikten sonra karanfili ve mendili hep göğsünde taşımış. Kimselere de anlatmamış bu işin sırrını.
Sonunda 1940 yılında bir gün çocuklarına anlatmış karanfilin sırrını ve ölümünden sonra da karanfilin ve mendilin taşınmasını vasiyet etmiş.
1942 yılında hayata gözlerini yuman Ali Çavuş'un ölümsüz aşkının simgesini ilk olarak 16 yaşındaki torunu Halil Liman yerine getirmiş. Halil Liman'ın vefatından sonra kardeşi İsmet Liman, karanfili 2002 yılına kadar taşımış.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
2002'den beri de ailenin büyük oğlu Hüseyin Cem Liman büyük dedesinin karanfilini taşıyor. Belediyede memur olan Cem Liman işine de böyle gidiyor, pazara da böyle çıkıyor. Eleni ve Ali'nin bitmeyen aşklarını işte bu "karanfilli aile" günümüzde devam ettiriyor.
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın
Evlenmeseydin o kadar aşıksan madem..eşi yapsa aynısını ne hissederdi acaba.. sabırlı kadınmış helal olsun..ben olsam o karanfili ona yedirirdim.
sen o inceliği anlamayacak kapasite de isen kendine göre birini bulursun..adam karısını aldatmıyor sadece geçmişteki bir hatırasını yaşatıyor ve eşi de buna ... Devamını Gör
Büyukannelerinin aşk hikayesini de yakalarına takıp gezerlermiydi acaba? Kadina üzüldüm ya. Senin torunların eleni ve dedelerinin aşkını anlatarak ve anarak ... Devamını Gör
Saygısızlık etmek istemem ama ben sevdiğimin hatırasına bile bu kadar sevgiyle bağlıysam başkasıyla evlenmem , çocuk yapmam . Bu kısmı bana biraz ilginç ge... Devamını Gör
Yeniden Selda bağcan dinlememe sebep olduğun için teşekkür ederim :) Umarım herkes sevdiği yle yaşayabilir :)