Diziler Kadına Şiddeti Arttırıyor mu? Murat Soner'in Kızılcık Şerbeti ve Yalı Çapkını Eleştirisi Tepki Çekti!
YouTube platformunda yayınladığı dizi/film eleştiri videolarıyla ünlenen Murat Soner, son olarak paylaştığı videoda 'En rezil sahneler' başlığı altında Kızılcık Şerbeti'ni ve Yalı Çapkını'nı topa tuttu. Ağır eleştirilerin yer aldığı video sonucu izleyiciler Murat Soner'e tepki gösterdi.
İçeriğimizde de dizilerin kadına şiddet üzerindeki etkilerini, RTÜK'ün ceza ve sansür yasasının art niyetli olup olmadığını ve Murat Soner'in videosunu ve gelen yorumları tartıştık.
Murat Soner'i birçoğunuz tanıyorsunuzdur. Kendisi dizi ve filmlerle ilgili yaptığı eleştirilerle ünlendi.
Uzun yıllar boyunca yaptığı seslendirme ve radyo programcılığının ardından son 4 yıldır YouTube hesabında yerli ve yabancı dizi ve filmler üzerinde yaptığı eleştirileri paylaşmaya başladı.
Bazen hak verdiğimiz bazen ise 'dozu kaçırmış' dediğimiz Murat Soner, son yaptığı 'En Rezil Sahneler' başlıklı videoda Yalı Çapkını ve Kızılcık Şerbeti'ni adeta topa tuttu!
Bildiğiniz üzere Kızılcık Şerbeti ve Yalı Çapkını dizisi, şu an hem en çok izlenen hem de en çok tepki çeken diziler arasında yer alıyor.
Sebebi ise açık... İki dizide de yer alan taciz, şiddet ve aşağılama sahneleri çoğu zaman sinirlerimizi zıplatıyor. Özellikle de son günlerde gündemi bir hayli meşgul eden Kızılcık Şerbeti dizisinin başına gelenleri biliyorsunuzdur...
Dizinin 18. bölümü başlı başına bir felaketti. Nursema isimli karakter, ailesinin zoruyla istemediği bir kişiyle evlendirildi. Sonrası ise felaket!
'Gerdek gecesi' sahnesinde İbrahim, Nursema'yı birlikte olmaya zorladı. Nursema istemediğinde ise 'Kusurlu musun sen?', 'Ha bir eksik ha bir fazla' ve 'Soyun çabuk' tarzında söylemlerle zorladı. En sonunda ise Nursema cama çıktı ve 'Yaklaşma kendimi atarım' dedi... İbrahim ise Nursema'yı çıktığı camdan aşağı attı...
RTÜK ise harekete geçti ve diziyle ilgili inceleme başlattı. Bu inceleme sonrası 5 hafta program durdurma ve en üst seviyeden para cezası verilmesine karar verildi.
Bu iddiaların ardından izleyici de dizi sektörü de ayağa kalktı. Artık bu sadece bir dizi sahnesi değil, Nursema'nın yaşadıklarını gerçek hayatta yaşayan tüm kadınların direnişi olmuştu.
Yaşadıklarının ardından ailesinden dünürlerine, kocasından kardeşlerine herkesten tek tek hesap sorması, yaşadıklarını sineye çekmemesi, susmaması adeta bir direniş haline gelmişti. Nursema'nın yaşadıklarını yaşayan tüm kadınlar da bu direnişe katılmıştı.
Rakip dizi Yalı Çapkını'nda da işler aynıydı. Seyran ve Ferit'in arasına giren kara kedi Pelo ve annesi ortalığı fena halde karıştırmıştı. Ferit, Seyran'a el kaldırmış, metres yeni gelin olma yoluna girmiş, Kazım eski haline dönmüş, Halis Ağa ve İfakat iyice zıvanadan çıkmıştı.
Kazım kızlarının, eşinin ve ablasının tüm huzurunu kaçırırken şiddetin dozunu da iyice kaçırıyordu. İzlerken gerim gerim gerilirken Kazım'ın evli kızı da dahil olmak üzere iki kızını da para ve güç için evlendirmeye zorlaması son nokta olmuştu.
İşte Murat Soner'in yapmak istediği şey de bu dizileri eleştirmek. Murat Soner, RTÜK'ün dizileri takip edip bu tarz yaptırımlar uygulamaya devam etme gerektiğini savunuyordu.
Aslına baktığımızda 'farkındalık' adı altında yüzlerce dizi binlerce iğrenç sahneler izletti bize. Fatmagül'ün Suçu Ne?'den Hercai'ye yüzlerce dizi karakteri kadının yaşadığı eziyeti izledik ekranlarda.
Bunların hepsi 'farkındalık' adı altında yayınlandı bölümlerce... Fakat şunu da eklemek istiyorum... Erkekler belki de bu dizileri izleyip 'Karımı, kızımı dövmemem gerekiyor' demiyor olabilir fakat bir kadın bu diziyi izleyip 'Artık susmamalıyım' diyebilir.
Kaldı ki işin asıl kaynağına inmemiz gerekiyor. Dizilerle değil de gerçeklerle uğraşsak hepimiz için daha güzel bir gelecek inşa edebiliriz.
Ülkemizde her gün binlerce kadın eziyet görüyor, yüzlerce kadın şiddete maruz kalıyor, onlarca kadın öldürülüyorken suçu dizilere atmak yerine belki de bu konuda caydırıcı cezalar verilmesi için çaba göstermeliyiz.
Şiddetin artmasında dizilerin bir etkisi yoktur diye kesin konuşamayız, olmasa iyi olur mu, tabii ki olur. Fakat benim naçizane önerim, emek içeren yapımlara verilen jet hızındaki cezaların bir de karısını, kızını, annesini, kız kardeşini, yoldan geçen kadını döven hatta öldüren kişilere de verilmesi.
Konu Yalı Çapkını, Kızılcık Şerbeti veyahutta herhangi bir diziye verilen ceza olunca RTÜK'ü destekleyen Murat Soner'in, ülkemizde yaşanan en küçük bir olayda dahi hızla verilen yayın yasağında RTÜK'e tepki göstermesi akılları kurcaladı.
'Devletin kanalı' olarak adlandırılan ve her vatandaşın ödediği verginin bir kısmından yararlanan TRT'de de benzer sahnelere rastlamak mümkün. Fakat bir ceza verildi mi? Hayır!
Yine Murat Soner gibi bir YouTuber olan Drama Pasta, Murat Soner'in bu eleştiri videosuna tepki gösterdi.
Drama Pasta'nın isyanı ise şu şekilde oldu 👇
Drama Pasta'nın ardından birçok izleyici de Murat Soner'in sözlerine tepki gösterdi.
Ben ve Twitter kullanıcıları yeterince konuştuk.
Sizin düşüncelerinizi de merak ediyorum açıkçası.
Türk dizilerinin kadına şiddet üzerinde bir etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?
RTÜK'ün ceza ve sansür yasasında bir art niyet ve kayırma olduğunu düşünüyor musunuz?
Yorumlarda buluşalım!
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Bu tepki gösterenler aslında adamın ne demek istediğini bile anlamamış. Hatta bu videoyu izlemediklerine bile yemin edebilirim. Ama onlara katıldığım tek nok... Devamını Gör
Ya merak ediyorum kadının şiddete uğradığını çarpıcı şekilde göstermeden sonra o kadının mücadelesini nasıl anlatacaklar etkili olarak? Bu kadar bile analiz ... Devamını Gör
ama bu konuda ben her seferinde diyorum şuan televizyonda yayinlan diziler BERBAT aşırı şiddet içerikli buram buram entrika aşılayan diziler hic gerek yok um... Devamını Gör
Dizi ne yahu seyretmeyin kardeşim böyle ossuruktan tv yayınlarını kapatın şu aptal kutusunu kitap okuyun kendinizi geliştirin imkanınız varsa gezin görün öğ... Devamını Gör