onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Bizans Ajanlığı Yaparak Istanbul'un Fethine Karşı Çıktığı İçin İdam Edilen İlk Sadrazam: Çandarlı Halil Paşa

Bizans Ajanlığı Yaparak Istanbul'un Fethine Karşı Çıktığı İçin İdam Edilen İlk Sadrazam: Çandarlı Halil Paşa

Karadan yürütülen gemiler, asırlar boyu etkisi azalmayacak bir muharebe örneğiydi İstanbul'un fethi. Belki o dönem kullanılan taktikleri bile detaylı biliyoruz ama bu fethe karşı çıktığı için idam edilen Çandarlı Halil Paşa'nın hikayesini duymuş muydunuz?

Alın çayınızı kahvenizi, tarihte ufak bir yolculuğa çıkalım.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Önce ufak bir bilgilendirme yapalım. İstanbul'un fethinden bahsederken aklımızda bütün bir İstanbul ili canlanmaktadır.

Önce ufak bir bilgilendirme yapalım. İstanbul'un fethinden bahsederken aklımızda bütün bir İstanbul ili canlanmaktadır.

Bunun aksine fethedilen yer İstanbul'a oranla çok daha küçük olan Byzantion semtidir. Bu semti bugünün harita isimleriyle tarif edecek olursak Eminönü ile Topkapı arasında kalan bölüm olduğunu görebiliriz..

Bizans'ın bu kadar küçük bir alandaki kısmının yıllarca neden fethedilemediğini düşünecek olursak bugün bile görkemin koruyan surlardan bahsetmemiz gerekir. Yaklaşık 22 kilometre uzunluğundaki surlar şehrin adeta gardiyanı gibiydi.

Böylesine zor ulaşılabilen bir şehri fethetmek için kullanılan karadan gemi yürütme olayından da bahsetmeden geçmeyelim.

Böylesine zor ulaşılabilen bir şehri fethetmek için kullanılan karadan gemi yürütme olayından da bahsetmeden geçmeyelim.

İstanbul'un fethi sırasında gemilerin karadan yürütülerek Haliç'e indirilmesi meselesi hem Doğu hem de Batı kaynaklı araştırmalarda sıkça irdelenir.

Hangi güzergahtan yürütüldükleri tartışma konusu olsa da araştırmacılar gemilerin karadan yürütülerek Haliç'e indiği konusunda fikir birliğine ulaşmışlardır, burada bir 'efsaneleştirme' yok, anlayacağınız.

Pekala böylesine bir zaferin karşısında durarak idam kararını doğuran Çandarlı Halil Paşa'nın amiyane tabirle 'derdi' neydi?

Pekala böylesine bir zaferin karşısında durarak idam kararını doğuran Çandarlı Halil Paşa'nın amiyane tabirle 'derdi' neydi?

Bugün Ankara, Nallıhan olarak tanımlayabileceğimiz yerde doğan Halil Paşa Osmanlı'ya sadakatiyle nam salan Çandarlılar soyundan geliyordu. Hatta Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda yer alan başvezir Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa'nın torunuydu.

O güne dek devlet kadrolarında kıymetli işlere imza atan Çandarlılar'dan böyle bir tepki nasıl doğmuştu?

Çandarlı Halil Paşa, I. Mehmet Çelebi, II. Murad ve Fatih Sultan Mehmet dönemlerinde vezirlik ve başvezirlik yapmıştı, bu güce ulaşmasının ardında da bazı teoriler var.

Çandarlı Halil Paşa, I. Mehmet Çelebi, II. Murad ve Fatih Sultan Mehmet dönemlerinde vezirlik ve başvezirlik yapmıştı, bu güce ulaşmasının ardında da bazı teoriler var.

I.Murad döneminde karıştığı bir skandal, onun namını büyük ölçüde etkilemişti. Olaylar şöyle gelişmişti, Halil Paşa o dönemde veziriazam olma hırsıyla Bayezid Paşa'ya komplo kurmuştu, en azından rivayet böyleydi.

Bu rivayeti destekleyecek kanıtlardan önce doğru soruyu soralım. Hukuk literatüründe olan olayın kimin faydasına olduğunu sorgulamak için ortaya atılan bir soru vardır: 'Cui bono'. Olaya bu soru ışığında bakıldığında dönemin en güçlü adamı II.Murad, Halil Paşa'nın bu kudreti vesilesiyle tahttan indirilmiş ve yerine Fatih Sultan Mehmet geçmişti.

Fatih onun Venedik'le anlaşmalar yapabilecek seviyede hem çok zengin hem de çok nüfuzlu olduğunu çok iyi biliyordu.

Fatih onun Venedik'le anlaşmalar yapabilecek seviyede hem çok zengin hem de çok nüfuzlu olduğunu çok iyi biliyordu.

Her ne kadar Fatih'in tahta çıkmasını istediyse de onu tecrübesiz gördüğü için çoğu stratejik konuda kararlara müdahil olmak istiyordu

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Bu süreçte Fatih'in lalası olan Zağanos Mehmet Paşa ile arasında bir politik tartışma da yaratmıştı.

Bu süreçte Fatih'in lalası olan Zağanos Mehmet Paşa ile arasında bir politik tartışma da yaratmıştı.

Zağanos Mehmet Paşa'yla yaşadığı bu sürtüşme Fatih'i iyiden iyiye endişelendirmeye ve bir çözüm yoluna gitmeye teşvik etti. Yönetimde kararlara müdahil olmak için tüm yolları deneyen etkili bir kişiyle baş etmek öyle pek kolay değildi.

Çandarlı'nın sonunu hazırlayan olay ise fetihten hemen önce vuku buldu.

Çandarlı'nın sonunu hazırlayan olay ise fetihten hemen önce vuku buldu.

Halil Paşa, Fatih'i karşısına alıp İstanbul kuşatması sırasında Avrupa'da yeni bir haçlı ittifakı ortaya çıkacağından kuşkulandığını bildirir, bu kuşatma ise fetih planlarını tamamen suya düşürebilirdi. Kaynaklarda bu iddiaların ne maksatla ortaya atıldığına dair bir detay yok fakat sonuçları gayet net.

Bu uyarısı sonrasında Çandarlı'nın bu bilgiye nasıl eriştiğine dair kuşkulu söylentiler doğdu. Bir tanesi Fatih'in kucağına bile gitmişti: Çandarlı, Bizans'tan rüşvet alıyor olabilir mi?

Bu uyarısı sonrasında Çandarlı'nın bu bilgiye nasıl eriştiğine dair kuşkulu söylentiler doğdu. Bir tanesi Fatih'in kucağına bile gitmişti: Çandarlı, Bizans'tan rüşvet alıyor olabilir mi?

Fatih düşünüp taşınmış ve bunu bir fırsat olarak görerek, 1 Haziran 1453'de başvezir Çandarlı Halil'i görevinden azletti. Tepkiler dinmiyordu, bu sebeple Çandarlı Halil Paşa ve hatta çocukları acele bir soruşturmayla tutuklandı. Çocukları daha sonra serbest bırakılsa da Çandarlı Halil Paşa'yla Osmanlı'nın, daha doğrusu Fatih'in işi bitmemişti.

Çandarlı Halil Paşa Yedikule’de tam kırk gün hapis edildi. 10 Temmuz’da gözlerine mil çekildi, aynı gün idam edildi.

Çandarlı Halil Paşa Yedikule’de tam kırk gün hapis edildi. 10 Temmuz’da gözlerine mil çekildi, aynı gün idam edildi.

Rivayete göre Çandarlı Halil Paşa bu duruma duyduğu nefret sebebiyle boyun eğmek yerine Fatih'e tehditkar bir biçimde bakmayı sürdürmüştür.

İdam sonrasında Fatih'in Çandarlı'ya nefreti dinmemiş, Çandarlı ailesinden yas tutanları ve bu vesileyle siyah giyinenleri saraya çağırmıştır. Bunu duyan aile üyeleri yaslarını sonlandırmış ve o günden sonra gizli bir hayat sürmek zorunda kalmışlardır.

Franz Babinger gibi tarihçiler bu olayın basit bir nefretin sonucu olmadığını, taktiksel bir hamle olabileceğini tartışmışlardır.

Franz Babinger gibi tarihçiler bu olayın basit bir nefretin sonucu olmadığını, taktiksel bir hamle olabileceğini tartışmışlardır.

Öyle ki bu planlı politik hamleyle Fatih'in kendi otoritesini bir daha yıkılmayacak biçimde pekiştirmiş olduğunu ve o güne dek ona şüpheyle bakan herkesin genç sultana boyun eğdiği belirtilir.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Çandarlı'nın ölümü Osmanlı için de bazı kalıcı sonuçlar doğurmuştu.

Çandarlı'nın ölümü Osmanlı için de bazı kalıcı sonuçlar doğurmuştu.

Çandarlı idam edildikten sonra Osmanlı aristokrat ailelerin baskınlığı azalmış, hatta sıfırlanmıştır. Bu tarihten sonra, üst düzey yöneticiler devşirme sınıfından da seçilmeye başlandı. Etkili ailelerin devre dışı kalmasıyla hükümdar bazı zümrelerin etkisinde kalmamış ve yönetimde tam yetki sahibi olmuştur.

Olay aslında planlı ve etkili bir stratejik hamledir. Siz ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
138
17
15
10
9
5
3
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
poyraz alimoğlu

O rüşvet söylentisi Fatih'in kucağına değil de kulağına gitmiş olmasın?

Arwen

Buna mı takıldın cidden? , Kucağına düşme diye kullanmış çünkü rahatsızlık duyuyormuş adamdan ve strateji olarak görürken eline fırsat geçmiş manasında. Kula... Devamını Gör

notchosen one

Daha ilk girişte İstanbul'un fethinin bugünkü il sınırı ile ilgisi olmadığı filan yazıyorya oradan sonrasını okumak istemedim nedense, Tüm dünyamı başıma yık... Devamını Gör

Pasif Kullanıcı

Gemileri karadan yürütme fikrini ilk Çandarlı'nın öne sürdüğü söylenir. Çandarlının idam ettirilmesinin de tamamen saraydaki diğer güç dengelerinin bi kumpas... Devamını Gör

Arwen

'' Kaybedenlerin tarihini kazananlar yazar '' okurken aynı şeyi düşündüm