onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Biz Yok Yere Heba Olan Dipsiz Göl'e Üzülürken Bilim Dünyasından Yüreklere Az da Olsa Serin Su Serpecek Gelişmeler

Biz Yok Yere Heba Olan Dipsiz Göl'e Üzülürken Bilim Dünyasından Yüreklere Az da Olsa Serin Su Serpecek Gelişmeler

idil kaba
17.11.2019 - 07:45

Cyborg'a dönüşen bilim insanından, 9 yaşında üniversite bitiren dahiye bu hafta bilim dünyası dopdolu haberlerle yine ufkumuzu iki katına çıkaracak!

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Bu içerik hazırlanırken Science Alert, New Scientist ve Sci Tech Daily sitelerinden yararlanılmıştır.

Haftaya bomba gibi bir haberle başlayalım... İngiliz bilim insanı Dr.Peter Scott-Morgan dünyanın ilk Cyborg’u olmak için gerekli geçiş evrelerini tamamladığını açıkladı.

Haftaya bomba gibi bir haberle başlayalım... İngiliz bilim insanı Dr.Peter Scott-Morgan dünyanın ilk Cyborg’u olmak için gerekli geçiş evrelerini tamamladığını açıkladı.

61 yaşındaki Dr.Peter'a motor nöron hastalığı tanısını konulduktan sonra, belli oranda kas yapısını kaybetmeye başladı fakat bu onun için bir engel olmadı. Bilimin sınırlarını zorlayarak Cyborg olmaya karar verdi.

Hayatta kalma çabası, robotik uzmanı Peter'ın belki de kimsenin gelemediği bir noktaya gelmesini sağlayacak. Bir sürü karmaşık ve sayısız ameliyattan sonra Peter artık dönüşüm için hazır! Peki bu işlemler neler neler içeriyor... İlk işlem olarak yüzünün bir bilgisayar kopyasını çıkartıldı ve bu kopya sayesinde sadece gözlerini kullanarak birçok aygıtı yönetebilme teknoloji üzerinde çalıştı. Dahası ses tellerini aldıran Peter, '24 gün yoğun bakımdan sonra evdeyim. Tüm tıbbi prosedürler tamamlandı. Bu büyük bir başarı. Darth Vader’dan çok daha sessiz olan mini vantilatörüm nefes almamı sağladı. Bütün sesler sentetik ama yinede benim sesim gibi.' açıklamasında bulundu. 

'Cyborg derken herhangi bir eski Cyborg’dan bahsetmiyorum. 13.8 milyar yıldır yaşamış en gelişmiş insan sibernetik organizması. Dünyanın ilk Cyborg’u olmayı planlıyorum. Vücudumdaki neredeyse her şey geri dönüşü olmayacak şekilde değişecek.' Değerli bilim insanı Dr.Peter'ın heyecan verici değişimini dört gözle bekliyoruz...

İnme geçiren hastalar için müjde! Yeni geliştirilen nanoparçacıklarla inme hastaları için erken teşhisle doğrudan beyne gönderilen ilaçlar sayesinde hayat kurtarıcı bir çözüm bulundu.

İnme geçiren hastalar için müjde! Yeni geliştirilen nanoparçacıklarla inme hastaları için erken teşhisle doğrudan beyne gönderilen ilaçlar sayesinde hayat kurtarıcı bir çözüm bulundu.

Manchester Üniversitesi’nde yürütülen bir araştırmada, 100 nanometre büyüklüğünde lipozom adı verilen veziküller yardımıyla, ilaçlar inme sonrasında insan beynine taşınabiliyor. Beynimizin kendi güvenlik sistemini geçebilen nanoparçacıklar sayesinde inme gibi kısıtlı tedavi seçeneklerine sahip hastalıklar için yeni bir çağ başlıyor da diyebiliriz.

Manchester Üniversitesi’nden Nörobilimci Prof. Stuart Allan: 'Bilim insanları uzun süredir beyin yaralanmaları ve hastalıklarını tedavide zorluk yaşıyor. Beyin-kan bariyeri nöroloji için büyük bir sınır teşkil ediyor, bundan dolayı bu sınırın aşılması diğer tedavilerin uygulanması için önem taşıyor. Açık konuşursak, daha yapılması gereken çok iş var.' yaptığı açıklama ile umut serpiştiriyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Siz de içinizden en az bir kere "Şu kameralar iyi güzel de, gözümle gördüğüm gibi şu anı yakalayabilsem keşke" gibi bir düşünce geçirdiyseniz, nefesler tutulsun... Gördüğümüz görüntüleri resmeden yapay bir sinir ağı geliştirildi.

Siz de içinizden en az bir kere "Şu kameralar iyi güzel de, gözümle gördüğüm gibi şu anı yakalayabilsem keşke" gibi bir düşünce geçirdiyseniz, nefesler tutulsun... Gördüğümüz görüntüleri resmeden yapay bir sinir ağı geliştirildi.

Sinir sistemi alanında geliştirilen teknoloji ile birlikte, Rus şirketi Neurobotics ve Moskova Fizik ve Teknoloji Enstitüsü'nden (MIPT) araştırmacıları çığır açan bir ilke imza attı. İnsanların gördükleri görüntüleri eş zamanlı yaşanan beyin aktiviteleri ile birleştirerek ortaya görseller çıkaran yapay bir sinir ağı geliştirdi.

Ekibin bu yola çıkma amacı, beyinin ulaşamadığımız noktalarında yaşanan sorunları, örneğin; psikolojik bozukların tedavisi ve inme sonrası tedavilerde kullanılması için tasarlanmış. Dahası beynin verileri nasıl kodladığını anlamamıza da yardımcı oluyor. Bir grup insan üzerinde yapılan birçok deneyin sonucunda, deneye katılanlara izletilen videolarla eş zamanlı hazırlanan görüntülerin %90 gibi bir oranla başarılı olduğu belirtildi ve bu alanda daha verimli aygıtların geliştirileceğinin de haberi verildi. Bizleri oldukça heyecanlandıran bu gelişmeler merakımızı gün geçtikçe arttıracak gibi...

Bu nefis araştırma hakkında daha fazlasını merak edenler için...

Bilim sayesinde hologram dünyasının kapıları açılıyor! İnsanlarla dokunma hissi dahil etkileşime geçebilen 3D animasyonlar geliştirildi. O değil de bu teknoloji sinema sektörüne dahil olursa neler olur kim bilir?

Bilim sayesinde hologram dünyasının kapıları açılıyor! İnsanlarla dokunma hissi dahil etkileşime geçebilen 3D animasyonlar geliştirildi. O değil de bu teknoloji sinema sektörüne dahil olursa neler olur kim bilir?

Southampton'daki araştırmacılar insan kulağının algılayamayacağı kadar düşük seviyedeki ses dalgalarını kullanarak, küçük bir hoparlör ve 2 mm'lik köpük top yardımıyla, insanlarla etkileşime geçme konusunda bir üst seviyeye ulaşan 3D animasyon geliştirdi.

Ryuji Hirayama ve ekibi tarafından tasarlanan cihazda toplam 512 adet küçük hoparlör bulunuyor. Cihazın merkezinde ses dalgaları ile hareketlendirilen 2 mm'lik bir köpük top bulunuyor. Topun hızı aslında kilit nokta diyebiliriz, insan gözünün algılayamayacağı bir hızda hareket ettiğinde, beyin nesne takibini bırakıyor böylelikle en son aşamada gördüğümüz görüntü 3D animasyonun ta kendisi oluyor. Bir yerde bilim ve teknolojinin harmanlamasından ortaya çıkan bir illüzyon da diyebiliriz. Kırmızı, yeşil ve mavi ışık huzmeleri topun üzerine yönlendirilerek 3 boyutlu görüntüler renklendiriliyor. Bu sistemi diğerlerinden ayıran ve eşsiz kılan kullanıcılarla etkileşime girebilmesi ve dokunma gibi hisleri de deneyimlemenize olanak tanıması.

Hirayama, 'Geliştirdiğimiz bu cihaz sayesinde insanlar görüntüye dokunuyormuş gibi hissediyor, fakat sadece havaya dokunuyorlar. Sihir gibi!' sözleriyle ve geliştirdiği cihazla itiraf edelim aklımızı başımızdan aldı.

Eşsiz cihazın nasıl çalıştığı hakkında daha fazlasını merak edenler için...

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Dolu dolu bir helal olsunla, bu haftanın gündemine Dünya'nın en genç üniversite mezunu olması beklenen 9 yaşındaki Laurent Simons oturuyor.

Dolu dolu bir helal olsunla, bu haftanın gündemine Dünya'nın en genç üniversite mezunu olması beklenen 9 yaşındaki Laurent Simons oturuyor.

Eindhoven Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü'nde 9 yaşında bir çocuk görürseniz şaşırmayın ailesini kaybetmiş değil, Dünya'nın en genç üniversite mezunu olma yolunda emin adımlarla ilerleyen minik deha, okulunu bitirmek için 20'li yaşlarındaki arkadaşları gibi sınavlarına çalışıyor. Tabii diğer öğrencilerden farklı olarak, en az 3 yılda tamamlanan lisans eğitimini Laurent 1 yıl içerisinde bitirecek.

Sıkıldığı için Amsterdam Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde bir araştırma projesine başlayan Laurent  8 yaşında matematik bilimleri üzerine lise diploması aldı. IQ düzeyi 145 olan Laurent, gittiği her yerde en küçük öğrenci oldu, belki de komple eğitim hayatını 3 yılda bitirdiği için olabilir... 🤓

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Genç bile diyemediğimiz kadar küçük yaştaki dahi Laurent Simons hakkında daha detaylı bilgi için...

Bilim dünyasında yaşanan gelişmeleri yakından takip edebilesiniz diye bir önceki içeriğimizi de şöyle bırakıyoruz. 👇

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
141
32
17
4
4
4
2
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Pasif Kullanıcı

Diğer tarafta ise Dünya'nın kıskandığı ülke Türkiye !!!

deren k.

200 sene geriden geliyoruz bu teknoloji ve bilimde. kendi aracımız kendi işlemcimiz vs. yok. bize cyborg'luk 300 seneye gelir belki.

Sometimes

Bu tarz başlıklara uyuz oluyorum.