onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Bir Dönem Sarayı Karıştıran Gizemli Bir Adam: Osmanlı'nın Rasputin'i 'Cinci Hüseyin Hoca'

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Bir Dönem Sarayı Karıştıran Gizemli Bir Adam: Osmanlı'nın Rasputin'i 'Cinci Hüseyin Hoca'

Anıl Göç
31.05.2016 - 15:04

Cinci Hoca veya bilinen adıyla Hüseyin Efendi, 17. yüzyılda yaşamış garip ve gizemli bir şahsiyettir. Osmanlı sarayına girmesi ve padişahın çok yakınında yer alması dolayısıyla dönemin önemli karakterlerinden birisidir. Yaptığı büyü ve sihir faaliyetleriyle tanınmıştır. Hüseyin Efendinin hayatı ve hususi hikayesi, 1907-1916 yıllarında Rus çarının oğlunu tedavi etmesiyle ünlenen Grigori Rasputin'e çok benzemektedir. Rasputin de gizemli bir şahsiyet olmasının yanında devletin mühim siyasi işlerine de karışmıştır. 

Biz bu içerikte Rasputin'den yaklaşık 300 sene evvel Osmanlı saraylarında aynı faaliyetlerde bulunmuş olan Cinci Hoca lakaplı Hüseyin Efendinin, hakkında az şeyler bilinen, hayat hikayesine ve faaliyetlerine değineceğiz.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

İlk Yılları

İlk Yılları

Hüseyin Efendi Safranbolu'da dünyaya geldiği biliniyor fakat doğum tarihi tam olarak bilinmiyor. 1640'larda sarayda faaliyet göstermesini ele alırsak muhtemelen 1590-1610 arasında doğmuş olabileceğini tahmin edebiliriz. Babası ve dedesi Safranbolu'nun tanınmış şeyhlerindendi. Gençlik zamanında ilk eğitimini babasının yanında aldı. Yaşı ilerleyince daha iyi bir eğitim görebilmek amacıyla İstanbul'a, medreseye gitti. Bu sırada efsun ve sihir işleriyle de uğraşmaktaydı. Kısa sürede Hüseyin efendinin namı çevrede yayıldı. Nefesinin kuvvetli olduğu, bir dua ile hastalara şifa verdiği söyleniyordu.

Hüseyin efendi bu büyü işlerinden çok iyi para kazanıyordu. Fakat hocaları ve çevresindekiler bu halden hiç memnun değildi. Tam da bu sıralarda Osmanlı'nın tahtında psikolojik rahatsızlıklarla uğraşan I.İbrahim bulunmaktaydı. Kösem Sultan, Hüseyin Efendinin namını duyarak, padişahı tedavi etmesi için onu saraya çağırttı.

Sultan İbrahim'i Tedavi Etmesi

Sultan İbrahim'i Tedavi Etmesi

Deli namıyla anılan I.İbrahim, şehzadeliği döneminde uzun yıllar boyunca öldürülme korkusuyla kafeste yaşamıştı. Bu sebeple psikolojisi çok bozulmuştu. Aynı zamanda sadrazama yazdığı hat-ı hümayunlarında kulaklarının tıkandığından, kol ve bacak ağrılarından, can sıkıntısından ve devamlı baş ağrılarından şikayet etmekteydi.

Hüseyin Efendi ilk kez saraya gelip padişahı tedavi amacıyla gördükten sonra, I.İbrahim rahatlamış, eskisinden daha iyi bir hale kavuşmuştu. Bu olay Hüseyin Efendinin namının etrafta iyice duyulmasına yol açtı. Artık o, padişaha şifa veren ünlü Hüseyin Hoca olmuştu.

Hüseyin Efendinin Yükselişi

Hüseyin Efendinin Yükselişi

Hocanın padişahı nasıl tedavi ettiğini kimse bilmiyordu. Fakat ne olduysa padişah eskisinden daha şifalı bir hale gelmişti. Derdine derman olan Hüseyin Efendi'yi çok seven padişah, onun yükselmesine vesile oldu. Dönemin şeyhülislamı karşı çıktıysa da padişahın emirlerine engel olamadı.

Hüseyin Efendi medreseyi bile bitirememişti. Fakat padişahı tedavi etmesi onun bir anda kariyerini yükseltti. Evvela padişahın emriyle Hüseyin Efendi için güzel bir saray inşa edildi. Ardından medreselerin birine müderris (günümüzde profesör) olarak yerleştirildi. Daha sonra da padişahın hocalığı görevini ve Galata Kadılığı makamını kazandı. 1644 yılında kendisine muhalefet eden Kemankeş Mustafa Paşa'nın ölümüne sebebiyet verdi. Bundan sonra ortada hiçbir rakibi kalmayan Hüseyin Efendi, son olarak da Anadolu Kazaskeri oldu.

Hüseyin Efendi için kısa süre sonra rüşvet aldığı, dini kötüye kullandığı ve görevini suistimal ettiği iddiaları ortaya çıktı. Bunun üzerine 17 Nisan 1646'da kazaskerlik görevinden alınarak İzmit'e ve daha sonra da Gelibolu'ya sürüldü. Padişahın affıyla İstanbul'a geri döndüyse de 18 Ağustos 1648 tarihinde I.İbrahim'in tahttan indirilip öldürülmesiyle Hoca Hüseyin Efendi başıboş kaldı.

Sultan I.İbrahim'in oğlu IV. Mehmet tahta geçirilmişti. Cülus töreninde Hüseyin Efendi'den de 200 kese akçe getirerek biat etmesi istendi. Hoca,padişahın cülusuna verecek parasının olmadığını beyan etti. Bunun üzerine Hüseyin Efendinin evi basıldı. Kendisi ve birtakım takipçileri de tutuklandı.

Cinci Hüseyin Hocanın Serveti

Cinci Hüseyin Hocanın Serveti

Hocanın evi arandıktan sonra her şey ortaya çıktı. Hüseyin Efendi yıllarca yaptığı görevlerden birçok rüşvet almış, medreselerde haksız yere para toplatmış ve servetine servet katmıştı. O devirde, ekonomik sıkıntılar yüzünden paralardaki gümüş ve altın miktarı azaltılıyordu. Hüseyin Efendinin evinden çıkan akçeler ise ayarıyla hiç oynanmamış, tamamen saf altındandı. Padişaha 200 kese akçe vermeyen Hüseyin Hocanın evinden tam on iki güğüm akçe çıkmıştı.

Hüseyin Hocanın evinde bulunan bu paralar piyasada 'Cinci Akçesi' namıyla anılmaya başlandı. Fakat bir süre sonra bu paraların hepsi toplatıldı. Hüseyin Hoca ise bir süre hapiste tutulduktan sonra salıverildi. Habeş'e sürüldüyse de Kırım Hanı aracılığıyla yoldan geri döndürüldü. İstanbul'da çevredekilere paralarının gasp edildiğini anlatması ve daha birçok çeşitli iddiaları ile sarayı karıştırdığı ve tehdit ettiği için 1648 yılının Ekim-Kasım aylarında idam edildi.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Cinci Hüseyin Hocanın Osmanlı Tarihindeki Rolü

Cinci Hüseyin Hocanın Osmanlı Tarihindeki Rolü

Kaynaklarda 'Cinci Hoca' namıyla zikredilen Hüseyin Efendi şüphesiz ki fazlaca gizemli bir kişiliktir. Tek amacı para kazanmak, mal-mülk elde etmek ve zengin olmak olarak ifade edilse de kendisi doğaüstü anlatılara da konu olmaktadır.

I.İbrahim'e şifa verdiği için ona fazlaca tesir eden ve kararlarında büyük rol oynayan Hüseyin Efendi, Veziriazam Kemankeş Kara Mustafa Paşa'nın öldürülmesinde büyük rol oynamıştır. Şeyhülislam'ın bile konumunu sarsmıştır.

Netice itibarıyla Cinci Hoca namıyla tanınan Hüseyin Efendi, Osmanlı Tarihindeki en gizemli şahsiyetlerden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır.

YARARLANILAN ESERLER

  • Necdet Sakaoğlu-Bu Mülkün Sultanları, Oğlak Yayınları, İstanbul 2015

  • Abdülkadir Özcan, Hüseyin Efendi, Cinci Hoca,TDV c.18 s.541-543

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
İletişim: history.anilgoc@gmail.com
Tüm içerikleri
right-dark
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
95
49
35
15
8
5
5
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
itsasin

bakınız osmanlıda aydınlanma :)))

Ali Şimşek

ŞİMDİDE VAR BUNUN GİBİ CİNCİ HOCALAR DİNİ KULLANARAK KASALARINI DOLDURUYORLAR.

John Dee

Alchemist ve ya okültist olabilir.