onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Mustafa Kemal Atatürk'ün Şehirlerin En Güzeli İstanbul Hakkında Söylediği Övgü Dolu Sözler

Mustafa Kemal Atatürk'ün Şehirlerin En Güzeli İstanbul Hakkında Söylediği Övgü Dolu Sözler

Dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan İstanbul;  şarkılara, şiirlere konu oldu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk de Istanbul'a olan hayranlığını şu sözlerle dile getirdi;

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Atatürk'ün şehre İstanbul ismini vermesi.

Atatürk'ün şehre İstanbul ismini vermesi.
yenidenergenekon.com

Istanbul'a en eski dönemlerinde Byzantion deniliyordu. Osmanlı zamanında şehre 'Der-Saadet', 'Asitane' gibi ünvanlar verildi. Buranın Tükler'in eline geçmesine rağmen hala Konstantin’in Şehri anlamına gelen Konstantinople demeye devam ettiler. Hatta bu topraklarda yaşayan bazı ileri gelenler bu ismi kullanmaya devam ediyordu. Halk; ise İslambol diyordu.

Atatürk ise şehrin adını İstanbul olarak değiştirdi ve 28 Mart 1930'dan itibaren 'İstanbul' ismiyle gelmeyen mektupların kabul edilmeyeceğini net bir şekilde bildirdi.

Bu olay ABD Ankara Büyükelçisi Charles H. Sherrill tarafından şu şekilde aktarılır;

Bu olay ABD Ankara Büyükelçisi Charles H. Sherrill tarafından şu şekilde aktarılır;
yenidenergenekon.com

“Biz yabancılar, bu eski şehir için Costantinople adını kullanmaya o kadar dilimizi alıştırmışız ki şimdi 'İstanbul' demekte hayli güçlük çekeriz. Ama 1929 yılının Ocak ayından beri bu şehrin resmi adı artık İstanbul’dur ve Costantinople yazılarak gönderilecek mektupların Türk posta idarecileri tarafından geri gönderilmesi ihtimali her zaman vardır…

3 Ocak 1929’da Türkiye’nin posta telgraf ve telefon genel müdürü, merkezi İsviçre’nin Bern şehrinde bulunan Uluslararası Posta, Telgraf ve Telefon Teşkilatı’na bir mektup yazarak bundan sonra 'Constantinople' yerine 'İstanbul' adının kullanılması gerektiğini resmen bildirmiştir.”

"Dört beş yüzyıllık millî çalışmamızın verimi bu güzide şehrimizde toplanmıştır. Millî yeteneğimizin devamlı ve güzel birer belirtisi olan bunca anıtlar ve kuruluşlar hep oradadır."

"Dört beş yüzyıllık millî çalışmamızın verimi bu güzide şehrimizde toplanmıştır. Millî yeteneğimizin devamlı ve güzel birer belirtisi olan bunca anıtlar ve kuruluşlar hep oradadır."

"İstanbul, bizim tarihimizin ve uygarlığımızın bir özetidir."

"İstanbul, bizim tarihimizin ve uygarlığımızın bir özetidir."

"İstanbul, millî mücadelemizin devamı müddetince millî ve vatanî aşkımızın kutsî ve yüksek bir mihrabı olmuştur. Bundan sonra da hiçbir olay, hiçbir kuvvet, ruhumuzu bu kutsal mihraptan çeviremeyecektir."

"İstanbul, millî mücadelemizin devamı müddetince millî ve vatanî aşkımızın kutsî ve yüksek bir mihrabı olmuştur. Bundan sonra da hiçbir olay, hiçbir kuvvet, ruhumuzu bu kutsal mihraptan çeviremeyecektir."
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Atatürk'ün İstanbul Nutku

Atatürk'ün İstanbul Nutku

Vatandaşlarım!

Sekiz sene evvel, mustarip, ağlayan İstanbul'dan kalbim sızlayarak çıktım. Teşyi edenim (uğurlayanım) yoktu. Sekiz sene sonra, kalbim müsterih olarak, gülen ve güzellemen İstanbul'a geldim, iki büyük cihanın birleştiği noktada, Türk vatanının ziyneti, Türk tarihinin serveti, Türk milletinin gözbebeği İstanbul, bütün vatandaşların kalbinde yeri olan bir şehirdir. 

Sekiz sene önce buradan ayrılırken, kalbi yaralı olanlardan biri de bendim.

Sekiz sene önce buradan ayrılırken, kalbi yaralı olanlardan biri de bendim.

Sekiz sene, heyet-i içtimaiyemizin (toplumumuzun) yeni girdiği devrin tarihi, içine aldığı ihtilâllerin, inkılâpların neticeleriyle doludur.

Aziz İstanbul halkına, sekiz sene evvelki kadar, içinde yedi evliya kuvvetinde bir heyula (hayalet) tasavvur ettirilmek istenen bu sarayın içinde konuşuyorum.

Yalnız artık bu saray, zıllulahların (Allah'ın gölgelerinin) değil, zil olmayan (gölge olmayan) milletin sarayıdır ve ben burada, milletin bir ferdi, bir misafiri bulunmakla bahtiyarım..."

Yalnız artık bu saray, zıllulahların (Allah'ın gölgelerinin) değil, zil olmayan (gölge olmayan) milletin sarayıdır ve ben burada, milletin bir ferdi, bir misafiri bulunmakla bahtiyarım..."

'Geldikleri gibi giderler.'

'Geldikleri gibi giderler.'

Atatürk Adana’dan 13 Kasım 1918 günü öğle saatlerinde trenle İstanbul’a geldikten sonra, Haydarpaşa Garı’ndan bindiği ‘Kartal’ istim botuyla Galata’ya doğru giderken, 55 parçalık işgal donanmasının arasından geçer... Bu geçiş sırasında yaveri Cevad Abbas’ın ağladığını gören Mustafa Kemal’in büyük kararlılıkla söylediği “Geldikleri gibi giderler” sözü, Kurtuluş Savaşı’nın ilk işaret fişeğini ateşler.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
54
36
5
3
1
1
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın