Görüş Bildir
Haberler
Aristoteles Uyarmıştı: Demokraside Yeteneksiz Yöneticiler Başa Gelebilir, Devlet Kadroları Torpille Dolabilir!

Aristoteles Uyarmıştı: Demokraside Yeteneksiz Yöneticiler Başa Gelebilir, Devlet Kadroları Torpille Dolabilir!

Celal Ortaylı
12.11.2020 - 09:00 Son Güncelleme: 12.11.2020 - 12:04

Aristoteles'e göre demokraside her şeye halk karar verirse yöneticiler yeteneksizler arasından da seçilebilirdi...

İçeriğin Devamı Aşağıda

Bugün demokrasinin bir toplum için gerekliliğini, olmadığı durumda neler yaşandığını görüyoruz, tartışıyoruz.

Bugün demokrasinin bir toplum için gerekliliğini, olmadığı durumda neler yaşandığını görüyoruz, tartışıyoruz.

Bazı eksik yönleri olsa da demokrasinin eldeki en iyi yönetim biçimi olduğu su götürmez bir gerçek. Ancak en iyi olması onun felsefi açıdan tartışmaya açılamayacağını da göstermiyor ki biz tartışmaya açamazsınız desek bile Aristoteles ve Platon bunu iki bin yıl önce bolca tartışmış.

Ders kitaplarında anlatılanları bir kenara bırakacak olursak Antik Yunan'dan, özellikle Aristoteles'ten yükselen soru işaretleri bize yepyeni kapılar açacak cinsten.

Demokrasiye bakış açısı bakımından Platon'un fikirleri bugün bile dile getirilen eleştirilerin bir bütünü.

Demokrasiye bakış açısı bakımından Platon'un fikirleri bugün bile dile getirilen eleştirilerin bir bütünü.

O demokraside gizli bir tehlike olabileceğini düşünüyordu. Bu tehlike ise halkın her konuda yetkin olduğu varsayımının problemli olmasıydı. Yani halk kendisi için iyiyi ve kötüyü tayin edecek yetkinlikte değildi, bu sebeple yönetim halkın ortalama görüşlerine sabitlenirse olması gerekenin çoğunluğun görüşleri yüzünden ilgi görmeyeceğini düşünüyordu.

Zaten Platon ve Sokrates'in ideal yöneticisi de tüm bu düşünce süreçlerini iyi yönetebilen bir filozof-kraldı.

Aristoteles çok farklı riskleri dert edinmişti. İyi olanın ilgi görmemesi tek tehlike değildi onun için.

Aristoteles çok farklı riskleri dert edinmişti. İyi olanın ilgi görmemesi tek tehlike değildi onun için.

Asıl tehlike demokrasinin ne kadar kontrollü olduğundan bir türlü emin olamamasında gizliydi. Şöyle anlatalım, elde bir demokrasi var ve halk her konuda çoğunluğu sağlayarak ülke için kararlar alıyor. Bu kararlar ülkenin temel sorunları için kabul edilebilir olsa da her durumda halkın görüşü alınmalı mıydı?

Özellikle farklı bakış açılarının dikkate alınması gereken konularda, LGBTİ+ hakları tartışılırken çoğunluğun yorumu herkesi etkiliyorsa...

Özellikle farklı bakış açılarının dikkate alınması gereken konularda, LGBTİ+ hakları tartışılırken çoğunluğun yorumu herkesi etkiliyorsa...

Aristoteles'in endişeli duruşu burada devreye giriyor. Azınlıkları etkileyen, eğitim tartışmalarını etkileyen konuları yahut inanç tartışmalarının son kararını halk veriyorsa bu demokrasiden ziyade çoğunluğun tahakkümü olup vasatlığın hüküm sürmesine yol açabilirdi.

Çok daha yakın bir örnek üzerinden düşünelim, her şeye "ortalama" üzerinden karar verilen durumda şöyle bir kütüphane öncelik olur muydu?

Çok daha yakın bir örnek üzerinden düşünelim, her şeye "ortalama" üzerinden karar verilen durumda şöyle bir kütüphane öncelik olur muydu?

Olmazdı. Yerine fabrikalar yapılırdı, en iyi ihtimalle yeni yollar inşa edilirdi. Bu sorunun ardında 'Fabrika ve yollar gereksiz' gibi bir düşünce yok ancak herkesin önceliğinin farklı olduğu, bir halkı ileriye götürecek ögelerin ise ortalama kararlarla ortaya koyulamayacağı, çarpıcı bir durum.

İçeriğin Devamı Aşağıda

İş sadece bazı konularda karar almakla sınırlı değil.

İş sadece bazı konularda karar almakla sınırlı değil.

Aristoteles için demokrasinin temel eksiklerinden biri bu rejim altında insanların nasıl istihdam edildiği. Bir devlet kurumuna kim işe alınacak ya da bir yönetici nasıl başa gelecek? Halk çoğunluk oluşturup istediğini seçebiliyorsa, Aristoteles'e göre hiçbir yönetim yeteceği olmayan, o ülkeye zarar verecek kişiler de başa gelebilirdi.

Halkın kötü bir seçim yapacağına inanmaya gerek yok ancak bu ihtimalin varlığı bile onu bu sorgulamaya itmişti.

Böyle bir tartışmayı ortaya atan Aristoteles çözümünü de yanında getiriyor.

Böyle bir tartışmayı ortaya atan Aristoteles çözümünü de yanında getiriyor.

Aristoteles liyakat problemini çözebilmek için yönetimde çokluğu öneriyor. Nasıl bir çokluk bu? 

Öncelikle halkın seçme ve karar vermede söz sahibi olması gerektiği açık. Ancak yöneticilerin seçilmesi ve derinlikli konuların kararlarının alınması aşamasında belli standartlar koyulmalıydı. Halkın seçeceği kişiler belirlenirken işinde uzman olanlar öne çıkmalıydı, önemli kararlar verilirken bilginlerin görüşleri de dikkate alınmalıydı.

Halk sürekli yerinde de saymamalıydı, daha iyi kararlar veren bir toplum için eğitim seviyesi sürekli artmalıydı.

Halk sürekli yerinde de saymamalıydı, daha iyi kararlar veren bir toplum için eğitim seviyesi sürekli artmalıydı.

Böylece hem kişiler hem de toplum iyileşecek, liyakat sorunları ortadan kalkacaktı. Siyasetçilerin bir profesyonel meslek olarak bu alana dahil olmasını, aynısının devlet kadrolarında da uygulanmasını öngören bu sistem hem çoğunluğun fikirlerini önemsiyor hem de çoğunluğun bazı konularda azınlığa olan baskı uygulamasını engelliyor. 

Aristoteles'in bu eleştirileri hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyoruz.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir. 👇

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
53
9
2
1
1
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın