Anadolu'nun Kayıp Efsaneleri: Pepuk Kuşu
Ünlü yazar Gabriel Garcia Marquez'in yazın hayatı ona büyük annesinin efsane ve masallar anlatmasıyla başlamıştır. Belki de Marquez'i büyülü gerçekçilik akımına yönlendiren en büyük etkenlerden bazıları bu masallardı.
Oysa Günümüz Türkiye'sinde unutulmaya yüz tutmuş ,onlarca efsane ve masal mevcut. Özellikle Milenyum sonrası, teknolojinin yaygınlaşması ile geceleri büyüklerimizin başında dinlediğimiz masallar, efsaneler ve mitler artık unutuldu gitti. Her ne kadar çok küçük çocukların yaşına uygun olmasa da Unutulmaya yüz tutmuş onlarca efsaneden biridir Pepuk kuşu. Onu diğerlerinden biraz farklı kılan ise efsanede geçen kuşun Doğu Anadolu bölgelerinde hala görülmesidir.
Bir varmış bir yokmuş…
Taa ki günün birinde anneleri aniden rahatsızlaşıp ölünceye dek..
Hele babaları evden çıkınca vay çocukların haline ...
Onlara türlü türlü eziyetler eder, rahat yüzü göstermezmiş. Çocukları gece gündüz çalıştırıp, döver ve kimseye anlatmamaları için de korkuturmuş. Zavallı çocuklar bütün bu kötülüklere rağmen yine de babaları üvey annelerinin yaptıklarına inanmaz diye, çaresiz her eziyete katlanarak yaşamlarını sürdürme çabası gösterirmişler…
Babalarının yine evde olmadığı bir bahar günü, üvey anneleri iki kardeşe torba, bıçak ve kazma vererek dağa kenger(Doğu Anadolu bölgesinde yetişen bir bitki) toplamaya göndermiş. İki kardeş sabah erkenden evden ayrılarak kenger toplamak için dağın yolunu tutmuşlar. Abla bir bir topladığı kengerleri kardeşinin sırtında taşıdığı torbaya koymuş ve böylece de hava kararmaya başlayıncaya kadar kenger toplamışlar.
Yorum Yazın