Görüş Bildir
Haberler
Amsterdam Ne Kadar Güvenli Bir Şehir?

Amsterdam Ne Kadar Güvenli Bir Şehir?

Gurmex APP
28.03.2016 - 12:16

Amsterdam’a gidip kapalı otoparkta soyulacakların dikkatine!

Amsterdam’da yaşadığım talihsiz bir olayı anlatacağım. Avrupa’da turist ırkçılığının nasıl yapıldığını bir hırsızlık olayı üzerinden test etmiş bulunmaktayım.

22 Ekim 2015 Perşembe günü eşimle birlikte kiralık bir araçla 13 günlük Paris, Bruges, Brüksel ve Amsterdam tatilinin dönüşünde Amsterdam’da ilginç ve bir o kadar da turist düşmanlığını ortaya koyan bir hırsızlık olayı yaşadım..

Amsterdam’ın merkezinde bulunan “Bijenkorf” binasının içindeki “QPARK” isimli özel ve 24 saat kameralarla izlendiğini zannettiğim bir kapalı otoparka aracımı saat: 13.40 civarında park ettim. Bagajda duran valizlerim, sırt çantalarım ve laptop çantamı geride bırakarak öğlen vakti 2-3 saatliğine alışveriş yapıp ardından Schiphol havalimanına gidip Türkiye’ye dönecektim. 2 saatlik geziden sonra otoparka döndüğümde sağ arka camın kırık, laptop çantamın ise çalınmış olduğunu gördüm. Çalınan laptop çantamın içinde ise aksiyon kameram, bir hard disk, laptopum ve araç kiralama belgelerim vardı.

Olayların saçmalık sarmalına dönüşmesi ise bundan sonra başladı. Eşimi aracın başında kalan valizlerimizde gitmesin diye bıraktıktan sonra otoparkta görevli aramaya başladım. QPARK insanlardan saat başına 5 Euro ücret alırken yaptığı cömertliği otoparkta görevli çalıştırmakta harcamamıştı.

Otopark danışmasında kimse olmadığını görünce oradaki “Help” butonuna bastıktan sonra telefon bir numarayı çevirdi. Telefon çalmasına rağmen kimse açmayınca otoparkın dışına kendimi attım ve 150 metre ilerdeki 37 Beursstraat Amsterdam Polis karakoluna saat 15.40 gibi ulaştım. Karakolda görevli polis memuruna olayı anlattıktan sonra kendisine nasıl bir süreç izleyeceğimizi ve saat:20.30’da uçağım olduğunu söyledim.

-Polis rapor yazmak için araç kiralama belgesinin bende olması gerektiğini söyledi.

-Ben ise araç kiralama belgesinin laptop çantamla beraber çalındığını ve aracımın çaprazında güvenlik kamerası olduğunu belirttim.

-Verdiği cevap cidden şaşkına çevirdi. “Beyefendi aracın size ait olmadığını nereden bileceğiz, ayrıca kamera görüntülerini biz QPARK’tan alamıyoruz, alsak bile kamera görüntülerinden hırsızları mı tanıyacaksınız!” dedi.

-Kamera görüntülerini neden alamadıklarını sorduktan sonra polis, “QPARK’ın polisten talep edilen bir görüntü için 450 EURO bedel istediğini” söyledi.

-Türkiye’de olsa rüşvet istediğine inanabileceğim polis memuruna ulusal güvenlik, adam yaralama veya cinayet olaylarında görüntüleri alıp almadıklarını bunun nasıl saçma bir sistem olduğunu söyledim.

-Ulusal güvenlik, yaralama veya cinayet konularında video kayıtlarını aldıklarını ama bu durumda alamadıklarını tekrar söyledi.

-Otoparkın da bu hırsızlık olayında parmağı olabileceğini ve bu kadar korunaklı bir otoparkta yaşanan bu olay için QPARK’ı dava etmek için görüntüleri istediğimi, “eğer devlet vermiyorsa ben 450 EURO vereceğim” dedim.

-Polis, parayı ödesem de görüntüyü alamayacaklarını ve uçağım kalkana kadar laptopumu bulamayacağını ve şu an rapor yazamayacağını belirtti.

Schiphol Havalimanı’nda bulunan araç kiralama şirketini arayıp bana araç kiralama evraklarımı yeniden çıkartıp polise fakslayıp fakslayamayacaklarını belirttim. Onlarda bana havalimanında bir polis karakolu olduğunu ve Schiphol Havalimanına gidersem yardımcı olacaklarını anlattılar. Ben de tekrar otoparka gidip havalimanına yol almak istedim. QPARK’ta danışmada 2 otopark görevlisi görünce hemen onların yanına gittim.

-Otopark görevlilerine 24 saat korunan bir otoparkta nasıl böyle bir hırsızlığın olduğunu, polisin her bir görüntü için 450 EURO ödemek zorunda olduğunu ve neden böyle saçma birşey olduğunu sordum.

-Görevli böyle bir ücretin istenmediğini ve ancak polis talep ettiğinde bu görüntüleri verebileceklerini belirtince görevliye benimle karakola gelip olayı tekrar polise söylemesini istedim. Görevli ise işbaşı yaptığını ve karakola gelemeyeceğini söyleyince tekrar o sinirle karakola döndüm.

-Polise QPARK’ın para istemediğini, görüntüleri alabildiklerini ve görüntülerin dava açabilmem için bana ulaştırılmasını talep ettiğimi belirttim.

-Polis ise hala aynı 450 EURO bahanesini anlatıp durdu..

-Kendisine görüntüleri alabilmem için illa biri tarafından bıçaklanmam mı gerektiğini laptop ve diğer eşyaların benim için önemli olduğunu, Türkiye’de bile hayatım boyunca soyulmadığımı ve “medeniyet dediğiniz ülke bu mu?” diye sordum.

-Yanındaki Hollandalı kadınla gülüştükten sonra “burası Türkiye değil, Amsterdam ve özel eşyalar herkes için özeldir” gibi saçma bir yanıt verdi..

-İçimden geçen binbir küfürden kendimi arındırarak saatin 16:30 olduğunu ve havalimanına yetişmem gerektiğini tekrar hatırladım..

Aracın başına tekrar döndüğümde otoparktan çıkmak isterken 18 EURO (yaklaşık 60 TL) ücret ödemem gerektiğini söyleyen hırsızlık olurken piyasada olmayan 2 görevli bir anda çıkışta bitiverdi. Kendilerine maddi zararım olduğunu ve görevlerini yerine getirmedikleri için bu ücreti ödemeyeceğimi diretirken adam çıkıştaki daha önce benimde bastığım “help” butonuna bastı. Meğerse karakolun telefonuna bağlanan o hat yine nedense açılmayınca adam benle tartışmaktan yoruldu ve otopark kapısını açtı..

Kırık camla Schiphol havalimanına geldiğimizde araç kiralama şirketine aracı verirken oradaki görevli arkadaş Türk çıkınca en azından beni anlayacak biri çıktı tamam dedim..

-Araç kiralamadaki çocuğa şöyle oldu böyle oldu ben dedim. “Ülkemde soyulmadım” derken yapıştırdı lafı “Abi, dedi ne ilk ne de sonsunuz bu hırsızlıkta” dedi. Amsterdam’da özellikle kapalı otoparklarda istediğin kadar eşyalarını gizle, bluetooth sinyallerini algılayan bir araçla hırsızlık yaptıklarını ve bu sinyalleri yayan elektronik aletleri bu araç sayesinde gördüklerini ve camı kırıp aldıklarını anlattı. Araç kiralarken insanların havalimanında kiraladıkları aracın bagajına eşyalarını koyup evrak imzalamaya gelirken bile bagajdan bavullarını götürdüklerini anlattı..

-Arkadaşın bu hırsızlık yöntemini anlatmasından sonra niye valizlerimizin açılmadığını, sırt çantalarımın açılmadığını hatta navigasyon aletimizin niye çalınmadığını sadece bluetooth sinyali yayan laptopu aldıklarını anlamış olduk..

Aracı teslim ettikten sonra Allahtan tam teşkilatlı bir araç sigortası yaptırmış olmanın faydası olarak en azından kırık cama birşey ödemek zorunda kalmadıktan sonra havalimanında araç kiralama evraklarımı yeniden çıkartıp havalimanı içindeki karakola gittim.

Karakolda hırsızlık olayını anlatıp araç belgelerini verdikten sonra beynimi yaktıran bir soru geldi: “Beyefendi laptopunuz çalınmış ama size ait olup olmadığını nereden bileceğiz, ID’si var mı?” dedi.

Saatin 18:30 olması ve uçağıma yetişme ve Hollanda’dan kaçma isteğimle yeniden soruları nazikçe yanıtlamaya devam ettim ve ID’si olmadığını Türkiye’de bulabileceğimi ve rapor yazılmasını istediğimi anlattım.

-Polis memuru rapor yazılabileceğini ama uçağım kalkana kadar bu raporu yetiştiremeyeceklerini zaten raporuda kendi birimlerinin yazamayacağını ilk gittiğim karakolun yazması gerektiğini çünkü kendilerinin “Havalimanı Polisi” olduklarını raporu online bir şekilde yazıp yollamam için bir web sitesi adresi verip beni uğurladılar..

Bu arada havalimanı polisininde bu bluetoothla elektronik aletleri bulabildikleri soygun şebekesini bildiklerini ve bunu bana anlattıklarının notunu geçmek istiyorum..

Yaşanmış bu saçma ve gerçekdışı olay gerçek bir olaydır.. Amsterdam’da turistlere karşı takınılan bu tavır yeni bir üslup değildir.. Ama polisin işini yapmama ve görevini kötüye kullanma, bir soygun şebekesini 150 metre ötede olduğunu bile bile göz yumma şekli, mağdur bir turisti aşağılama tutumları yüzünden ne var ne yoksa üzerlerine çullanmaya ant içtim..

Buradan gerçekten mağdur olmasın diye insanları dikkatli olmaya davet ediyorum. Bu yapılan turist ırkçılığı üzerinden medeniyetleri çökmüş sorgulama kültürleri yitip gitmiş Hollandalılara ise tekrar dönüp sistemlerini bir sorgulamalarını istiyorum..

Alp Türkalp

İçeriğin Devamı Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
0
0
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın