11 Maddede İş Dünyasının Değişen Yönetim Tarzına Ayak Uydurabilmek
“Yalın” kavramı ilk kez 1988’de, şimdilerde Google Inc. Self-Driving Car Projesi CEO’su olan John Krafcik tarafından kullanıldı. En kısa biçimde özet olarak, gereksiz olanı hiç yaratmamak ya da gereksiz olandan arınmak biçiminde tanımlanabilir.
'Yalın', piyasa talebiyle mükemmel dengeli, müşteriler için en az israfla optimum hızda değer yaratan bir disiplin olarak görülüyor. Yani müşteriler (iç ve dış müşteri) açısından; mükemmel bir zamanlamayla, mükemmel bir fiyatla sunulan mükemmel bir değere sahip olmayı anlatıyor.
Belki de tüm bunlar Y kuşağının iş dünyasına girmesinin bir etkisi, Z kuşağının ise yakında girecek olmasına bir hazırlık… 11 maddede ve yalın kavramının etrafında, değişimi nasıl yönetebileceğimize bakalım.
1. İş dünyasında değişim hep vardı. Kimi zaman ağırdı belki, ama artık çok çok hızlı.
2. Değişimle ortaya çıkan riskleri yönetmek çevik bir organizasyon olmayı gerektiriyor.
Kullanılan araç ve süreçlerden çok bireyler arası etkileşimi, yoğun doküman klasörleri yaratmak yerine doğru yazılım ve çözümlerin seçilmesini, sözleşmelere bağımlı olmak yerine müşteri ile işbirliğinin önde tutulmasını, esnek olmayan planlardansa, değişime ne kadar hızlı cevap verebildiğinizin önemini vurguluyor.
3. Yeni nesil “Smart Simplicity” kavramı da çevik bir organizasyon olmanın önemini destekler nitelikte.
Yvex Morieux ve Peter Tollman’ın eş yazarlıklarını yaptıkları Six Simple Rules: How to Manage Complexity without Getting Complicated kitabında iş yaşamının karmaşasının sadelikle nasıl yönetilebileceği anlatılıyor. “Smart Simplicity” yaklaşımındaki öneriler çerçevesinde neler yapabileceğimiz şöyle:
4. Çalışanlarınızın gerçekte ne yaptığını anlayın.
Yöneticiler böylelikle büyük resme daha fazla hakim olabiliyor. Performans sorunları insanların eylemlerinin bir sonucudur ve problemi çözmek, çalışanın bir eylemi neden yaptığını ve bunu değiştirmek için ne yapmalarına ihtiyacınız olduğunu anlamakla başlıyor.
5. Bütünleştirici noktalardaki çalışanları belirleyin ve güçlendirin.
Bunun yolu ara birimler vs. kurmak değil, entegrasyonu sağlayacak çalışanlardan geçiyor. 'Smart simplicity' yaklaşımında iki birim arasında koordinasyon ve işbirliği sorunu varsa, bir birim daha kurulmasının sorun sayısını ve maliyeti artırdığı düşünülüyor.
6. Daha fazla kişiye daha fazla güç verin.
Çalışanlarınızı cesaretlendirin, güvenli bölgelerinden çıkmaları, sınırlarını aşmaları konusunda teşvik edin. Böylece daha katılımcı, potansiyelini kullanabilen, çözüm üreten, proje geliştiren, daha işbirliğine dönük, değer yaratmaya hevesli bireylere dönüştürebilirsiniz.
7. İnsanları birbirinden ayıran kaynakları azaltın.
Çalışanların birbirine karşılıklı ihtiyaç duymalarını sağlayın, iş birliği yapabilecekleri ortamlar yaratın. İnsanlar iş birliği yaptıkları her konuda daha az kaynak kullanılıyor. Bu yaklaşım yeni nesil ofis tasarımlarını da etkiliyor.
8. Yaptıklarının gelecekteki etkilerini görmelerini sağlayın.
Çalışanlarınızın faaliyetlerinin, diğerlerini ve organizasyonu nasıl etkilediklerini anlamalarını sağlayın.
9. İnsanlara eylemlerinin sonuçlarını gösterecek döngüler yaratın.
Bir otomobilin tasarım bölümündeki mühendislere, 3 yıl sonra araç pazara çıktığında garanti bütçesinden sorumlu olacaklarını söylemeniz sonuçları değiştirecektir.
10. Hatayı değil, işbirliği yapmamayı cezalandırın.
İnsanlar hata yapmaktan korkarsa sorunları gizlemek ister, sorunlarla yüzleşen, çözmek için uğraşan çalışanları ödüllendirmeli. Lego Group CEO’su Jorgen Vig Knudstorp, 'Suçlamak hatalar için değildir, yardım etme ya da yardım isteme konusundaki başarısızlıklar içindir' diyerek bu yöntemi uyguladığını belirtiyor.
11. Globalleşmeyle, ülkelerin sınırlarıyla birlikte iş dünyasında da sınırlar kalkıyor.
İş yaşamında işbirliği kurma becerilerine sahip olmak bütünsel bir bakış açısını geliştireceği gibi; hem insanları daha fazla değer yaratmaya teşvik edecek, hem de yaptıkları işten daha fazla keyif almalarını sağlayacak. Bununla birlikte toplam performansın da olumlu etkileneceği ise su götürmez.
Eliz Esra Şimşek
Harvard Business Review Türkiye, Ocak 2016
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
neden kimse yorum yapmamış,acaba kimse birşey anlamadı mı ? yoksa magazinsel birşey olmadığı içinmi ?