"Erdoğan, Davutoğlu ve Fidan Hakkında Soykırıma İştirak Gerekçeli Suç Duyurusu"
CHP Tunceli Milletvekili, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Hüseyin Aygün, Amerikalı gazeteci Seymour Hersh’ün Suriye’de Sarin gazının Türkiye ile ilişkilendirdiği yazısından hareket ederek Başbakan Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında, “İnsanlığa karşı suç, soykırım, bu amaçla örgüt kurma” gerekçeleriyle suç duyurusunda bulundu.Hatay Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusunda, “Ülkemizde yaşanan olayları da bu iddialarla birlikte değerlendirdiğimizde kuvvetli şüpheler doğmaktadır. Nitekim Adana’da yapılan operasyon ile Terör örgütlerinin bir kısım üyesi yakalanmış ve sarin gazı ürettikleri ortaya çıkmış olmasına rağmen her nasılsa kısa süre içinde serbest bırakılmışlardır” dendi. CHP’li Hüseyin Aygün adına Hatay Cumhuriyet Başsavcılığına avukatı İnan Yılmaz tarafından yapılan suç duyurusunda, Erdoğan, Davutoğlu ve Fidan’la ilgili 5237 sayılı TCK’nın 76. maddesinde tanımlanan ‘soykırım’; 77 . maddesinde tanımlanan ‘insanlığa karşı suçlar’ fiillerini işlediklerine dikkat çekildi. 12 maddelik suç duyurusu gerekçesi şöyle: “Tüm dünyanın bildiği gibi komşumuz olan Suriye’de 2011 yılından beri silahlı terörist gruplar ile ülkenin yasal güçleri arasında bir iç savaş devam etmektedir. Bu iç savaş sırasında silahlı terörist unsurlara ilişkin olarak ülkemizin destek sağladığı, silahlı terörist unsurların ülkemizden silah temin ettikleri, ülkemizi üs olarak kullanarak Suriye’ye sızdıkları, terör eylemleri gerçekleştirdikleri, bu eylemleri sırasında gerek asker gerekse de sivil çok sayıda kişileri acımasızca öldürdükleri artık tüm dünya tarafından bilinmektedir. Ne yazık ki bugün itibarı ile 100.000 masum insanın ölümüne sebep olan bu kanlı iç savaşın en büyük destekçilerinden birisi de ülkemizin hükümeti ve onun başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu kanlı iç savaşın başladığı tarihten bu yana Erdoğan’ın tek hedefi Suriye’nin yasal hükümetini devirmek ve onun yerine silahlı terörist unsurların yönetime geçmesini sağlamaktır. Nitekim bu terörist unsurlar bu iç savaş sırasında çok sayıda kanlı eylem gerçekleştirmiş olup, bu eylemlerden biri de 2013 yazında gerçekleşen sarin gazı saldırısıdır. Bazı çevrelerce saldırının sorumluluğu Suriye Hükümeti’ne yüklenmek istenmiş, böylece Suriye’ye yönelik Uluslararası müdahalenin yolu açılmak istenmiştir. Ancak Suriye hükümetinin kimyasal silah kullanmadığını beyan edip bu konuda BM ile işbirliği yapması sonucunda bu plan bozulmuştur. Uzun süre bu eylemin failinin kim olduğu tartışılmış ise de bizce son dönemlerde yabancı basının güvenilir kalemlerinin yazdığı haberlerden failin kimliği açığa çıkmıştır. “Suriye Muhalefeti”nden silahlı terörist unsurlar: El Nusra ve IŞİD. Ancak bu haberlerde ülkemiz adına üzücü olan bir başka detay daha dikkat çekmektedir. Haberlerde verilen bilgilere göre Sarin gazı saldırısı şüphelilerden Recep Tayyip ERDOĞAN’ın bilgisi dahilinde MİT ve JANDARMA tarafından temin edilen sarin gazı ile yapılmıştır. Amerika’nın ünlü ve saygın gazetecilerinden Seymour HERSH bunu bizzat haber yapmıştır. Habere ilişkin çıktılar ve Seymour HERSH’ün verdiği röportaj çıktıları ekte sunulmuştur. Üstelik bu kanıda olan tek kişi kendisi de değildir. Eski ABD Hazine Müsteşarı Paul Craig Roberts da aynı düşüncededir. Yine Deneyimli Ortadoğu muhabiri Robert FISK’de bu görüşü tekrarlamaktadır. Ülkemizde yaşanan olayları da bu iddialarla birlikte değerlendirdiğimizde kuvvetli şüpheler doğmaktadır. Nitekim Adana’da yapılan operasyon ile Terör örgütlerinin bir kısım üyesi yakalanmış ve sarin gazı ürettikleri ortaya çıkmış olmasına rağmen her nasılsa kısa süre içinde serbest bırakılmışlardır. Yine Adana ilinde çok sayıda TIR ihbar üzerine durdurulmuş ve aranmak istenmiş ancak her nedense aranmalarına izin verilmemiş ve üstüne üstlük soruşturmayı yürüten kolluk güçleri ve savcı sürgün üstüne sürgün yemiş son olarak bazı polis ve Jandarma görevlileri tutuklanmışlardır. Youtube’da yayınlanan ve kapatılmasına neden olan bir ses kaydında ise şüpheliler Ahmet DAVUTOĞLU ile Hakan FİDAN arasında Suriye’ye yönelik konuşmalar geçmekte ve içeriğine göre “Suriye’ye üç beş adam gönderilip Türk Toprağı sayılan Süleyman ŞAH türbesine saldırı düzenlenerek müdahale imkanının sağlanmasından” bahsedilmektedir. Hatırlatmak isteriz ki bu kaydın içeriği de yalanlanmamıştır. Tüm bu bilgi ve belgelerin içeriğinden şüphelilerin Suriye’de süren iç savaşta terörist unsurlara silah ve lojistik desteği sağladıkları, terörist unsurların bu destek sayesinde masum sivilleri katlettikleri ortaya çıkmaktadır. Üstelik bu terörist unsurların Alevileri katlettikleri, hedeflerinin özellikle alevi köyleri olduğu görülmektedir. Bu terörist unsurlar 5237 sayılı TCK’nın 76. maddesinde tanımlanan “soykırım”; 77 . maddesinde tanımlanan “insanlığa karşı suçlar” fiillerini işlemektedirler. Şüpheliler de bu terörist unsurlara destek vererek bu suça iştirak etmektedirler.” (Ankara- ZETE)