Uğur Batı Yazio: İnsanları Nasıl İkna Ederiz?
İnsanın “ortalama” karar verme süreci ile bağlantılı olarak bu problemleri yorumladığımızda şu ortaya çıkmaktadır:
Problemin sunuluş biçimi kararlarımızı doğrudan etkilemektedir. Ancak insanlar, tercih yapacakları seçenekler arasında kesin alternatifler varsa o kadar da rasyonel seçim yapmıyorlar. İnsanın, özellikle olumlu veya güzel ihtimaller varken, kesinliğe daha yatkın bir tercih yapısı vardır. Einstein’ın söylediklerini aklımıza da getirmiyor değil doğrusu bu örnek: “Bir problemin çerçevesi, çözümden çok daha önemlidir. Çünkü çözüm, matematik veya deneysel yeteneklerden ibarettir.”
Konuyu, sürüngen beyni üzerinden biraz daha açalım. İnsanlarda eski, orta ve yeni olmak üzere üç beyin katmanı bulunmaktadır. Eski beyin veya kök beyin, insanoğlunun yaşamını sürdürmesini ve hayatta kalmasını sağlayan mekanizmaları düzenleyen bölümüdür. Sindirim sistemimizin çalışması, dikkat, savaşmak, tehlike karşısında kaçmak gibi fonksiyonlar hep beynin bu katmanı tarafından yerine getirilmektedir. Orta beyin ya da bazı kaynaklarda limbik beyin olarak da isimlendirilen katman duygularla ilgilenir. Sevmek, nefret etmek gibi duygular, altıncı his gibi içimizden gelen sesler bu katmanda ortaya çıkmaktadır.
Eski beyinle bağlantı kurmak ve onu ikna edebilmek için karar bilimi çalışmaları ile kendilerini tanıdığımız Patrick Renvoise ve Christophe Morin dört temel adım önermektedir. Bunlar:
Renvoise ve Morin bu maddeler haricinde eski beyni ikna edebilmek için 6 adet mesaj yapısından bahsetmektedir. Bunlar:
Eski beynin neye duyarlı olduğunu tartıştık, şimdi de bu iknaın yollarına bakalım.
Eski beyni ikna edebilmek için kullanılabilecek ilk mesaj yapıtaşı dikkat çekicilerdir. Dikkat çekici mesaj unsurları kullanılarak insanların iletiye karşı gösterebilecekleri direnç kırılmaktadır. Bilindik en temel dikkat çekici unsurların başında mizah ve cinsellik gelmektedir. Dikkat çekici öğeleri 5 grupta inceleyebiliriz. Bunlar:
Mini Tiyatrolar: İnsanların sunduğunuz çözüme dikkatini yoğunlaştırabilmesi için ona sunduğunuz yarar ne ise onun karşıtını gösterdiğiniz, hayatın içinden kareler eşliğinde geçirilen kötü bir günün tasvir edilmesi.
Kelime Oyunları: Dikkat çekmek için kelimelerin gücünden yararlanmak. Mecaz ya da metafor gibi göndermeler de bunlara dahildir.
Retorik Soruları: Açık uçlu ve kısa yanıt vermelerinin önüne geçen sorulardır. Amaç kitlenin beyninde istenen yanıtın verilmesini sağlamaktır. Bu soru tarzlarına örnek vermek gerekirse: “Beş yıldan daha erken emekli olsaydınız nasıl olurdu?” ya da “Bu sözcüklerin sizce ortak özelliği nedir?”
Aksesuarlar: Beyin üzerine yapılan son araştırmalar, “aletler” olarak tanımlayabileceğimiz nesnelerin eski beyin üzerinde oldukça etkisi olduğunu göstermektedir. Tüketiciye sunum yaparken ya da tanıtım gerçekleştirirken, sizi hatırlatacak küçük ya da detaylı aksesuarlara yer vermeniz daha sonra tüketicinizin zihninde o nesneyi gördüğü anda çağrışım sağlayacak ve sizi hatırlatacaktır.
Hikâyeler: Eski beynin işleyişine göre, karşımızdaki insan bir hikâye anlattığında, bunu karşımızdakinin bizi önemsediği şeklinde algılarız. Konuşma ya da sunumlar esnasında araya kısa hikâyeler koymak, dağılan dikkatlerin tekrar size odaklanmasını sağlar. En önemlisi beyinlerimiz hikâyeleri, gizemli başlangıçları sever ve sonunu merak eder. Bu nedenle, ürün, hizmetiniz ya da sunum yaptığınız konu ile ilgili doğru belirlediğiniz bir amaç doğrultusunda anlattığınız bir hikâye mutlaka karşınızdakini ikna etme konusunda size yardımcı olacaktır.
Yorum Yazın