Görüş Bildir
Haberler
Türk Turizmi Nereye Gidiyor?

etiket Türk Turizmi Nereye Gidiyor?

Cem Kınay
19.01.2024 - 22:26 Son Güncelleme: 20.01.2024 - 11:15

Türk turizmi, son 30 yılda çok önemli bir büyüme ve gelişme gösterdi. 

2023 yılında Türkiye'ye gelen yabancı turist sayısı 52 Milyon oldu. 

2022 yılında Türkiye, dünyanın en çok turist gelen dördüncü ülkesi oldu.

Türk turizminin son yıllarda dünya ortalamasının üzerinde büyümesinde, son dönemde özellikle Rusya-Ukrayna savaşı ve pandeminin etkisiyle Avrupa'da yaşanan turizm kaybının Türkiye'nin lehine dönmesi önemli bir rol oynadı. 

Bu durum, Türkiye'nin Akdeniz ve Ege kıyılarında konumlanan ve güneş, kum ve deniz turizmi için oldukça elverişli olan şehirlerine, başta Antalya olmak üzere, olan talebi daha da artırdı.

Pandemi öncesi kurulan Kültür ve Turizm Bakanı Sn. Mehmet Ersoy’un liderliğinde kurulan ve benim de Kurucu Yönetim Kurulu üyesi olduğum Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının (TGA) çok önemli rolü oldu.

İçeriğin Devamı Aşağıda

150’den fazla ülkede Türkiye, bütün yıl boyunca reklam veriyor, bütün dünya ile iletişim kuruyor, binlerce seyahat etkileyicisini, seyahat yazarlarını ve seyahat acentelerini Türkiye’nin her bölgesine davet ediyor.

150’den fazla ülkede Türkiye, bütün yıl boyunca reklam veriyor, bütün dünya ile iletişim kuruyor, binlerce seyahat etkileyicisini, seyahat yazarlarını ve seyahat acentelerini Türkiye’nin her bölgesine davet ediyor.

Türkiye zaten bütün dünyaya hitap eden muhteşem zenginliklerini pazarlamayı öğrendi ve de TGA bu işi çok iyi yapıyor.

TGA’nın kanunla desteklenen iş modelinde de turizmin bütün katmanları bu başarı için para harcıyorlar ve de herkes elini taşın altına koymuş vaziyette.

Türkiye dünyanın en önemli turizm ülkelerinden biri; Havayollarıyla, havaalanlarıyla, otelleri, gastronomisi, antik şehirleriyle (dünyada en çok ve en değerli antik kentler Türkiye’de!) ve en önemlisi de Türk insanının misafirperverliği ile artık büyük oyuncu Türkiye.

Türk turizminin geleceğine bakıldığında, aşağıdaki gelişmelerin önemli olduğunu hatırlatmak isterim.

Türkiye'nin jeopolitik konumu: 

Türkiye, Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının kesiştiği noktada yer alan bir ülkedir. 

Bu konumu, Türkiye'yi dünyanın dört bir yanından gelen turistler için cazip bir destinasyon haline getiriyor. 1 saatle 6 saat arasında uçuşla ulaşabiliyor dünya nüfusunun önemli bir bölümü Türkiye’ye.

Türkiye'nin zengin tarihi ve kültürel mirası: 

Türkiye, binlerce yıllık bir tarihe ve kültürel mirasa sahip bir ülkedir. 

Dünya’da 1 numaradır, benzer ülkeler Mısır, İtalya, Meksika vs. gibi ülkeler ile kıyaslandığında tartışmasız ve açık ara farkla 1 numaradır.

Göbeklitepe 12.000 yıllık, Çatalhöyük 9.000 yıllık.

Taştepeler belki de 14-15.000 yıllık. İnanılmaz, ama gerçek.

400-500’e yakın antik şehir, 10.000’e yakın höyük vardır.

Bu miras, Türkiye'yi kültür turizmi için en önemli bir destinasyon haline getirecek.

Türkiye'nin doğal güzellikleri: 

Türkiye, zengin bir doğal güzelliğe sahip bir ülkedir. Akdeniz, Ege ve Karadeniz kıyıları, kaplıcaları, gölleri, dağları, şelaleleri, yaylaları ve ormanları ile Türkiye, doğa turizmi için de önemli bir destinasyon.

Bu gelişmeler ışığında, Türk turizminin önümüzdeki yıllarda da büyümeye devam etmesini bekliyorum. 

Türkiye’ye yakın tarihte 100 Milyon misafir geleceğini tahmin ediyorum.

Ancak, Türk turizminin sürdürülebilir bir şekilde büyümesi için bazı sorunların da çözülmesi gerekiyor.

Bunlardan en önemlisi, Türkiye'nin turizm altyapısının yetersizliğidir. Türkiye'nin konaklama, ulaşım ve yeme-içme gibi turizm altyapısı, özellikle yaz aylarında yaşanan yoğun talep nedeniyle yetersiz kalabiliyor. Bu durum, turist memnuniyetini olumsuz yönde etkiliyor. Önümüzdeki yıllarda süratle bu altyapı sorunlarını çözmemiz gerekir (Örnek Bodrum, Marmaris) 

Diğer bir sorun ise, Türkiye'nin turizm sektörünün nitelikli insan kaynağına ihtiyacı olmasıdır. 

Türkiye'de turizm sektörü için gerekli olan nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi için gerekli yatırımların yapılması gerekiyor. Turizm Fakültelerinin eğitimini yeniden tasarlamak gerekiyor. Turizm Meslek okullarını çoğaltmamız ve eğitimi kısa ve de hedefe odaklı ve daha pratik hale getirmemiz şart. 

Bu iki ana sorunun çözülmesi halinde, Türk turizminin daha da büyümesi ve ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlaması mümkün olacaktır.

Türkiye’nin geleceği Turizmdir.

Türkiye’nin geleceği Turizmdir.

Gelecekte ne yapmak gerektiği, bireysel ve toplumsal olarak farklı şekillerde yorumlanabilir. Ancak, genel olarak bakıldığında, gelecekte aşağıdaki alanlarda ilerleme kaydetmek için çaba sarf edilmesi gerektiği söylenebilir.

Tekrar etmem gerekirse de:

Eğitim: Gelecekte başarılı olmak için, bireylerin ve toplumların sürekli öğrenmeye ve kendilerini geliştirmeye açık olması gerekir. Bu nedenle, eğitime yatırım yapmak ve eğitim sistemini sürekli geliştirmek önemlidir.

Ar-Ge: Teknoloji ve Dijital dünyada yaşıyoruz. Yeni teknolojilerin ve yeniliklerin geliştirilmesi, geleceğin şekillenmesi için oldukça önemlidir. Bu nedenle, Ar-Ge faaliyetlerine yatırım yapmak ve yenilikçiliği teşvik etmek önemlidir.

Sürdürülebilirlik: 

Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için çaba sarf etmek gerekir. Bu nedenle, çevreyi korumak, doğal kaynakları verimli kullanmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirmek önemlidir.

Bu alanlarda ilerleme kaydetmek için, bireysel olarak aşağıdakileri yapabilirsiniz:

• Sürekli öğrenmeye ve kendinizi geliştirmeye açık olun. Yeni beceriler edinin ve bilgilerinizi güncelleyin.

• Yeni teknolojilerin ve yeniliklerin geliştirilmesine yardımcı olun. Problem çözmeye ve yaratıcılığa odaklanın.

• Sürdürülebilir bir yaşam tarzı benimseyin: Çevreyi korumaya ve doğal kaynakları verimli kullanmaya özen gösterin. Yenilenebilir enerji kaynaklarını tercih edin.

Toplumsal olarak ise aşağıdakileri yapmalıyız:

• Eğitimi ücretsiz ve erişilebilir hale getirelim. Eğitim kalitesini artıralım.

• Ar-Ge yatırımlarını artıralım.

• Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine odaklanalım: Çevre koruma politikalarını uygulayalım. Bu alanlarda ilerleme kaydetmek, gelecekte daha iyi bir dünya yaratmamıza yardımcı olacaktır.

Türk turizmini daha iyi, nitelikli ve çevik pazarlayalım.

• Hedef pazarlarını daha iyi anlamalıyız: 

Türkiye, dünyanın her yerinden turist çeken bir ülkedir. Bu nedenle, turizm pazarlama stratejileri, hedef pazarların talep ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmalıdır. Türkiye, potansiyel turistleri daha iyi anlamak için pazar araştırması ve analiz çalışmaları yapmalıdır. 

Özellikle büyüyen ve seyahat etmeye başlayan Asya ülkelerinden gelecek misafirleri daha iyi anlamamız lazım.

• Turizm ürünlerini ve hizmetlerini çeşitlendirelim: 

Türkiye, güneş, kum ve deniz turizmi ile ön plana çıkan bir ülkedir. Ancak, Türkiye'nin zengin tarihi ve kültürel mirası, doğal güzellikleri ve alternatif turizm potansiyeli de göz ardı edilmemelidir. Türkiye, turizm ürünlerini ve hizmetlerini çeşitlendirerek, daha geniş bir hedef kitleye ve yaş guruplarına hitap edebilir. 

• Turizm altyapısını geliştirmeli: 

Türkiye'nin turizm altyapısı, özellikle yaz aylarında yaşanan yoğun talep nedeniyle özellikle bazı bölgelerde yetersiz kalabiliyor. 

Bu durum, turist memnuniyetini olumsuz yönde etkiliyor. 

Türkiye, turizm altyapısını geliştirmek için daha fazla yatırımlar yapmalıdır. 

Bu yatırımlar, konaklama, ulaşım, yeme-içme, eğlence ve alışveriş gibi sektörleri kapsamalıdır. 

• Nitelikli insan kaynağı yetiştirmeli: 

Türkiye'nin turizm sektörünün nitelikli insan kaynağına ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacı karşılamak için, Türkiye'de turizm eğitimi veren kurumların sayısı ve niteliği artırılmalıdır. Ayrıca, turizm sektöründe çalışanlara yönelik mesleki gelişim programları düzenlenmelidir. 

• Sürdürülebilir turizmi teşvik etmeli: 

Türkiye, sürdürülebilir turizmi teşvik ederek, turizmin çevreye ve topluma zarar vermeden gelişmesini sağlamalı. Sürdürülebilir turizmi teşvik etmek için, Türkiye'de çevre dostu turizm uygulamaları yaygınlaştırılmalıdır. Bakanlığın bu alanda başladığı sertifika programı dünyada öncü olmuştur ve hızla yayılmaktadır.

Bolca tartışılan bir konu da Türkiye’nin 1990 yılından beri otellerde uyguladığı “Her Şey Dahil” sistemidir.

Bolca tartışılan bir konu da Türkiye’nin 1990 yılından beri otellerde uyguladığı “Her Şey Dahil” sistemidir.

Türkiye'nin Her Şey Dahil (HŞD) sistemine devam edip etmemesi, bir dizi faktöre bağlıdır. 

Bu faktörler arasında, Türkiye'nin turizm hedefleri, hedef pazarları, turizm altyapısı ve turizm sektörünün geleceği yer almaktadır.

Türkiye tüm dünyada HŞD sisteminin en iyi ve en yoğun uygulandığı bir ülkedir. Bu büyümede, bu başarıda HŞD sisteminin önemli rolü vardır.

HŞD sisteminin Türkiye turizmine sağladığı bazı avantajlar şunlardır:

• Turist memnuniyetini artırır:

 HŞD sistemi, turistlerin tatilleri boyunca ihtiyaç duydukları tüm hizmetleri tek bir yerde sunarak, turist memnuniyetini artırır. Bu durum, turistlerin Türkiye'yi yeniden tercih etmelerini sağlar.

• Turist sayısını artırır: 

HŞD sistemi, turistler için cazip bir seçenek olarak sunularak, turist sayısının artmasına yardımcı olur. Bu durum, Türkiye turizminin ekonomik katkısını artırır.

• İstihdamı artırır: 

HŞD sistemi, turizm sektöründe önemli bir istihdam yaratmaktadır. Bu durum, ülke ekonomisine önemli bir katkı sağlamaktadır.

Ancak, HSD sisteminin dezavantajları da bulunmaktadır:

• Turizm altyapısını zorluyor: 

HŞD sistemi, turistlerin tatilleri boyunca ihtiyaç duydukları tüm hizmetleri tek bir yerde sunarak, turizm altyapısının zorlamasına neden olabilir. Bu durum, turist memnuniyetini olumsuz yönde etkiler.

• Turizm sektörünü tek tipleştirir: 

HŞD sistemi, turizm sektörünü tek tipleştirerek, Türkiye'nin turizm ürünlerini ve hizmetlerini çeşitlendirmesini zorlaştırabilir. Bu durum, Türkiye'nin rekabet gücünü olumsuz yönde etkiler.

• Çevreye zarar verir: 

HŞD sistemi, çevreye zarar verebilecek uygulamalar içerebilir. Bu durum, sürdürülebilir turizmi teşvik etmeyi zorlaştırır.

Bu faktörler göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye'nin HŞD sistemine devam edip etmemesi konusunda aşağıdaki seçenekler değerlendirilebilir:

• HŞD sistemini devam ettirmek: 

Bu seçenek, Türkiye'nin mevcut turizm stratejisini sürdürmek isteyenler için uygundur. Bu seçenek, turizm sektöründe önemli bir istihdam yaratmaya ve turist sayısını artırmaya devam edilmesini sağlar. Ancak, turizm altyapısının zorlanmasını ve turizm sektörünün tek tipleşmesi gibi riskleri de beraberinde getirir.

• HŞD sistemini kısmen değiştirmek: 

Bu seçenek, Türkiye'nin turizm stratejisinde bazı değişiklikler yapmak isteyenler için uygundur. Bu seçenek, HŞD sisteminin avantajlarını korurken, dezavantajlarını azaltmaya yönelik önlemler alınmasını sağlar. Örneğin, HŞD sisteminin kapsamı daraltılabilir veya çevre dostu uygulamalar teşvik edilebilir.

• HŞD sistemini tamamen terk etmek: 

Bu seçenek, Türkiye'nin turizm stratejisinde köklü değişiklikler yapmak isteyenler için uygundur. Bu seçenek, turizm sektörünü çeşitlendirmeye ve sürdürülebilir turizmi teşvik etmeye odaklanır. Ancak, turizm sektörünün istihdam yaratma kapasitesini azaltabilir ve turist sayısının azalmasına neden olabilir. Türkiye için büyük risktir bu seçenek.

Sonuç olarak, Türkiye'nin HŞD sistemine devam edip etmemesi, ülkenin turizm hedeflerine ve stratejisine bağlı olarak karar verilmesi gereken bir konudur. Bu kararda, tüm faktörlerin dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu konuda pek boş konuşmaya gelmez.

Gelecekte en önemli trendlerden birisi Kültür ve İnanç Turizmidir.

Gelecekte en önemli trendlerden birisi Kültür ve İnanç Turizmidir.

Türkiye, zengin tarihi ve kültürel mirası ile dünyanın en önemli kültür turizmi destinasyonlarından biridir, bence en önemlisidir. 

Türkiye'de, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan 18 kültür varlığı bulunmaktadır. 

Bu değerler arasında, Göbeklitepe, Nemrut Dağı, Efes Antik Kenti, Pamukkale ve Kapadokya bulunmaktadır.

Türkiye, kültür turizmi açısından aşağıdaki potansiyellere sahiptir:

• Zengin tarihi ve kültürel miras: Türkiye, binlerce yıllık bir tarihe ve kültürel mirasa sahiptir. Bu miras, Türkiye'yi kültür turizmi için önemli bir destinasyon haline getirmektedir.

• Çeşitli kültürel değerler: Türkiye, farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir ülkedir. Bu nedenle, Türkiye'de farklı kültürlere ait tarihi ve kültürel değerler bulunmaktadır. Dünyanın en önemli medeniyetleri Anadolu’da doğmuşlar veya yaşamışlardır.

Türkiye'nin kültür turizmi gelirleri, son yıllarda önemli bir artış göstermiştir. 2022 yılında Türkiye'nin kültür turizmi gelirleri, 10 milyar doları aşmıştır. Bu rakam, Türkiye'nin toplam turizm gelirlerinin yaklaşık yüzde 15'ini oluşturmaktadır.

Türkiye'nin kültür turizmi potansiyelini gelecekte daha da artırmak için tanıtım ve pazarlama faaliyetlerini bu istikamette güçlendirmek gerekir.

Turizmde geleceğin en önemli trendi, kişiselleştirilmiş seyahat olacaktır. Kişiselleştirilmiş seyahat, turistlerin kendi ilgi alanlarına ve ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş seyahat deneyimleri sunmayı ifade eder. Bu trend, teknolojinin gelişmesi ve kişisel verilerin daha kolay erişilebilir hale gelmesi ile daha da güçlenecektir.

Kişiselleştirilmiş seyahat, turistlere daha zengin ve tatmin edici bir seyahat deneyimi sunar. Örneğin, bir tarih meraklısı için, kişiselleştirilmiş seyahat, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki tarihi yerleri ziyaret etme, yerel tarihçilerle buluşma veya tarihi bir kostüm giyme gibi fırsatlar sunabilir. Bir doğa tutkunu için, kişiselleştirilmiş seyahat, yürüyüş, kamp, dağcılık veya kayak gibi aktiviteler için özel bir rota planlayabilir.

Kişiselleştirilmiş seyahat, turizm sektöründe yeni fırsatlar yaratmaktadır. Turizm işletmeleri, turistlerin ilgi alanlarına ve ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş ürünler ve hizmetler sunarak, rekabet avantajı elde edebilirler. Örneğin, bir otel, yoga veya meditasyon dersleri sunarak, sağlıklı yaşam tutkunlarına hitap edebilir. Bir seyahat acentesi, gastronomi turları veya yerel yemek kursları düzenleyerek, yemek tutkunlarına hitap edebilir.

Kişiselleştirilmiş seyahat, turizm sektörünün geleceğini şekillendirecek en önemli bir trenddir. Bu trend, turistlere daha zengin ve tatmin edici bir seyahat deneyimi sunarken, turizm işletmelerine de yeni fırsatlar yaratmaktadır.

Kişiselleştirilmiş seyahat trendinin yanı sıra, turizmde aşağıdaki trendler de ön plana çıkmaktadır:

• Sürdürülebilir turizm: 

Turizm sektörünün çevreye ve topluma zarar vermeden gelişmesi, giderek daha önemli hale gelmektedir. Sürdürülebilir turizm, çevre dostu uygulamalara ve yerel toplulukların kalkınmasına odaklanan bir turizm türüdür.

• Alternatif turizm: 

Geleneksel güneş, kum ve deniz turizmi dışındaki turizm türleri, giderek daha popüler hale gelmektedir. Bu türlere örnek olarak, kültür turizmi, doğa turizmi, sağlık turizmi ve gastronomi turizmi verilebilir.

• Teknolojinin kullanımı: 

Teknolojinin turizm sektöründe kullanımı, giderek yaygınlaşmaktadır. Teknoloji, turistlerin seyahatlerini planlama, rezervasyon yapma ve deneyimlerini paylaşma şekillerini değiştirmektedir.

Bu trendler, turizm sektörünün geleceğini şekillendirecek önemli gelişmelerdir. Bu gelişmelere uyum sağlayarak, turizm işletmeleri, rekabet avantajı elde edebilir ve daha fazla turist çekebilirler.

Mehmet Ersoy liderliğinde turizmin geleceğinin tasarlanması ve tüm katmanların mutabakat sağladığı bir manifesto, bir anayasa gerekmektedir.

Bunu Mehmet Ersoy yapabilir. Çok tecrübelidir, başarılıdır, hedefe odaklanır ve tüm toplumu bu anayasa için ikna edebilir ve turizmin toplumsal yeni devriminin öncüsü olabilir. Özellikle gençler ve kadınlar için bu anayasa şarttır ve onlara gelecek için yeni bir umuttur.

Türk Turizmi İyi Bir Geleceğe Gidiyor!

Twitter

Instagram

YouTube

Facebook

Linkedln

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
12
6
3
1
1
1
1