Nachtmusik benim çok uzun yıllardır severek dinlediğim ve üzerinde düşündüğüm bir eser. Romanın merkezine yerleştirmek gibi bir fikrim yoktu ama yazma süreci içinde kendi kendine sızıp kurguya güçlü bir sembol olarak eklendi diyebilirim. Müziksiz yaşamamızın mümkün olmadığını düşünüyorum. Her bir notanın tınısı, her akorun yankısı, yine Jung'un kolektif bilinçdışı anlayışına gönderme yapacak olursam, zihnimizde ve ruhumuzda bir şeyleri tetiklediği için böylesine etkileniyoruz müzikten. Sesler, malum, titreşimlerden oluşuyor. Kadim düşünceye baktığımızda, evren de böyle bir titreşimle var oldu. Hindu düşüncesi, kutsal Om ya da Aum hecesinin titreşimini, evrenin doğuşu ve gelişimiyle bağdaştırır. İncil'de Yuhanna'nın gospel'i de 'Başlangıçta söz vardı.' cümlesiyle başlar. Yazılı kelime demiyor, söz diyor. Yani telaffuz edilen, dolayısıyla titreşimlerden oluşan bir ses. Eh, bugün modern fizik de evrende var olan her şeyin titreşim hareketi içinde olduğundan söz ediyor. Bu tema romanın içinde olacaktı zaten ama dediğim gibi o noktada zihnimde birden Mozart doğruldu, 'Hop, ben buradayım.' dedi. Nachtmusik'le ilgili açıklayıcı hiçbir bilgi bırakmamış olması, onun ezoterik düşünceye yatkınlığıyla birleşince, Tavuskuşu Güncesi için oldukça iyi bir gizem noktası yakaladığımı düşündüm. Sihirli Flüt'e ve daha birçok eserine bakınca, zaten Mozart böyle bir tema için biçilmiş kaftan gibiydi.
-Kitapta, “Zamanda yolculuk edip tarihi bir olayı değiştirebilseydin, neyi değiştirirdin?” diye bir soru var. Hangi kırılma noktasını değiştirebilseydin insanlığı şu an bulunduğu çukura düşmesine engel olabilirdi sence?
Bu gerçekten çok zor bir soru. Tıpkı romanda Metin'in babasının dediği gibi, bulabileceğimiz her kırılma noktasının daha gerisinde bir başka kritik aşama daha bulmak mümkün çünkü. Bu konu üzerine düşündüğümde, sanırım şiddet ve kaba kuvvetin 'iktidarı belirleyici' bir unsur haline gelmesinin en uzak başlangıç noktasını bulmaya çalışırdım diyorum. Dolayısıyla erkek egemen toplum yapısının oluşmasını, sınıfların ortaya çıkmasını, iktidardakilerin baskı ve kontrol aracı olarak devletin belirmesini engelleyebilirdim belki. Ama bilemeyiz ki, belki insanın doğasındaki bu olumsuz yapı er ya da geç bir yerlerden baş verecek ve belki bugünden de kötü bir dünya yaratacaktı her koşulda. Yine de bazı şeyleri engelleyip insanlığı temize çekecek somut kırılma noktaları olduğunu düşünüyorum. Ama onlar bende kalsın şimdilik :)
-Yeni romanın için seni 10 yıl daha mı bekleyeceğiz? :) Hazır Datça’nın huzurlu kollarındayken, yeni bir kitap daha gelir mi?
Umarım beklemeyeceğiz :) Bir değil, üç kitap üzerinde çalışıyorum epey bir süredir, arka arkaya ortaya çıkabilirler. Ama şunu söylemek zorundayım: Türkiye'deki yayın dünyasının işleyiş biçimi ve yayınevlerinin tutarsız, güvenilmez halleri beni çok yıldırdı. Bu nedenle, yeni kitaplarımla ilgili nasıl bir yol izleyeceğimi şu an gerçekten bilmiyorum. Şeytan diyor uğraşma o yıpratıcı süreçle, kendi adına e-kitap olarak yayımla, isteyen alsın okusun. Ama bilemiyorum, dur bakalım :)
X
Instagram
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio