Meşhur bir sözdür: Bedava peynir, sadece fare kapanında olur… Ağır bir söz ama gerçek.
Yıllardır internette aramalarımızı bedava yapıyorduk. Sosyal medya üzerinden bedava meramımızı ifade ediyor, bedava arkadaşlarımıza içimizi döküyorduk, hatta herkese övgümüz de sövgümüz de bedavaydı…
Eskiden haber, para verip aldığımız gazeteden okunuyordu, bilgi için para verip dergi alınıyordu. Hatta bedava zannettiğimiz TRT’ye seyretmesek bile bandrol ödüyorduk…
Sonra özel kanallar çıktı, bizim bedava izleniyor sanılan kanallar, izleyiciden alacağı paradan daha fazlasını, reklam seyrettirerek para kazanıyordum. Sadece reklam geliri de değil; itibar elde ediyordu hatta ihaleler bile kazandırıyordu.
Devir sosyal medyanın devri… Ücretsiz sanılan bu sektörde, işler biraz daha girift hal almaya başladı. Bedava kullandırılan bu alanlar, takipçilerinin bütün bilgilerine ulaşıyordu. Nerede, ne zaman, niçin, kiminle? Ne kadar harcıyor, neler yiyor, nasıl yaşıyor, ne gibi alışkanlıkları var? Daha binlerce, bizim bile bilmediğimiz hakkımızdaki her şeyi alıp kullanıyordu.
KVKK yani Kişisel Verileri Kullanma Kanunu çıksa da hacklenen bu uygulamalar veya veri bankaları takipçilerinin aleyhinde kullanılmaya başlandı.
Paralı abonelikte neler değişecek?
İlk başta “içerik kral” sözü havada kalmayacak. Özgün, kaliteli, bilgili ve ufuk açıcı içerikler paralı aboneliğin cazibesini artıracak. Telif haklarına bağlı olarak NFT gibi yeni ekosistemler de gelişebilir.
İçerik kral olunca; pek çok ünlü gazete yazarı, televizyon yorumcusu mecralarını terkedip kişisel YouTube kanalını, kendi blogunu ve sosyal medyası üzerinden yayına başladı. Bu tesadüf değildir. Geleneksel medyada olanlar bile mevcut mecralarından daha çok sosyal medya üzerinden paylaştıkları linklerle okurlarına ve izleyicilerine ulaşıyor.
Elon Musk boşuna demiyor. X üzerinden link paylaşmak yerine gelin burada yayınınızı yapın. Daha çok kazanırsınız… En azından bu anlama gelecek teklifini ikide bir tekrar ediyor. Sadece X değil, Instagram da, LinkedIn de bu yolu tercih edebilir. İş dünyasının daha çok LinkedIn’i tercih etmesi, orada farklı abonelik sistemlerinin oluşabileceğini düşünüyorum.
Aslında Twitter’ın kurucu ortaklarından olan Evan Williams, Medium’u da bu amaçla kurmuştu. Blok yazarlarından da büyük ilgi görmüştü. Abonelik sistemiyle oluşacak bütçe, ratinge göre yazarlara dağıtılacaktı. Hala da takip ederim ama ne hikmetse bir türlü istenilen noktaya gelmedi. Aslında şimdi tam zamanı, bu mecrayı yeniden kuruluş vizyonu çizgisine getirmeliler.