Prof. Dr. Işın Çelebi: Bence Joe Biden tek başına gelmedi Kamala Haris’ı zikretmemiz lazım… Hintli bir ailenin ve Jamaikalı bir babanın çocuğu şimdi başkan yardımcısı… Ben kendisini başkanlıkta ilerleyen dönemde ABD’nin başında olabileceğini de öngörürüm... ABD ve Çin’in başa baş bir teknoloji mücadelesi içinde olacağını düşünüyorum… Bu süreç aynı zamanda insan haklarında ve sürdürülebilir kalkınma dediğimiz örneğin iklim değişikliğini kabul edecek ve sürdürülebilir kalkınma ve cinsiyet ayrımcılığı kadınların daha etkili olduğu bir yönetim anlayışı egemen olacak…
Saadet Büyük: Ne olacak ne yapmalıyız? Kitabınızda 1998 yılını anlatırken şöyle yazmışsınız “ ’Ben yaptım oldu’ mantığının yanlışlığı görülmüştür… Bu süreçte görülen en önemli ve öğretici olay piyasaların emir ve talimatla çalışmadığıdır. Piyasalar akıl ve bilimle yönlendirilmelidir…” Geldik 2020 Kasım ayına hala aynı şeyi konuşuyoruz… Aradan 22 koca yıl geçmiş ve biz geçmişten ders almıyor gibiyiz…
Prof. Dr. Işın Çelebi: 1998 yılında yazdığımız bu cümleler bir deneyimin sonucudur. 1994 yılında 5 Nisan krizi olurken Türkiye faizleri dondurarak ekonomiyi yönetebileceğini ve sürdürebileceğini varsaydı… Ama faizleri dondurduğu için hazine ihalelerini o dönemde iptal etti ve ekonomi patladı… 2001 yılında IMF ile Stand By anlaşması yapmıştı…
Döviz kurunu durdurarak o dönemde de sabitlediğiniz masa başında belirlediğiniz zaman o ekonomide de 2001 Şubat Krizi oldu faizler %7000’e çıktı ve Türkiye Nisan 1994’de ve Şubat 2001’de çok önemli iki krizi yaşadı... Birinde faizi dondurdu birinde dövizi dondurdu… Uluslararası işleyişini kabul etmedik. Bu bizim masa başında aldığımız kararlar maalesef bizim yaptık oldu anlayışımızla oldu…
Türkiye ülkeye giren kaynakları inşaat ve betonlaşmaya kullandı ve kuru gerçek fiyatının altına çekmeye çalıştı. Çin ve Hindistan teknolojik yeni değişime para koydu. Şimdi bu dijital süreç yepyeni bir yeni dünya düzenine geçiriyor.. Eğitimde ve sağlıkta büyük değişimler olacak... Okullarımızda eğitimi kaparken acaba biz Yeni Aziz Sancar’ları Uğur Şahin’leri kayıp mı ediyoruz diye düşünmeliyiz. Dijital altyapı ihtiyacımız var... Data akış sürecini oluşturmak için fiber optik altyapısına ihtiyacımız var.
Gana’nın fiber optik altyapısı 650 bin km Türkiye’nin 430 bin km, Stockholm’un sadece kent olarak 2 milyon fiber optik altyapısı varken aynı nüfusa sahip Antalya’da 20 bin km fiber optik altyapısı var… Türkiye’nin hızla bu teknolojik altyapıya hazırlanması lazım. Yeni Dünya Düzeni ve Gelecek Nasıl Olacak kitabında bütün bu konuları tartışmaya açtık… 36 düşünür bu sorulara cevap aradık...
Türkiye’de son olarak; bürokrasi yetkisizleştirilmiş her türlü karar üstlere sorularak ve onay alınarak yürürlüğe konulmakta ve karar alma süreçlerinde yönetim belirsizliği artıyor... Belirsizlik ve güven ortamının kayboluşu en önemli sorun… Bir aşının ithalatı bile en üst makamlardan onay alınmadan yapılamıyor…
Kurumsal yapıların yasalara kurallara uyulmayan yönetim tarzında ele alınışı ve yönetim anlayışında da açık, net, fikir tartışması ve özeleştiri mantığı engellenmektedir... Ve alınan kararların doğruluğu da tam anlaşılamamaktadır… Bu dönüşler tutarsızlıklar ve zikzaklar en önemli nokta haline gelmiştir. Ekonomide kararsızlıklar ve belirsizlikler de maliyetleri artırmaktadır... Bunların hepsi birleşince de yatırım ortamını negatif etkilenmektedir…
Yayını YouTube’dan izlemek için linki.
Yorum Yazın
EMEĞİNİZE SAĞLIK