Ruhunun Derinliklerinde Nasıl Bir Acıyla Baş Ediyorsun?
Ruhunun derinliklerinde nasıl bir acıyla baş ediyorsun!
Haydi teste!
1. Öncelikle cinsiyetini seçer misin?
2. Yaşını da seçer misin?
3. Söyle bakalım sen artık eski sen misin?
4. Seni ne değiştirdi?
5. Geçmişi özlüyor musun?
6. Bu görsellerden birini seçer misin?
7. Kendini şanslı hissettiğin bir konu seç bakalım!
8. Çocukluğunla ilgili bir şeyler hatırladığın aklına en çok güzel anılar mı kötü anılar mı geliyor?
9. Geçmişte kaçırdığın fırsatlar için pişmanlık duyuyor musun?
10. Son olarak gerçek seni kim tanıyor?
Sen kendini değiştirecek kadar büyük bir acıyla baş etmeye çalışıyorsun!
Ruhunun derinliklerinde çözümü olmayan bir acı yaşıyorsun.
Kalbinin en kuytu köşesinde, çözümü olmayan bir acıyı hissediyorsun. Bu acının çaresizliğini sen de bizim kadar net bir şekilde görüyorsun. Peki, bu durumda ne mi yapmalısın? İşte sana bir öneri; alışmak... Evet, belki de bu acıya alışmak ve onu yaşamının bir parçası haline getirmen gerekiyor. Bu acı, senin canını ne kadar çok yakıyor olsa da, aslında seni olgunlaştırmış, seni büyütmüş. Artık sen, önceki sen değilsin ve bu dönüşümün arkasında yatan sebep, bu acı. Bu acı sayesinde farklı bir kişiye dönüştün ve belki de bu acıyı kabullenmek, senin için en doğru yol olacak. Bu acıyla barışmak, onu hayatının bir parçası haline getirerek, onunla yaşamayı öğrenmek... İşte belki de yapman gereken tam olarak bu.
Ruhunun derinliklerinde bi' duygunun yokluğunun acısını yaşıyorsun.
Ruhunun en derin köşelerinde, bir boşluğun acısını hissediyorsun. Bu, belki de parmaklarının ucuna kadar uzanan bir özlem, belki de kalbinin en derinlerinde hissettiğin bir eksiklik. Bu duygu, belki sevgi, belki güven, belki de başarı olabilir. Ancak hangi duygu olursa olsun, bu eksiklik seni derinden etkiliyor ve hayatının her anında hissettiğin bir acıya dönüşüyor. Bu duygu, senin hayatının merkezine oturmuş durumda. Her ne kadar bazen onu görmezden gelmeye çalışsan da, o hep orada, seninle birlikte. Ve bu duygunun eksikliği, hayatının her alanına sızıyor. İşte, okulda, ailenle geçirdiğin zamanlarda, arkadaşlarınla eğlendiğin anlarda... Her yerde, her zaman bu eksikliği hissediyorsun. Belki de bu duygu, senin hayatında büyük bir yeri olan bir kişiyle ilişkilidir. Belki de bu kişi, senin hayatından çıktığından beri bu duygu eksikliğini hissetmeye başladın. Ya da belki de bu duygu, senin hayatında hiç olmamıştır ve sen sadece onun eksikliğini hissediyorsun. Bu duygunun eksikliği, seni üzüyor. Ancak aynı zamanda seni daha güçlü biri yapıyor. Çünkü her ne kadar bu duygunun eksikliği acı verse de, sen bu acıyla başa çıkmayı öğreniyorsun. Ve belki de bir gün, bu duygunun eksikliğini tamamen doldurmayı başaracaksın.
Ruhunun derinliklerinde özlem acısı yaşıyorsun.
Kalbinin en derin köşelerinde, bir özlem fırtınası kopuyor. Bu özlem, ruhunun en kuytu yerlerinde, bir melankoli denizinde yelken açıyor. Bu duygu, bazen seni bir rüzgar gibi uçuruyor, bazense bir kaya gibi ağırlaştırıyor. Bu özlem, senin iç dünyandaki hassas dengeni altüst ediyor, seni bir uçurumun kenarına getiriyor. Bir an kendini huzurlu ve mutlu hissedersin, belki bir kuşun cıvıltısıyla, belki bir çiçeğin kokusuyla. Ancak sonra, hiç beklemediğin bir anda, bu özlem duygusu içini kaplar, kalbine bir hançer gibi saplanır. Bu duygu, sana tatlı bir acı verir, seni bir yandan yaralar, bir yandan da sana hayatın gerçek anlamını hatırlatır. Bu özlem, senin ruhunun bir parçasıdır ve seni sen yapan şeylerden biridir.
Yorum Yazın