Ressam Halime Türkyılmaz: Eserlerimde Özgün Bir Resim Mühendisliği Geliştiriyorum!
“Ressamım; yurdumun taşından, toprağından sürüp gelir nakışlarım.
Taşıma, toprağıma toz konduranın alnını karışlarım.”
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Halime Türkyılmaz, “keşifçi” bir ressam. Boyasız mineral taşlarla geliştirdiği “doğal” teknik, özgündü ve dünya çapında ilgi çekti, adından söz ettirdi. Sadece kum resimleri de değil, doğayı resimlerinde kullandığı empresyonist, dışa vurumcu tekniği “doğal nahif” içine koyarak “mükemmel” bir ergonomi yarattı. Kum resimlerinden getirdiği dokulu yüzeylerde de çok iyi sonuç veren işleri, Türkyılmaz’ı plastik değerler açısından Türk resminde yükselen bir değer haline getirdi.
Halime Türkyılmaz: “Ben teknik bir resim peşindeyim. Taşların en küçük mikronlarıyla çalışıyorum. Mineral haline gelmiş yani toza yakın, kendi renklerinde taşlar bunlar. Renk tayfımfa sadece doğada var olan renkler var ve resmimde her değer için farklı tonlardaki kumları kullanıp onları tutkal spreyle zemine boyut olarak katıyorum. Bu bir mühendislik çalışması ve gelecekteki çalışmalarımla bir resim mühendisliği hedefliyorum.”
-Doğal granül taşlardan oluşan, boya kullanılmadan dökerek uygulanan ve sabitlenen kumdan resim sanatı… Kum resimlerinden söz etmek istiyoruz. Kariyerinize böyle başladınız. Özgün ve otantik bir resim formu. Biraz tekniğini anlatır mısınız?
-Anadolu? Sonsuz kırlar? Kadınlar? İnsanlar? Doğa manzaraları…. Otantik ve yalnızlamış “senkronik” bir doğa. Halime Türkyılmaz, izleyicisini adeta Türkiye’nin dört bir yanına seyahate çıkarıyor. Tüm bu unsurlar sanatınıza nasıl ilham oldu? Ve bu bakışın Halime Türkyılmaz resmindeki ve ruhsallığındaki yeri nedir?
-“Baharın Gelişi” sergisi … Sergiyi şöyle ifade ettiniz: “Bu doğaya dönüş, mavi ve yeşilin sonsuz uyumuyla ve ışığın yansıttığı enerjiyle bizi büyülerken, aslında ölüm ve yaşam döngüsünün içindeki o aşk içimizdeki yaşam enerjisinin kaynağına götürür bizi”. Halime Türkyılmaz’ın bahar, mevsim, zaman ve doğa bakışı nedir?
-Renkler, yığılmalar, canlı sert renkler… Renk konusunun tehlikeli bir yanı olduğunu düşünüyor musunuz? Canlı ve çarpıcı renkler kullanıyorsunuz ve bu da izleyiciyi çok kolay yakalayabilir. Renkle kurulabilecek böylesi bir etkileşimde izleyicinin asıl anlatmak istediğini kaçırdığınız oluyor mu?
-Halime Türkyılmaz resmindeki “evrensellik” ilkelerini nereden anlarız? Siz hangi unsurlarda bunu buluyorsunuz?
-Malzeme ve eser arasındaki ilişkiyi nasıl yorumluyorsunuz? Halime Türkyılmaz’a baktığımızda, geleneksel malzemeler dışında neler görmeyi beklemeliyiz?
-Tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz? Hangi sanatsal akımlardan etkilendiniz? Sizi etkileyen sanatçılar kimler? Sanat tarihinde sizi etkileyen akımlar, dönemler hangileridir? Sanatçılar kimlerdir?
-Dijital sanat, NFT, yapay zekâ, vs. teknolojinin son yıllardaki gelişimi yüksek sanatı öldürüyor mu sizce, bu konuda ne düşünüyorsunuz?
-Genel olarak “Halime Türkyılmaz” sanat felsefesini yazacak olsak, neler söylememiz gerekir?
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!