Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
Öğrendiğiniz Anda Tüm Bildiklerinizi Unutup Kültürünüze Kültür Katacağınız 15 İlginç Gerçek
Hepimizin aklının bir köşesinde sadece gerekti yerde gerektiği zamanda ortaya çıkan, duyanları her seferinde hayrete düşüren; 'bilmesem de olurdu ya' dedirten cinsten lüzumsuz ama bir o kadar eğlenceli bilgilerinin yer aldığı bir köşe vardır.
Bilmenize hiç gerek olmasa da yine de bilseniz hiç bir şey kaybetmeyeceğiniz 19 gereksiz bilgiyi sizler için derledik... 👇
1. Aslında nefes alırken burun deliklerimizden yalnızca bir tanesini kullanırız.
'Olur mu öyle şey?!' diyebilirsiniz ama evet; nefesimizi içimize çekerken iki burun deliğini aynı anda kullanmıyoruz. Aslında burun deliklerimiz her bir kaç saatte değişmeli olarak bu görevi üstleniyor. İnanmazsanız deneyin!
2. Beynimiz insan vücudunuzdaki kanın ve oksijenin yalnızca yüzde 20'sine ihtiyaç duyar.
Yapılan bir araştırmaya göre; sayısız görevi yerine getiren ve vücudumuzun her bölgesinden sorumlu olan beynimiz, bunu yaparken vücudumuzdaki oksijenin ve kanın yalnızca yüzde 20'sini kullanır.
3. Doğumumuzdan ölümümüze kadar bize eşlik edecek sadece iki tane korku vardır.
Yılanlardan, örümceklerden ya da şu an sayamayacağımız daha birçok şeyden korkuyor olabilirsiniz ancak 'Ben kendimi bildim bileli hep böyleydim.' diyorsanız yanılıyorsunuz. Araştırmalara göre insanlar iki tane korku ile doğuyor; düşme korkusu ve yüksek ses korkusu. Bu ikisi dışındaki korkularınızı ise zamanla öğrendiniz.
4. Yolcu gemilerinin kendilerine ait morgları vardır.
Yıllık izninizi ayarlayıp planladığınız 1 haftalık çok güzel bir gemi turunu düşündüğünüzde hayatın o malum acı gerçeği tabi ki aklınıza gelmeyecek. Ancak birilerinin de bunu düşünmesi gerekmekte. Seyahatleri sırasında yaşanacak herhangi bir vefat durumu olması ihtimaline karşı bir çok yolcu gemisinde birden fazla kişiyi barındırabilecek bir morg bulunur.
5. Kanımız toplam vücut ağırlığımızın sadece yüzde 8'ini oluşturur.
Yetişkin bir insanın kan hacminin ortalama vücut ağırlığına göre oranını ortaya koyan bir araştırmaya göre; bir tartıya çıktığınızda gördüğünüz ağırlığın sadece yüzde 8'ini sahip olduğunuz kan oluşturur. Şaşırtıcı, öyle değil mi?
6. Zürafalar gece sürülerinden kopmamak için birbirlerine mırıldanırlar.
Zürafaların inanılmaz uzun boyunları ya da birbirinden büyüleyici benekleri sizi etkilemeye yetmediyse paylaşacağımız bu detay ilginizi çekebilir. Geçtiğimiz yıllarda bilim insanları tarafından zürafalar hakkındaki görüşlerimizi kökünden değiştirecek bir araştırma yapıldı.
Buna göre; tamamen sessiz olduklarını sandığımız bu hayvanların aslında mırıldanabildikleri ortaya çıktı.
Vienna Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, 8 yıl boyunca üç hayvanat bahçesinden toplamda 947 saatlik uzunluğa sahip zürafa ses kayıtları topladılar ve bu hayvanların geceleri bir arada kalmak için mırıltı benzeri sesler çıkarttıklarını ortaya koydular.
7. Nomofobi bir cep telefonuna sahip olmama korkusudur.
Günümüzde neredeyse herkesin cep telefonunu çok sevdiği ve elinden düşürmediği aşikâr ancak cihazlarımızla aramızdaki bu bağ bazen tehlikeli bir hal de alabiliyor.
'Telefonsuz hiçbir yere gitmem.' ya da 'Şarjım bittiğinde delirecek gibi oluyorum.' diyorsanız siz de nomofobi olabilirsiniz.
2019 yılında yapılan bir araştırma, erkeklerin yüzde 34'ünün; kadınların ise yüzde 52'sinin bu rahatsızlıktan muzdarip olduğunu ortaya koydu.
8. Uğur böcekleri kendilerini diz bölgelerinden kanatarak tehlikelere karşı savunurlar.
Her ne kadar sevimli olsalar da uğur böcekleri, konu kendilerini savunmak olduğunda hiç de o kadar sevimli olmayan bir yola başvururlar. Tehlikede hissettiklerinde dizlerinden kötü kokulu kimyasal bir sıvı salgılayarak avcıları kendilerinden uzak tutmaya çalışırlar.
Neyse ki uğur böceklerinin, onları tehlikelere karşı koruyan başka bir savunma mekanizmaları daha var; renkleri.
Yırtıcı hayvanlar; zaman içerisinde canlı renk kombinasyonlarına sahip avların zehirli, bu nedenle de tehlikeli olduklarını öğrenmişlerdir. Bu, sevimli uğur böceklerinin çoğu zaman av olmaktan kurtulmasını sağlamıştır.
9. Bambu ağaçları o kadar hızlı büyür ki bunu kilometre/saat cinsinden ölçebilirsiniz.
Günümüzde dahi birçok alanda kullanılan bambu ağaçları güçlü ve esnek olmalarının yanı sıra çok hızlı büyürler. Aslına bakarsanız bambular, dünya üzerindeki en hızlı büyüyen ağaç türüdür. Günde 88.9 santimetreye kadar büyüyebilen bambu ağaçları, ki bu yaklaşık 0.00003218688 kilometre/saat eder, hızlarıyla Guinness Rekorlar Kitabına adlarını yazdırabilmiştir.
10. Alice Harikalar Diyarı Sendromu insanlara olduklarından daha küçük ya da büyük hissettiklerini düşündürten bir hastalıktır.
Alice Harikalar Diyarı hikayesini okuyan herkes ana karakterin büyüyüp küçülebildiği o büyülü anlara şahit olmuştur. Tabi ki gerçekte böyle bir şey mümkün değil ancak bu sendroma sahip kişiler kendilerini daha büyük ya da küçük hissettiren geçici nöbetler geçiriyor. Ayrıca bu nöbetler sırasında etrafındaki nesnelerin onlara yakınlaştığı ya da uzaklaştığı izlenimine de kapılabiliyorlar.
11. Baloncuklu naylonlar aslında duvar kağıdı olarak tasarlanmıştır.
1957 yılında iki adet duş perdesini birbirine yapıştıran ve bunun sonucunda hava kabarcıkları elde eden Alfred W. Fielding ve Marc Chavannes, bunu aslında duvar kağıdı olarak tasarlamışlardı. Bu fikirleri çok da tutulmamış olacak ki ikili, tasarımlarının ürün paketlemesindeki potansiyelini fark edip koruyucu bir kılıf olması için tekrar piyasaya sürmüşler.
12. İnsanoğlu çenesi olan tek hayvan türüdür.
Birçok farklılığın yanı sıra insanlarla hayvanlar arasındaki benzerlikler saymakla bitmez. Çoğu canlı tıpkı insanlar gibi bir kalbe, gözlere, hatta bizimkiler kadar olmasa da güçlü bir beyne sahiptir. Ancak bir özellik var ki insanoğlu dışında hiç bir canlıda bulamazsınız; çenelerimiz.
13. Charlie Chaplin bir seferinde Charlie Chaplin'e Benzeyenler Yarışmasına katılmış ve kaybetmiştir.
1975 yılında, vefatından birkaç yıl önce Charlie Chaplin, Fransa'da düzenlenen Charlie Chaplin'e Benzeyenler yarışmasına katılmış ve üçüncü olmuştur. İddialara göre bunun sebebi; sürekli siyah-beyaz filmlerde gördüğümüz Charlie Chaplin'in aslında mavi gözlü olduğu ve bu nedenle jüri üyelerinin onu tanımadığı yönündedir.
14. Napolyon zamanında bir tavşan sürüsüne karşı savaşıp kaybetmiştir.
Tarih kitapları, ünlü Fransız İmparatoru Napolyon Bonapart'ın en büyük mağlubiyetini İngiltere-Prusya ordularına karşı kaybettiği Waterloo Savaşı olarak yazmış olabilir ancak bu durum böyle değil.
İmparator bir seferinde kendisi ve adamları için bir av tertip etmiş, emriyle 3 bine yakın tavşan yakalatmıştır.
Tavşanlar kafeslerinden salındığında ise işler hiç de yolunda gitmemiş, tavşanlar tabiri caizse Napolyon ve adamlarını bozguna uğratmıştır.
15. Kokuları nasıl aldığınız kişiden kişiye değişir.
'Şu bizim gül dediğimiz aynı güzellikte kokmaz mı bir başka ad alsa da?' diye haykırsa da Juliet Romeo'suna; 2019 yılında yapılan bir araştırma insanların, genetik kodlarındaki farklılıklarından dolayı her koku farklı algıladıklarını ortaya koymuştur.
BONUS: Bir çekirgenin çıkardığı sesleri sayarak havanın kaç derece olduğunu ölçebilirsiniz.
Sıcak bir yaz gününde havanın kaç derece olduğunu merak ediyorsanız ve elinizde bir termometre de yoksa merak etmeyin. Ötmesini çok seven bir çekirge size yardımcı olacaktır. Öncelikle bir çekirge bulun ve 15 saniye boyunca bu çekirgenin kaç kez öttüğünü sayın. Çıkan sonuca ise 37 ekleyin. Elde ettiğiniz bu sonuç, havanın ortalama kaç derece olduğunu fahrenhayt cinsinden size söyleyecektir.
Siz ne düşünüyorsunuz? Sizce bu bilgiler bir gün işinize yarabilir mi? Yorumlarda buluşmak üzere... 👇
Yorum Yazın
Sonuncusu saçma geldi
Çekirgenin ötmediği durumlarda hava hep 37 derece mi?
Çekirge olayı çok ilginç geldi en kısa zamanda deneyeceğim