10/90 kuralı, başlamadan önce işlerimizi planlamak için harcadığımız zamanın %10'nun, başladığımızda işi bitirmek için bize %90 zaman kazandıracağını söylüyor.
Yani bir işe başlamadan önce zamanın %10'unda adam akıllı bir plan yaparsak, yapmamız gerekenler için zamanımızı %90 daha verimli kullanabiliyoruz.
Bu arada psikoloji alanındaki araştırmalar da bu fikri destekliyor. Yapılan çalışmalar, hedeflerimiz hakkında net olmamızın, bu hedeflere ulaşma yolunda motivasyonumuzu korumak için çok önemli olduğunu kanıtlamış durumda.
“Ne yaptığımız konusunda net değilsek, motive olmamız çok zor.”
Bu nedenle, işe başlarken daha fazla motivasyona ihtiyaç duymak yerine, daha fazla plan yapmaya ihtiyaç duyuyoruz aslında.
'Hedefi̇nı̇ze ulaşmak ı̇çı̇n etkı̇lı̇ bi̇r yolunuz olduğuna i̇nanmıyorsanız, motı̇ve olamayacaksınız.'
Dr. Benjamin P. Hardy
10/90 kuralı ne yapılması gerektiği ve nasıl yapılacağı konusunda netlik sağlayarak çalışır. Netlik, odak yaratan şeydir. Odaklanma verimliliği getirir. Verimlilik sayesinde de daha kısa sürede daha çok iş halledebiliyoruz.
Peki 10/90 kuralını nasıl kullanırız?
1.Yatmadan önce gününüzü planlayın.
Benjamin Franklin, “Planlamayı başaramazsan, başarısız olmayı planlarsın.” der.
Jim Rohn ise onu destekler şekilde 'Kağıt üzerinde günü bitirmeden, bir sonraki güne başlamayın.' ifadelerini kullanır.
Günü planlamayı başaramazsak, aslında bir nevi “Günümün nasıl geçtiği çok da umurumda değil.” demiş oluyoruz. Yani rotamızdan sapmamız an meselesi!
Bir planı sağlamlaştırdığımızdaysa, zamanımızın nasıl harcanacağına dair kendimize bir taahhütte bulunuyoruz. Sadece günün olaylarına tepki vermek yerine, onları önceliklerimize göre şekillendiriyoruz.
Yatmadan önce ertesi günü planlamak, 10 dakikadan fazla zamanımızı almaz; sadece aklınızda bir öncelikler listesi belirlemeniz bile size iyi gelecek. (Tabii yazabilirseniz, daha da iyi) Ve böylece halledeceğiniz işlerin %90’ı için zaman kazanmış olursunuz.
Bu alışkanlığı edinmeye başladığınızda erteleme hastalığını da hayatınızdan çıkarmak için bir adım atmış olacaksınız.
2. Bilinçaltınıza görev verin.
Bir şeyleri önceden planladığımızda bu, hem bilinçli hem de bilinçaltı zihnimizi meşgul eder.
Bilinçaltımız iş başındayken, artık aktif olarak düşünmek zorunda bile kalmayız.
Örneğin, iki ay sonra yapılması gereken bir sunumun çalışmasını takvimimize koyduğumuzu varsayalım. Olan şu ki, bilinçaltımız bunu bir görev olarak kabul ederek; işi nasıl halledeceğimize dair bize rastgele fikirler pompalamaya başlar.
Tabii ki, fikirler o sırada mutlaka bilinçli zihninizde olmak zorunda değil. Ancak yine de perde arkasında çözülmesi gereken bir sorun olacak.
Sinirbilimci David Eagleman'ın Incognito adlı kitabında yazdığı gibi:
'Perde arkasından bir fikir sunulduğunda, sinirsel devreniz saatlerce, günlerce veya yıllarca bu fikir üzerinde çalışıyor, bilgiyi pekiştiriyor ve yeni kombinasyonlar deniyor.
Beyin, entrikalarını gizlice işler, muazzam bir sihir gibi pek çok fikir yaratır.”