1- Kuralı koy! (Park etmek yasak!)
2- Kurala uymayı kolaylaştır! (Park yerleri inşa et!)
3- Uymayanı kişi, kurum, makam ayırt etmeksizin cezalandır! (Kim olursa olsun halen park edene cezasını yaz!)
Konunun maalesef “erdem”den önce bahsedilen yetkin birey yetiştirme kısmı ise bu zamana kadar yapılan tüm dönüşümler gibi başlamadan bitecek bir hâldedir. Havalı isimler, sosyal medyada paylaşın, TT yapın gibi baskılar dahi öğretim programlarının sınav sistemleri karşısındaki acizliklerini gizleyemez. Ak Parti iktidarı esnasında iyi niyetli çokça akademik değişim çalışması oldu. Avrupa Birliği ile uyumlama, 21 yy. beceri setlerini programa yedirme, ölçme ve değerlendirme algısını değiştirme vs. vs. vs… Hepsi bir Türkiye gerçeği olan LGS, TYT, AYT gibi sınavlar karşısında tarihin sayfalarında başarısız olarak yerlerini aldılar.
Her zaman söylediğim bir gerçeklik var: Bakanlığın ve okulun gündemleri birbirlerinden farklı! Bunu sıradan bir eğitim paydaşına sorun size direkt olarak zaten söyler. Bakanlık kendince bilgi kümeleri ile başlayan bir ağaç çizse de okul, bu kümeler sınavda çıkar mı, sorusuna cevap arıyor. Aile fen lisesi derken Bakanlık Sosyal-Duygusal Öğrenme Becerileri, Erdem-Değer-Eylem Modeli, Sistem Okuryazarlığı vs. diyor. Hâliyle Bakanlığın iyi niyetli hiçbir değişikliği sınıfta karşılık bulmuyor. Kaldı ki son değişiklik oldukça geniş kapsamlı, iç içe geçmiş birçok modelden oluşan, bütüncül bir algı ile oluşturulmuş bir yapıdır. Bu yapıyı öğrenciye aktaracak öğretmenin kalitesi, okulun hazırbulunuşluğu, mimarisi, okul yöneticisinin yeterliliği, il-ilçe yöneticilerinin bakış açıları itibarıyla uygulanabilirliği çok düşük kalacaktır. Neyi ölçüyorsanız ona önem veriyorsunuz, der L. Resnick. Daha basit bir ifadeyle LGS’de sormayacağınız hiçbir yeniliğin okulda ve ailede karşılığı yoktur.
Ülkede sınav eğitimin tek patronudur. Sınavı kaldırmadan daha iyi matematik öğretme, daha iyi Türkçe öğretme, daha iyi fizik vs. öğretme ya da genel anlamıyla akademik becerilerin gelişmesine dair yapacağınız hiçbir değişiklik nihai hedefine ulaşamayacaktır. Dahası bu baskı sizin erdem, muhalefetin de “Kendine Seçmen Yetiştirme” olarak baktığı yapıyı kurmanıza da engel olacaktır. Kendi içinde çok programlı akademik ve mesleki olarak ayrılan bir lise kurgusuna geçip tüm sınavları kaldırmak çok da zor değildir. Buradaki zorluk özel okul, yayınevi, dershane, kur merkezi yapılarıyla baş edebilmektir. Çözüm basittir. Asıl mesele iradenin gösterilmesidir. Yeni öğretim programının en büyük eksiği okulun ihtiyaçlarına ve okuldan beklenilenlere cevap verebilecek şekilde hazırlanmamış olmasıdır. Bu haliyle program maalesef toplumsal beklentilere cevap vermeyecektir.
Özetle; eğitimist bakış açısının tıkandığı en önemli nokta eğitimin tek kurtarıcı olduğuna dair sarsılmaz inançtır. Bu inanç geniş bir bakış açısı ile sorunlara bakmayı, ihtiyaçları ortaya koymayı, değişiklikleri toplumsal mutabakat zemininde gerçekleştirmeyi engellemektedir. Konuyu bağlamı dışında “Yapalım, olur!” mantığı üzerinden tartıştığınızda program öğretmene iş yükü, veliye maliyet, öğrenciye ödev, müdüre baskı, il, ilçe yöneticisine her türlü dijital alanda paylaşma görevinden başka bir anlam ifade etmeyecektir.
Sağlıcakla…
Instagram
Twitter
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio