Burası çok önemlidir. Ne demiştik, kitap editörü yazarı, okuru, yayıncıyı ve kitabı aynı anda düşünür. Yayıncının kullanacağı bütçe, elde edeceği kazanç falan diye düşününce kimileri rahatsız olur ancak nihayetinde yayıncılık bir sektör, yayıncı bir iş insanı, kitap yayımı ise bir ticari faaliyettir ve her kitap, yayıncı için parasal karşılığı olan bir yatırımdır.
Bugün, bir yayıncının bir kitabı yayımlaması en az on binlerce lira demektir. Kitaplar yayınlanmalı ve okur tarafından satın alınmalıdır ki yayınevi süreçleri işleyebilsin, yayıncı yayıncılık yapabilsin ve bizler, o güzelim kitapları okuyabilelim. Bu nedenle editör için maliyetler, satış, üretim ve pazarlama gibi aşamaları düşünmek, hesap etmek elzemdir. Pek çok yayın kararı, bu hesaplamalar dahilinde verilir. Bu, sadece satacak kitaplar yayımlanır, mı demektir? Elbette hayır. Bakın size editör hakkında harika bir şey söyleyeceğim. Bir kitap editörü, iyi bir kitabı yayınlamakla ilgili yayıncıyı ikna eden kişidir. Yazar hiç tanınmasa da, o kitap pek satmayacak olsa da, sırf harika bir kitap olduğu için cansiperane bir tutkuyla yayıncıyı iknaya girişir. Her türlü yolu kullanır. Duygular, yayıncılık ruhu, kitap aşkı, itibar, keşfetmenin heyecanı vb. Yayıncı o kitabı alsın diye yapamayacağı şey yoktur. Bu sayede çok az kişinin bildiği şahane kitaplar, okurlar için de özel keşifler halini alır. Yeni isimler keşfetmek, edebiyat ve bilgi uğruna elini taşın altına koymak, yayıncılığın şanındadır. Editör, bunu yayıncıya hatırlatan ve iman tazeleten kişidir.
8. Duyarlılıklar, Estetik ve Gerçeklik Algısı
Daha önce editörün müşkülpesentliğinden ve işgüzarlığından bahsetmiştik. Gerçekten de öyledir. Herkesin okuyup geçtiğinde o takılır, herkese makul gelen onu şüpheye düşürür. Olağan bir cümle vardır mesela, onun içindeki sihirli mesajı duyar ve der ki “Burada biraz da şunlardan mı bahsetsen? Bu çok önemli bir konu.” Ya da bağlaçların, zarfların kalabalığını seyreltir, ifadeleri keskinleştirir, dağınıklarını toparlar, karmaşayı giderir.
Kocaman bir paragrafı ikiye böler, serpiştirilmiş kısa paragrafları bir araya getirir; sayfanın tasarımsal fırsatlarını kollar, boşlukları bile hesap eder. İçerik kadar biçimi de gözetir. İster ki okur o sayfayı okurken en konforlu, en yüksek verimle okusun. Bölümler açar, başlıklar ekler, siler, bir şeylerin yerlerini değiştirir… Yapar bozar, yeniden yapar. Eline bir metin geçtiğinde sadece olanı değil olabilecekleri de görür. Metnin potansiyelini, yazarın potansiyelini fark eder. Bu sayede metinler gelişir, yazar biraz daha çalışır ve kitap, olabileceği en iyi hallerinden birini alır.
Yorum Yazın
Yani hiç bir şey yapmıyormuş bir kitap editörü. Öğrendiğimiz iyi oldu, para kaptırmayalım.
Filmlerin dizilerin yönetmeni oluyor ya editör de yazıların yönetmeni yani?
Mükemmel bir tespit ve buna istinaden mükemmel bir yazı daha. Ellerinize sağlık Serda hanım.