Görüş Bildir
Haberler
Kitap Editörü Ne İş Yapar?

etiket Kitap Editörü Ne İş Yapar?

Serda Kranda
16.01.2023 - 19:14 Son Güncelleme: 03.02.2023 - 21:03

Kitap editörlüğüyle ilgilenenler, kitap editörü arayanlar ve kitapları sevenler için, 10 maddede “Kitap Editörü Ne İş Yapar?”

İçeriğin Devamı Aşağıda

Kitap okumayı sever misiniz?

Kitap okumayı sever misiniz?

Umarım seviyorsunuzdur. Ben çok seviyorum. Üstelik hem okumayı hem yazmayı sevdiğim yetmezmiş gibi bir de hem okutup hem de yazdırıyorum.

Kitap okuyanlar bize yeter.

 “Kimse kitap okumuyor!” Bu söze hiçbir zaman inanmadım. Evet herkes kitap okumuyor ancak okuyanlar öyle değerli ki sayıları kaç olursa olsun birileri yazmaya, birileri yayımlamaya devam edecek. Biz editörler de kitap ile okurun buluşması için elimizden geleni yapacağız. 

Editör, bir kitabın başına gelen en güzel şeydir.

Peki, adını son yıllarda daha sık duymaya başladığımız editör, ne iş yapar? Ben bir kitap editörü olduğum için bu soruya kitap editörlüğü özelinde cevap vereceğim. İlk olarak şunu söylemek isterim, “Editör bir kitabın başına gelen en güzel şeydir!” 

Kitap editörü pek çok görevi bir arada yürütür. Aklında aynı anda onlarca sekme açıktır. O kadar çok şeyi bir arada düşünerek çalışmalıdır ki kocaman bir üretim sürecini, her bir parça diğerini destekleyecek şekilde kurgulayabilsin, yönetebilsin. Geçen gün yayıncı bir arkadaşım, editör olmak isteyen stajyerini bu iş için yetiştirip yetiştiremeyeceğimi sordu. Ben de ona, “Yeterince deli mi?” diye sordum. Güldü ve “Deli, deli,” dedi. Ne demek istediğimi biliyordu ve bu çok yeterli bir cevaptı. Geri kalan her şey bir şekilde halledilirdi ancak saatlerce, günlerce bir sandalyede oturmak, milimetrik boşluk farklarını bile ayırt etmek, şüphenin iç gıcıklayan dokunuşlarının her birine arzuyla cevap vermek insanın sonradan edineceği şeyler değil. Bunlar olmadan da editörlük, yapılabilecek işlerden değil. Tutku, adanmışlık, müşkülpesentlik, işgüzarlık, şüphe ile özgüvenin dansı, yılmazlık ve dayanıklılık, Türkçeye hâkim olmak kadar mühim. 

Peki bu lütuf mu yoksa lanet mi bilemeyeceğimiz kişilik özelliklerinin haricinde kitap editörü kimdir, kitap editörü ne iş yapar ve kitap editörlüğü hangi görevleri kapsar, 10 maddede özetleyelim.

1. Kitap editörü, “Yazar-Okur-Yayıncı-Kitap” dörtlüsünü bir arada tutar:

1. Kitap editörü, “Yazar-Okur-Yayıncı-Kitap” dörtlüsünü bir arada tutar:

Her birinin hakkını diğerine karşı korur, hepsinin birbirinden en yüksek faydayı alabilmesine odaklanır. Sadece kitabı sevmez; okuru, yazarı ve yayıncıyı da sever. Bu nedenle dördünün de sözcüsü, rehberi, arkadaşı ve yoldaşıdır. Hem bir terazi hem bir köprü hem de iyi bir arabulucudur. 

2. Kitabın içeriğini çalışır: 

Kitap editörünün en çok vakit geçirdiği yer word belgesidir. Okur, okur, okur... Okuması da ilginçtir. Ben editörün bir metni herkesten çok anlayan kişi olduğunu düşünüyorum. Yazarından bile! Çünkü yazar ne kadar uzaklaşsa da kendini metnin dışına alamayabilir ancak editör daima metinle baş başadır. Üstelik yazar yazarken okuru ya da rafı ya da kendinden önce yazılmışları düşünmeyebilir ama editör bunu düşünür. Düşünmelidir. Bu sayede yazarın farkında olmadıklarını fark eder, görmediklerini görür, metnin nedenlerini, nasıllarını, satır satır, sayfa sayfa derin bir kavrayışla kavrar. Yazara geri bildirimler verir, yorumlarda bulunur. 

Bu metin, yazarın gerçekten yazmak istediği şey mi? Şu cümleyi bu anlama gelecek biçimde mi yazdı yoksa şu anlama gelecek biçimde mi? Yanlış anlaşılmalar, karmaşalar, hatalar, yanlışlar… Gözden kaçanlar… İdealize edilenler… Hakkı tam olarak verilmemişler… Fazlalıklar ve eksiklikler… Editör, metni anladığı kadar yazarı da anlamalıdır çünkü. Yazarı anlamadan editörlük yapamazsınız. Metni anlamadan da editörlük yapamazsınız. 

3. Konumlandırır: 

Kitap editörü, bir kitap dosyasının rafta yer bulup bulmayacağına bakar. Bu raf, kitabevinin rafı olduğu kadar okurun kitaplığındaki raftır da aynı zamanda. Kitap editörü yazarı düşündüğü gibi okuru da düşünür. Bu kitap kimlere göre? Hangi kitabı okuyanlar bu kitabı da okur.  Hangi kitapları yayımlayanlar bu kitabı da yayımlar? O okurlar ve o yayıncıların birikimleri içinde bu kitap, neye tekabül ediyor? Bu kitap, hangi şartlarda hem yayın planında hem raflarda kendine yer bulur? Soru, budur.

4. Geliştirmek, iyileştirmek, yükseltmek:

4. Geliştirmek, iyileştirmek, yükseltmek:

Bir bağımsız kitap editörüyseniz, kitaplar sizin için kolayca gözden çıkardığınız şeyler arasında olmaz. Bu harika bir haber bence.  Dosyanızı okuyan editörünüz, size her şeyi anlatacak ve ne yapmanız gerektiğiyle ilgili sizi yönlendirecektir. Hataları, yanlışları ve kusurları sadece söylemeyecek, beraberinde size rehberlik edecektir. Yolunuzu ışıtacak ve sizi yüreklendirecektir. Neden? Çünkü hepimiz iyi kitaplara bayılırız. 

5. Birtakım metafizik olaylar ve analitik düşünce:

Hiç akılda olmayan kitaplar, hiç akla gelmeyecek anlatıcılar vardır. Editörün özel görevlerinden biri de ilginç fikirler bulmaktır. “Şöyle bir kitap olsa da okusak” ya da “Şu kişi bir kitap yazsa ne güzel olur!” Fikir gelir, yazar yoktur yazar bulur; yazar gelir, fikir yoktur fikir bulur. Kitap editörü aynı zamanda iyi bir editoryal kurgu uzmanıdır, gerçek bir proje insanıdır. Yaratıcılık kasları epey gelişmiştir. Bu nedenle şu soru hep sorulur: Editörlük sanat mı yoksa bir zanaat mı? Her ikisidir de… Editör aynı zamanda analitik zekaya sahiptir. Pelerinini takar, birbirinden bağımsız parçaları alır, görünmeyen alana girer, eksikleri toplar, fazlalıkları çıkarır… Bir kitabın neden iyi bir kitap olacağını anladığı kadar, nasıl iyi bir kitap olacağını da bilir. Biraz sezgisel, biraz birikimleriyle, biraz da burnunun iyi koku almasıyla yapar bunu. Bazen yazar bile şaşırır bu hakimiyete… 

Bir kitap editörünün kitaplara bayıldığını söylemiştim değil mi? Bu aşk, tek taraflı değildir. Kitaplar da editörlere aşıktır; yazılmamış olanlar bile… İkisi arasında acayip, açıklanamaz bir iletişim vardır. Sadece ikisinin anladığı bir dilde konuşup anlaşırlar ve bir yolunu mutlaka bulurlar, o kitabı var etmenin…

6. Kitap bulur: 

E-posta kutusunda, ajans kataloglarında, web sitelerinde gezinir. Bakar, gezer, inceler; okur da okur. Harika bir kitap bulma hevesi yüksektir. “İki dakika şunlara bir bakayım,” diye başlar bir bakar akşam olmuştur. Çok ister harika bir kitapla karşılaşsın. Onu hemen anlar. “Göbeği hoplamak” deyimini bilir misiniz? Göbeği hoplar, karnında kelebekler uçuşur, beyninde kıvılcımlar çakar… İyi bir kitabı, görür görmez anlar.

7. Satışı düşündüğü de olur, düşünmediği de:

7. Satışı düşündüğü de olur, düşünmediği de:

Burası çok önemlidir. Ne demiştik, kitap editörü yazarı, okuru, yayıncıyı ve kitabı aynı anda düşünür. Yayıncının kullanacağı bütçe, elde edeceği kazanç falan diye düşününce kimileri rahatsız olur ancak nihayetinde yayıncılık bir sektör, yayıncı bir iş insanı, kitap yayımı ise bir ticari faaliyettir ve her kitap, yayıncı için parasal karşılığı olan bir yatırımdır. 

Bugün, bir yayıncının bir kitabı yayımlaması en az on binlerce lira demektir. Kitaplar yayınlanmalı ve okur tarafından satın alınmalıdır ki yayınevi süreçleri işleyebilsin, yayıncı yayıncılık yapabilsin ve bizler, o güzelim kitapları okuyabilelim. Bu nedenle editör için maliyetler, satış, üretim ve pazarlama gibi aşamaları düşünmek, hesap etmek elzemdir. Pek çok yayın kararı, bu hesaplamalar dahilinde verilir. Bu, sadece satacak kitaplar yayımlanır, mı demektir? Elbette hayır. Bakın size editör hakkında harika bir şey söyleyeceğim. Bir kitap editörü, iyi bir kitabı yayınlamakla ilgili yayıncıyı ikna eden kişidir. Yazar hiç tanınmasa da, o kitap pek satmayacak olsa da, sırf harika bir kitap olduğu için cansiperane bir tutkuyla yayıncıyı iknaya girişir. Her türlü yolu kullanır. Duygular, yayıncılık ruhu, kitap aşkı, itibar, keşfetmenin heyecanı vb. Yayıncı o kitabı alsın diye yapamayacağı şey yoktur. Bu sayede çok az kişinin bildiği şahane kitaplar, okurlar için de özel keşifler halini alır. Yeni isimler keşfetmek, edebiyat ve bilgi uğruna elini taşın altına koymak, yayıncılığın şanındadır. Editör, bunu yayıncıya hatırlatan ve iman tazeleten kişidir. 

8. Duyarlılıklar, Estetik ve Gerçeklik Algısı

Daha önce editörün müşkülpesentliğinden ve işgüzarlığından bahsetmiştik. Gerçekten de öyledir. Herkesin okuyup geçtiğinde o takılır, herkese makul gelen onu şüpheye düşürür. Olağan bir cümle vardır mesela, onun içindeki sihirli mesajı duyar ve der ki “Burada biraz da şunlardan mı bahsetsen? Bu çok önemli bir konu.” Ya da bağlaçların, zarfların kalabalığını seyreltir, ifadeleri keskinleştirir, dağınıklarını toparlar, karmaşayı giderir. 

Kocaman bir paragrafı ikiye böler, serpiştirilmiş kısa paragrafları bir araya getirir; sayfanın tasarımsal fırsatlarını kollar, boşlukları bile hesap eder. İçerik kadar biçimi de gözetir. İster ki okur o sayfayı okurken en konforlu, en yüksek verimle okusun. Bölümler açar, başlıklar ekler, siler, bir şeylerin yerlerini değiştirir… Yapar bozar, yeniden yapar. Eline bir metin geçtiğinde sadece olanı değil olabilecekleri de görür. Metnin potansiyelini, yazarın potansiyelini fark eder. Bu sayede metinler gelişir, yazar biraz daha çalışır ve kitap, olabileceği en iyi hallerinden birini alır.

9. Okur Faktörü

9. Okur Faktörü

Okur neyi ne kadar anlar, metnin nerede ek bilgiye ihtiyacı var? Açıklamak gerekiyor mu yoksa zaten anlaşılıyor mu? Okur bunu bilir mi bilmez mi? Dipnotlar, son notlar, biraz daha açılması gereken ifadeler, referanslar, kaynakçalar, dizinler… Ve sunuşlar, arka kapak yazıları, kitap kapağı. Kitaplar yazar için midir, okur için mi? Yazar ne derece ulvidir, okur ne derece hayati? Bu değiş tokuşları, bu kaygan değer hattını, durmaksızın değişen öncelikleri objektif, ilkeli ve duyarlı bir yaklaşımla değerlendirir. Her kararın içinde çeşitli dengeleri sağlamak vardır. Bir yandan yazarın orijinalitesi ve metnin otantikliği diğer yandan okurun yüksek faydası… Metnin amaçları, yazarın motivasyonu, okurun kavrayışı… Her birinin özel alanları…. 

Kitap editörü gerçekçi ve rasyonel vizyonuyla hepsini, olabilecekleri en rafine haliyle avucunda tutar. Kararlar, yorumlar, vizyonlar… Her şey ama her şey hem yazara hem metne hem de okura hizmet edecek; yayıncıya da bir şekilde fayda sağlayacaktır. Bu verimlilik hattını tesis etmeye çalışır.

10. Yayın Süreçleri 

Resmi prosedürlerden sözleşmelere, üretimden kâğıt cinsine, kitabın ebadından sırt tasarımına kadar editör kitabın fiziksel şartlarının oluşmasına destek verir. Görüş ve onayı önemli, süreç yönetimindeki varlığı hayatidir. Editör, o kitabı herkesten iyi bilmektedir buna dayanarak satış, pazarlama ve tanıtım ile ilgili de fikir üretir. Nitekim, yayıncı ve yazar bunun bilincindedir. Her toplantıya katılır, her kararda görüş bildirir. Üstelik iyi bir kriz çözücüdür. Çözüm odaklıdır. Kitabı kitap haline getirmenin tek öğesinin metin ve yazar olmadığının farkındadır; sürecin diğer tamamlayıcılarının birbirleriyle iletişimlerini ve etkileşimlerini kolaylaştırır. 

Son olarak hatırlatmak isterim ki editörlük sadece sanat ve zanaat bağlamında ele alınmamalı. Editörlüğün, geleceğin en güçlü kariyer alanlarından biri olacağını öngörmemek imkânsız. Yazının, içerik üretiminin, dijital mecraların ve hatta henüz adını bile duymadığımız diğer mecraların gelişerek çoğalacağını düşünürsek, kelimelerle anlatma mecburiyeti (ister görsel ister işitsel ister yazınsal vb.), gayreti ve amacı içinde olan tüm kişiler ve kurumlar için bir editörle çalışmak, yukarıda saydığım sebepler ve dahi fazlası için daima elzem olacak. Dilerim en kısa sürede üniversitelerimiz de bu gerçeğe uyanacak ve editörlük bölümleri açacaktır. Bu hem diliyor hem de hayal ediyorum.  

Twitter

Instagram

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
14
4
1
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın