Görüş Bildir
Haberler
Kendini Gerçekleştirmek

etiket Kendini Gerçekleştirmek

Cem Keçe
03.06.2023 - 10:02 Son Güncelleme: 06.06.2023 - 20:19

Bir amaca bağlanmayan ruh yolunu kaybeder, çünkü her yerde olmak, hiçbir yerde olmamaktır.

- Montaigne

İçeriğin Devamı Aşağıda

Ünlü psikolog Abraham Maslow bu ihtiyaçları bir piramit hiyerarşisi içinde tanımlamış ve yaşam içerisindeki önem sırasına göre beş grupta toplamıştır:

Ünlü psikolog Abraham Maslow bu ihtiyaçları bir piramit hiyerarşisi içinde tanımlamış ve yaşam içerisindeki önem sırasına göre beş grupta toplamıştır:

. Nefes, besin, su, cinsellik, uyku, denge, boşaltım gibi fizyolojik ihtiyaçlar.

2. İş, kaynak, etik, aile, sağlık, mülkiyet güvenliği gibi güvenlik ihtiyacı.

3. Arkadaşlık, aile, cinsel yakınlık gibi ait olma ve sevgi ihtiyacı.

4. Kendine saygı, güven, başarı, diğerlerinin saygısı, başkalarına saygı gibi değer ihtiyacı.

5. Erdem, yaratıcılık, doğallık, sorun çözme, önyargısız olma, gerçeklerin kabulü gibi kendini gerçekleştirme ihtiyacı. 

İhtiyaçlar piramidinde ihtiyaçlar en alt düzeyden üst düzeye doğru karşılanır. Bir alt düzeydeki ihtiyaçlar tam olarak karşılanmadan bir üst düzeydekilere geçilemez. Örneğin; karnını doyurabilen ama güvenlik içinde bulunmayan, kendini sürekli olası bir tehdit altında algılayan kişinin, dünya görüşünü geliştirmek için kitap okumak gibi bir ihtiyacı yoktur. 

Belirli bir ihtiyaç kategorisindeki ihtiyaçların karşılanması durumunda kişi, bir üst kategorideki ihtiyaçları karşılamaya yönelir. İnsan yaşamsal ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra, yaşamdan gerçek bir doyum alabilmek için kendini gerçekleştirme ihtiyacını karşılama arayışına girer. Çünkü ancak kendini gerçekleştiren insan kendisinin ve yaşamın gerçeklerini olduğu gibi kabul ederek, içinde bulunduğu koşullara uygun beklentiler, hedefler ve amaçlar belirleyerek, bunlara ulaşmak için gereken çaba ve sorumluluğu alarak varoluşunu anlamlı kılabilir.

Toplumsal maskeler

Toplum içinde her birimiz çeşitli roller üstlenir ve bu rollere uygun maskeler takarız. Başka bir açıdan bakarsak, insan tek bir parça değildir, her ortamda ortaya çıkan ve kendi aralarında tutarlı olan farklı parçalardan oluşur. Bu parçalar toplumun değer yargıları, gelenekleri, beklentileri ve yaptırımları doğrultusunda üstlendiğimiz roller ile gerçek kişiliğimizin ortak paydada buluşmasıyla oluşan yapay maskeleri temsil eder. 

Analitik psikolojinin kurucusu Carl Gustav Jung’ın “persona” terimiyle ifade ettiği bu yapay maskeleri kullanmamızın temel amacı, içinde yaşadığımız topluma uyum sağlamak, toplumun bize verdiği rollere uygun olduğumuzu göstermek ve diğer insanlarla iyi ilişkiler kurmaktır. Bu anlamıyla maskeler toplumsal yaşamla uyum içinde yaşamamız için gereklidir. Aynı anda üstlendiğimiz ve her birinde farklı görevlerimiz olan rollerimiz vardır. Örneğin, anne-babamızın çocuğu, kendi çocuğumuzun annesi, ablamızın kardeşi, yeğenlerimizin teyzesi olmamız ve diğer akrabalarımıza göre rollerimizin yanı sıra, bir doktor, müzisyen, dernek üyesi, kursiyer gibi pek çok farklı rolü de üstleniriz. 

Sonuçta tek bir kişi olarak sahip olduğumuz gerçek kişilik özelliklerimizi çok sayıdaki farklı rolümüzde tamamen ve aynı şekilde sergileyemeyiz. Her bir rolün gerektirdiği davranış ve tutumlar için toplumsal yaşamın oluşturduğu kalıp maskeleri kullanmamız ve gerçek kişilik özelliklerimizi maskelerin arkasına saklamamız gerekir. Buradaki kritik nokta, sakladığımız özelliklerle maskeler arasındaki farkın büyük olmasıdır. Bu durumda ruhsal çatışmalar yaşamaya başlar ve bilinçdışında bu çatışmayla baş etmeye çalışırız. 

Çevremizle uyum içinde yaşamaya devam edebilmek için maskelerimizle özdeşleşme yoluna gider ve gerçek kişilik özelliklerimizi kaybederek kendimize yabancılaşabiliriz.

Kendini gerçekleştiren insanın özellikleri

Kendini gerçekleştirme, fiziksel, duygusal, ruhsal, cinsel, sosyal, mesleki ve çevresel koşullarınızın denge ve uyum içinde olması için bilinçli seçimler yaptığınız, en yüksek potansiyelinizi elde ettiğiniz, sonu olmayan, dinamik bir farkındalık, gelişim, değişim ve dönüşüm süreci içinde kendinizi her halinizle sevdiğiniz, benimsediğiniz ve rotasını mutluluğa çevirdiğiniz bir kişisel gelişim yolculuğudur. Bu yolculukta yolunuzu kaybetmeden ilerleyebilmek için gerekli olan pusulanız “farkındalık”tır ve herkesin pusulası kendi içindedir. Bu pusulayı da ancak kendinizi daha yakından tanıyarak ve değişime açık olarak doğru bir şekilde kullanabilirsiniz. Maslow, kendini gerçekleştirmiş, maskelerinin farkında olan ve kendini tanıyan kişilerde 16 ortak özellik gözlemlemiştir. 

1. Gerçeğin bilinebilecek yönlerini doğru olarak algılar.

2. Bilenemeyecek olanların bilinemeyeceğini doğru olarak algılar.

3. Gerçeği olduğu gibi kabul eder. 

4. Kendisini olduğu gibi kabul eder.

5. Başkalarını olduğu gibi kabul eder.

6. Yaşamın getirdiği olayları tam anlamıyla yaşayarak tadını çıkarma eğilimindedir.

7. Kendiliğinden hareket eder.

8. Yaratıcı bir biçimde davranabilir.

9. Kendine ve yaşama gülebilir. 

10. İnsanlığa değer verir ve onun sorunlarını ciddiye alır.

11. Son derece yakın ve derin birkaç dostu vardır.

12. Yaşamı bir çocuğun gözü ve kalbiyle görüp yaşayabilir.

13. Gerektiğinde çok çalışır ve sorumluluğunun farkındadır.

14. Dürüsttür.

15. Çevresinin farkındadır, sürekli çevresini araştırır ve yeni şeyler dener.

16. Savunucu değildir.

Kendini gerçekleştirme yolculuğu

“Eğer istediğiniz her şeyi yapabilecek gücünüz olsaydı kendinize nasıl bir hayat yaratırdınız?” sorusuna, “şimdi yaşadığım hayatı!” diye yanıt verebiliyorsanız, kendini gerçekleştirme yolculuğunda başarıyla ilerliyorsunuz demektir. Eğer bu soruya, şimdi yaşadığınız hayatı değil, başka bir hayatı tanımlayarak yanıt veriyorsanız o zaman daha yapacak çok işiniz var demektir. 

Yapmanın ve kendini gerçekleştirmenin bir sınırı yoktur. Kendini gerçekleştirmek, kişinin kendi doğasına en uygun şeyleri yapması ve bundan haz duyup başardığını hissetmesidir. Çünkü yaşadığımız her şey kendi algılarımızla oluşturulmuş birer yanılsamadır. Birçok yönden davranışçı psikoloji ile hümanistik psikoloji arasında köprü oluşturan Abraham Maslow’un “kendini gerçekleştirme” kavramına göre, insanların güçlü yönleri yeterince kavranmamış ve açıklanmamıştır. Çünkü psikoloji bilimi daha çok insanların zayıf tarafları ve bozukluklar üzerinde durmuştur. Maslow’a göre insan temelde mutluluk ve huzur arar, acıdan kaçmak ana motif değildir. İnsanın daha güçlü, mutlu, iyimser ve olumlu yönleri Maslow’un üzerinde durduğu konular olmuştur. Ona göre insanın temel yapısında organik ve biyolojik gereksinimler, eğilimler ve kapasitelerin yanında, ruhsal gereksinimler, kapasiteler, kültür ve çevrenin etkisinde bağlı gelişmiş davranış eğilimleri yer alır. Sağlıklı insanlar gizil güçlerini gerçekleştirme yönünde davranırlar. Huzursuzluk ise insanın doğal kendini gerçekleştirici yapısı engellendiğinde ortaya çıkar. İyi ve doğru olan bu gerçekleşme eğiliminin desteklenmesi, kötü olan ise bu eğilime ket vurulmasıdır. Holistik psikoterapi de bu engelleri, çatışmaları kısaca gelişimi engelleyen etmenleri ortadan kaldırmayı amaçlar.

Amerikalı fizik ve matematik uzmanı John von Neumann da Maslow’u doğrular bir şekilde şunları söylemiştir: “Sen de kâinat da senin algıladığın ve gözlemlediğin gibi değilsiniz. Sen dar bir ara kesit içinde organize olmuşsun. Senin dışında ise, bildiğinden çok daha farklı kurallara göre var olan çok değişik bir âlem var. İşin ilginci, sen, aynı zamanda o âlemin de bir parçasısın.” 

Yaşamı anlamlı kılmaya dair yapılan çalışmaların hemen hemen hepsi, özveri, inanmak ve istemek, yaratıcılık, kendini gerçekleştirmek ve bir şeyler yapmak hedeflerini işaret eder. Amerikalı psikanalist Alan Wheels anılarını anlattığı Dinleyici adlı kitabında, köpeği Monty ile beraber dolaştığı zamanki duygu ve düşüncelerini şöyle anlatır: 

Ne zaman eğilip de yerden bir sopa alacak olsam, köpeğim hemen önüme düşer. Yerden aldığım sopayı fırlatmamı bekler. Bunu oyun olarak mı algılar, yoksa görev mi bilir? Bana öyle geliyor ki görev kabul eder ama görevinin ne olduğu konusunda çok fazla düşünmez. Sopayı fırlattığım anda düşündüğü tek bir şey vardır, gidip sopayı almak, yani görevini yapmaktır. Bunu yapmak için ne mesafe tanır ne de bir başka engel. Sopanın fırlatıldığı yere ve yöne doğru hareketlenir, karşısına çıkan her engeli aşar, kimi zaman koşar, kimi zaman yüzer veya tırmanır. Gidip sopayı alır ve bana geri getirir Görevinin sopayı sadece almak değil, onu bana getirmek olduğunu bilir. Sopayı bana geri getirirken önce koşar ama bana yaklaştığında yavaşlar. Görevini yapmak, bunun için de sopayı bana geri vermek ister ama ben bilirim ki yeniden bekleme pozisyonuna geçecek olmaktan da hiç hoşlanmaz. Kendine değil, kendi dışında olan birilerine ve bir şeylere hizmet etmek, sadece benim için değil, onun için de önemli. Hizmet edebilmek için benim sopayı fırlatmamı bekler. Sopayı fırlatacak birisine sahip olduğu için köpeğimin şanslı olduğunu düşünmüşümdür hep. Ben de Tanrı’nın benim için bir sopa fırlatmasını bekliyorum. Çoktandır bekliyorum bunu. Tanrı’nın beni anımsamasını, dikkatini bana yeniden yöneltmesini, benim Monty’ye verdiğim görev gibi bana bir görev vermesini bekliyorum. Verir mi, vermez mi, verirse ne zaman verir bilmiyorum. Kimse de bilmiyor ama ben yine de bekliyorum.

Web

Instagram

Facebook

Twitter

YouTube

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
4
1
0
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Pasif Kullanıcı

Bir amaca bağlanmayan ruh yolunu kaybeder, çünkü her yerde olmak, hiçbir yerde olmamaktır. - Montaigne yanılmış neticede o da bir yoldur.