- İyi hal ve haksız tahrikten indirim aldı.
- O da o saatte o kıyafetle dışarı çıkmasaymış.
- O da yanlış bir insan seçmiş. Seçmeseymiş.
- Ne yapmış da “adamı” delirtmiş.
- Öldüren eski sevgilisiymiş. Durup dururken olmaz böyle şeyler!
- Kurbanı nasıl öldürdüğüne dair detayların en ince ayrıntısına kadar verilmesi.
- Olay unutulmaya yüz tutarken verilen geciktirilmiş “formalite” cezalar.
- Şikayetçi olduktan sonra hiçbir önlem alınmadığından öldürülen kadınlar
- Aldatılma, terk edilme sonucu işlenen cinayetlerin toplumun bir kesimi tarafından yüceltiliyor olması.
Burada kadın cinayetleri sonucu ortada dolaşan düşünce uçuşmalarını ve adeta bir promosyon gibi sunulan “ceza paketlerini” görüyoruz. Sizce, bunları okuyan ve kadına şiddeti meşru olarak gören birinin otomatik düşünceleri ne olur?
- Nasıl olsa az yatar çıkarım.
- Kaybedecek bir şeyim yok.
- Ama o da ile başlayan ve kurbanı suçlamaya yönelik toplumda da karşılık bulan cümleler…
Peki, bunun sonucunda şiddet gören kadınların otomatik düşünceleri ne olur?
- Can güvenliğim yok.
- Öldürülürsem veya şiddet görürsem, fail değil, ben suçlanabilirim.
- Eğer şikayette bulunursam, daha çok sinirlenir ve kimse beni korumaz.
- Geç saatte dışarıdaysam, yakınlarımdan birine konumumu atmalıyım.
- Geç saatte döneceğim günler giyimime dikkat etmeliyim.
- Boşanamam veya ayrılamam. Bu onu daha da sinirlendirir.
Kabullenmeyi istemesek de yasalar ve sistem bizi kabullenmeye zorluyor. Ataerkil, yozlaşmış sistemin ayakta kaldığı yapay bir doğal seçilim sürecinden geçiyoruz ve kimin hayatta kalacağı belirsiz…
Şimdi de hayvanlara yönelik şiddeti meşrulaştıran- normalleştiren maddelere bakalım:
- Kuduz köpek ya da saldırgan köpek X’e saldırdı. Çocuk ağır yaralandı. Haberin sunuluş şekli bir köpeği katil ilan ederken, sorumluluğu insandan alıp, köpeğe veriyor.
- Başıboş köpek tehlike saçtı.
- Sokak hayvanlarının yeri barınaklardır. Hayır! Sokak hayvanları yoktur. Sokaklar zaten hayvanların ve tüm canlılarındır. Köpekler 15.000 yıl önce, kediler ise 5000 yıl önce insan tarafından ve kendi çıkarları için evcilleştirilmiştir. Bu nedenle bu iki hayvan türünün kendi yemeğini bulması ve zor hava şartlarına dayanması çok düşük bir ihtimaldir ve bunun sorumluluğu insana aittir.
- Köpek veya kediden “korktuğu için” şiddet gösterdi. Burada da şiddetin normalleştirmeye çalışıldığını görüyoruz. Hayvanlardan korkmak, yaklaşamamak bir fobidir ve tedavisi de mevcuttur. Hayvanlarla daha önce yakın ilişki kurmamış veya kurduğunda kötü bir deneyimle karşılaşmış olan bireylerde veya küçükken ebeveynlerinde hayvan fobisi olan çocukluk geçirmiş bireylerde görülebilir. Ancak bir canlıya bunun sonucunda şiddet göstermek “normal” değildir ve kabul edilemez. Fobi sebepli kaçabilirsiniz veya yaklaşmayı tercih etmeyebilirsiniz. Şiddet antisosyal bir eğilimdir.
Şimdi de bu maddelere maruz kalan birinin aklından geçen otomatik düşüncelere bakalım:
- Bana da saldırabilir. Çocuğuma da saldırabilir. O zaman savunmaya geçmeliyim. (İnsanın savunmaya geçeceği en hassas olduğu nokta çocuğudur ve maalesef ki haberler de buradan vuruyor ve düşünmeden içgüdüsel olarak savunmaya geçilmesine sebep oluyor.)
- Zaten hayvanları sevmiyorum ve korkuyorum. Hepsi toplatılsın.
- Eğer bir canlıya zarar vermekten haz duyuyorsa, nasıl olsa cezası yok. Öldürme hazzını bu şekilde bastırabilirim diye düşünebilir. (Tabii sonrasında bir insana zarar vermeyeceğinin bir garantisi de yok.)
Hayvanların temel ihtiyaçları tıpkı bizde de olduğu gibi beslenme, barınma ve güvende olmaktır. Şu anda aklınızdan “ama saldırıyor” “zarar veriyorlar” diye geçiyor olabilir. Ancak bu sebep değil bir sonuçtur. Kısırlaştırılmayan, yeterli beslenemeyen ve sürekli itilip kakılan hayvan saldırgan ve sinirli olur. Bunun da sorumluluğu biz de ve belediyelerdedir. “ Öldürme Yaşat!” mottosunun benimsenmesi dileğiyle…
Yorum Yazın
Kadın, çocuk, hayvan ve bitki, canlılar zincirinin en korunmasız üyeleridir. Kapitalizm, ataerkil ve din sistemleri birlikte tek hedefe odaklı: güç ve yöneti... Devamını Gör
Ne ilginç, sürekli hayvanların zarar verdiği insanların haberlerini pompalayan siz, bu paylaşımla günah çıkarıyorsunuz ve beğeni umuyorsunuz