Hey Gidi Günler Hey! Ortaokuldayken İftarı Son Derste Açan Efsane Neslin Bildiği 21 Şey
90'lar neslinin her konuda efsane olması konusunda üstüne yok. Çocukluğunu bu yıllarda yaşayanlar olarak kıskanılası olduğumuz ortada. Şu sıralar hem uzun oruç saatleri hem de sıcaklardan yakınıyorken çocukluğumuza dönelim ve kış aylarında, orucumuzu sınıfta açtığımız günleri anımsayalım. Dikkat, fazlasıyla özlem içerir! 😢
1. Bu efsane nesle dahil olan arkadaşların geneli 1986-1992 arası doğumlu olanlardı ve bu dönem, ortaokul zamanlarına denk gelirdi.
2. Bu nesle dahil olabilmek için yaş haricinde sabahçı-öğlenci sistemindeki bir okulda okuyup, 'öğlenci' olmak gerekiyordu.
3. Ramazan, şimdiki gibi yaz aylarına değil, kış aylarına denk gelirdi ve iftar saatiyse 5 buçuğa doğru olurdu.
4. Bugünkü gibi 17 saat olmadığı ve kış ayları olduğu için pek zorlandığımız söylenemezdi.
5. Son dersteyken iftar saati yaklaştığında, pencere kenarında oturanlar ezanın okunup okunmadığına kulak kesilirlerdi.
Ezan sesi duyulmazsa minarenin ışığına bakılırdı.
6. Bu sırada ezan okunmasa da "Okunduu!" deyip haylazlık yapanlar da yok değildi. 😒
Neyse ki bu numaraları yutmazdık. 😌
7. Bu esnada vakit yaklaştıkça sıranın altında bekleyen kekler, bisküviler, cipsler, çubuk krakerler, meyve suları sıraların üstüne çıkarılırdı.
8. Bunları alabilmek içinse önceki teneffüste kantine giderek uzun bir kuyrukta beklememiz gerekirdi.
9. Kantine gidenler, "Kantinden bir şey isteyen var mı?" diye seslenirdi. Sonrasında, "Bana bi' çubuk kraker alsana.", "Bana da simit, ayran alıver." cümleleri duyulurdu.
10. Bazıları ise annesinin çantasına kattıklarını getirirdi. O çantadan 5 saat beklemiş olan ekmek arası yumurta/patates bile çıkabilirdi.
Ekmek arası patatesler kantinlerde de satılırdı. O tadı nedense şimdilerde bulamıyoruz. 😔
11. En sonunda ezan okunduğunda haşır huşur paket sesleriyle birlikte o günkü oruç açılırdı.
12. Bazen de biri, bir torba dolusu hurma getirirdi ve sınıfa dağıtırdı, orucu hurmayla açardık.
Annesi bütün sınıfı düşünenlerden. ☺️
13. Tabi tutmayanlar da olurdu, onlar da tutarmış gibi ezanı bekleyip ziyafete katılırlardı. 😁
14. Öğretmen izin verirse sıraları birleştirip yemek masası gibi yaptığımız olurdu. Herkes farklı bir şey aldığı için birbirimize tadımlık ikram ederdik. ☺️
İşte tam da bu anlar paylaşmayı öğrendiğimiz en özel anlardan biriydi. 😌
15. Bu esnada son dersin yarısı kaynamış olurdu. Uğultular yükselmeye başlayınca, "Bakıyorum karnınız doydu, çeneniz açıldı." diye öğretmenimizden tatlı sert bir uyarı alırdık. 😁
16. Saat farkına göre bazı şehirlerde ders esnasında değil, teneffüste veya serviste açıldığı da olurdu.
17. Derste açılan bir iftar daha bittiğinde ise akşam karanlığında okuldan çıkılır ve evin yolu tutulurdu.
18. Çıkışta da meyve suyu içmiş olanlar, ardı ardına paket patlatma uğraşına girişirlerdi.
Bazen patlamaz, fıss diye sönerdi. Tam bir hayal kırıklığıydı. 😔
19. Eve varıp kapıdan girdiğimizde annemiz, "Orucunu açtın mı, biz de seni bekliyorduk." derdi.
20. O esnada tek sıcaklık annenizin bu sözleri değildir.
Buz gibi havada burnumuz ve kulaklarımız kızarmışken, sobanın sıcaklığı da yüzümüze çarpardı ve hemen ellerimizi sobanın üstüne tutup ısınırdık.
Sonra, kurulmuş olan sofraya oturup bir daha geri gelmeyecek olan o güzel iftarın tadını çıkarırdık.
21. İşte o dönemin iftarlarında arkadaşlığın anlamını biliyorduk ve kesinlikle bu nesle dahil olduğumuz için çok şanslıydık.
Şimdilerde bu nesil 30'una doğru yol aldı, hatta bazıları 30'u geçti de. Zamanı durdurmak ne mümkün!
Yorum Yazın
Okuduğum en güzel içeriklerden birisi. Her ramazanda o günlerimi yad ediyorum. Çok güzel ve özel zamanlardı. Geri gelmeyecek olması ne kötü bir şey :(
olum aynen böyle olurdu ya çok duygulandım be.çok güzel yazmışsın bravo..
onedionun yaptıgı en iyi içerik :)