Hayal Ettiği Hayatın Kıyısından Bile Geçemeyenlerin Dikkate Alması Gereken 13 Durum
Hepimizin hayata dair pek çok beklentisi ve bir o kadar da hayal kırıklığı var. Ne yaparsak yapalım, hayal ettiğimiz hayatlarla yaşadığımız hayatlar arasında çok büyük uçurumlar var. Peki o hayal ettiğimiz hayatlar için gerçekten yeterince çabalıyor muyuz yoksa istediğimiz her şey bize hediye paketi içinde sunulsun mu istiyoruz?
1. Hayal kurmak bedava.
2. Bu tembellik nereye kadar?
Tamam hayal kurmak çok güzel ama o hayallere ulaşmak için gerçekten yeterince çabalıyor muyuz yoksa pembe dizi karakteri gibi oturduğumuz yerden boş hayaller mi kuruyoruz? Gelin itiraf edelim, ikinci durum bize daha çok uyuyor. Ne yazık ki hayat filmlerdeki gibi değil. Bir gün hiç tanımadığımız bir amcamız ölüp mirasını bize bırakmayacak ya da bir peri gelip, hayatımıza sihirli bir dokunuş yapmayacak.. Hayal kurarken gerçekleri de göz ardı etmeyelim. Harekete geçmediğimiz sürece, hayallerimiz asla gerçeğe dönüşmeyecek.
3. Sana yük olan insanları fark et.
En tehlikeli şeylerden biri de çevrendeki insanların, seninle ilgili ahkâm kesmesi. Bu kimi zaman bir arkadaşın kimi zamansa ailenden biri olabilir. Ne zaman ona hayallerinden bahsetsen, tepkisi hep aynıdır. “He he kesin yaparsın :D”, “Bu kadar hayalci olma sonra çok üzülürsün”. Ee gerekirse üzülelim ne var? Elimizden gelen her şeyi yapalım yeter ki.
4. Kendi gücünün farkına var.
İsteyince neler yapabileceğini, neler başarabileceğini bir düşün. Etrafındaki başarılı ve hedeflerine ulaşmış insanları incele. Hiçbirisi sihirli değnek kullanarak ya da bekleyerek ulaşmadı o hedeflere. Hepsi kendine güvendi ve gücünün çok üstünde işler başardı. Senin neyin eksik?
5. Dibe çöktüğün anları asla unutma.
Hayatın seni en çok zorladığı, ne yapacağını bilemediğin ve en dibe çöktüğün, “Daha ne olabilir ki?” dediğin anlar var ya hani? Onları asla unutma. O anlar sana hayatın boyunca güç verecek. Yeter ki suyun en dibine indiğin zaman ayaklarını yere vurup yukarı çıkman gerektiğini bil. Böyle anlarda “Başıma daha ne gelebilir ki?” deyip sızlanmak yerine, “Ben nelerde yıkılmadım, bununla mı yıkılacağım.” de ve ayağa kalk.
6. Hedefini küçük parçalara ayır.
Hedefe kavuşma süreci ne kadar uzarsa, kendine olan inancın ve motivasyon gücün de bir o kadar çabuk azalır. Kendine üç yıl sonra gerçekleşecek bir hedef koymaktansa, bu hedefi küçült ve kısa dönemlere ayır. Böylece zamanın boşuna geçmediğini, hedefin için her gün adım adım ilerlediğini hissedersin.
7. Sonra yaparım, hallederim gibi lafları hayatından çıkar.
Tam üşengeç insan lafları bunlar. Vedalaş artık bunlarla. Sonra yapmayacağını, halletmeyeceğini adın gibi biliyorsun. İşlerini ertelerken önce hep şunu düşün: “Şu an dünyayı mı kurtarıyorum, neden şimdi kalkıp işlerimi halletmiyorum?” Cevap basit, sonuç ortada. Hadi kalk!
8. Kıskanma, örnek al.
Hayal ettiğin hayatı yaşayan insanları kıskanmanın hiçbir faydası yok. Ancak evde kendi kendine oturup söylenir, mızmızlanırsın. Onun yerine, o insanların hayatına bir bak. Neler yapmışlar, hangi yollardan geçmişler, bu yollardan geçerken ne kadar yorulmuşlar, kaç kere pes edip yeniden harekete geçmişler? Bunların hepsi sana örnek olacak ve ilham verecek tecrübeler.
9. Önceliklerini belirle.
Hedefine ulaşmaya çalışırken, aklını çelecek pek çok durum olacak. O an için arkadaşlarınla dışarı çıkmak sana daha eğlenceli gelecek, ya da almazsan da yaşayabileceğin bir kıyafete çok fazla para vermek, kötü bir fikir gibi durmayacak. Bunların pişmanlıkları hep sonradan çıkar. Bir bakmışsın, aylar geçmiş ve ellerin bomboş.
10. Başarısızlıklarınla barış.
Geçmişte pes ettiğin, başaramadığın zamanlar olmuş olabilir ama bu, hep bu şekilde devam edeceğin anlamına gelmiyor. Hayatta sadece çok mutlu, çok başarılı, çok huzurlu zamanlar yaşamıyoruz. Bizim de bir şeyleri olduramadığımız anlar var. O anlar için kendine kızmak, kendini hırpalamak yerine, onlarla barış ve nerede yanlış yaptığını düşünerek, kendine dersler çıkar.
11. Kendine yüklenme.
Bu süreçte ufak tefek sorunlar, ciddi çöküntüler yaşayabilirsin, sorun değil. Kimse hayatını pembe pamuklar arasında yaşamıyor. Yaşadığın zorluklardan sonra, bomboş geçirdiğin günlerin ardından, kendini suçlama. Üzülme, o gün öyle geçti, ertesi gün kendini toparlarsın.
12. Polyanna ol.
Polyannacılık kötü bir şey değil, bunu hiç aklından çıkarma. Hep negatif olup, en kötü ihtimalleri düşünmek, en kötü senaryoları kurgulamak, iyi bir alışkanlık değil. Bu durum, seni geriye düşürmek, ruhunu daraltmaktan başka bir işe yaramaz. Polyannacılık öyle mi peki? Her şeyin en güzelini düşünmek, her şeyden olumlu sonuçlar çıkarmak, insanı motive eder. Başına gelen her şeye, çektiğin her acıya, tecrübe gözüyle bak. Bunlar seni sen yapan, daha güçlü olmanı sağlayacak detaylar.
13. Asla ama asla pes etme.
“Artık yapamayacağım, vazgeçiyorum” diyeceğin öyle çok an olacak ki. Aslında bu anlar hedefine en yakın olduğun anlar. Bu anlara verdiğin tepkiler, atacağın adımlar, hayatına şekil verecek. Ne zaman pes etmeye yakın hissetsen, hedeflerini ve bu yolda yaptığın, emek harcadığın her şeyi yeniden düşün. Emeklerinin hepsini çöpe mi atacaksın yoksa ayağını yere vurup yeniden suyun üstüne mi çıkacaksın? Karar senin.
Yorum Yazın