Görüş Bildir
Haberler
Gelişmek ve Üretmek için Kutunun Dışında Düşünmek

etiket Gelişmek ve Üretmek için Kutunun Dışında Düşünmek

Emrah Kozan
05.01.2023 - 11:51 Son Güncelleme: 05.01.2023 - 11:52

Hepimiz doğar doğmaz farklı kimliklere ve kalıplara bürünürüz. Öyle ki yaşadığımız şehirler, mensubu olduğumuz toplumlar ve onların çizdiği sınırlar dahilinde giyiniyor, yiyor, içiyor, yaşıyor ve büyüyoruz. Sınırları belirleyen, kalıpları veren bir kültürle, bir  bakış açısı ile olgunlaşıyoruz. Bu doğal ve gayet makul durum dünyanın her yerinde insanoğlunun yeryüzüne gelişinden beri böyle devam ediyor. Sınırların olması bir açıdan toplum bilincini ve aidiyet duygumuzu geliştirirken bir açıdan da farklı düşünmeyi, farklı olanı merak etme dürtümüzü köreltebiliyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Neden kutunun içinde düşünürüz?

Yaşam sınırlarını koyarken kültür, çevre, din, tarih gibi birçok olgu rol alıyor. Bu olgular sadece yaşam alanımızı ve çerçevemizi belirlemiyor elbette biz farkında olmadan düşünce sistemimizi de bu ölçütlerle hatta sınırlarla inşa ediyoruz. Yani kutumuzu kendi ellerimizle belirliyoruz. 

İşte kutu olarak tabir edilen şey bu sınır, duvar ya da adına ne derseniz deyin biraz da olaylar karşısında ön yargı olarak kendisini gösteriveriyor. Endişeler zamanla korkulara, korkular da zamanla ön yargılara ve kararlarımızı olumsuz etkileyen ataletlere dönüşüyor.

Bir açıdan faydalı gibi görünse de (çünkü bizi hayatta tutar) ancak sınırlarımızı geliştiremez. Ancak bir noktadan sonra kendi elimize çizdiğidimiz bu sınırlar tam manası ile at gözlüğüne döner. 

Bir atın gözlüğü olmadan 360 derece görebileceğini bir düşünün! Bunun birçok açıdan avantaj olduğunu düşünebilirsiniz ancak birçok açıdan atın yol almasına engel olduğu gerçeği de vardır. Atın kutusu o gözlüğün çizdiği menzildir! Atlar gözleri ile gördükleri şeylerden korkarlar.

Kutunun dışında düşünen insan inovasyon ve yaratıcı fikir bulma sırasında gözlüğünden kurtulmalı ve her açıdan çevresine sınırsız  bakabilmelidir.

Kutunun dışında düşünme tanımının temelinde Edward de Bono’nun Yanal Düşünce fikri vardır. Asıl tanımı alışılmışın dışında düşünerek, tasarımcıların kullanıcı sorunlarının gerçek doğasını bulmayı hedefleyen bir yöntem olmasıdır. Bunu yaparken eski varsayımlardan ataletlerden ve geleneklerden kurtulmayı da hedefler. Yenilik ve inovasyon hatta geleceği inşa edebilmek için bu bakış açısı devrimini kesinlikle kullanmanız gerekmektedir.

Nedir bu kutunun dışında düşünmek?

Nedir bu kutunun dışında düşünmek?

Temel bir tanım ile cevap verecek olursak aslında olağanüstü çözümler bulmak için alışılmışın dışına çıkmak anlamına gelmektedir. Alışmışın dışında düşünerek daha yaratıcı fikirler ve çözümler bulabilir hem vizyon olarak hem de bakış açısı olarak çok daha üretken olabilirsiniz.

Bilinen noktaları takip etmek yerine sınırları aşabilir ve daha büyük resmi keşfedebilirsiniz. Yaratıcı düşünce sürecinde farklı kaynakları ve farklı hazineleri keşfetmek için yeni haritalar gereklidir. Ancak bu şekilde çevredeki alışılmışın dışındaki problemleri görebilir ve çözüm üretebilirsiniz.

Her farklılıkta olduğu gibi zihinleri de farklı düşünmeye teşvik etmek hatta harekete geçirmek oldukça zordur. Bireysel çalışmalarda iş daha kolayken kurumsal işlerde bu süreç ciddi çıkmaza dönüşebilir. O açıdan şahsi önerim önce bireysel dönüşümü tamamlayıp sonra ekipleri ve şirketleri bu dönüşüme dahil etmek olacaktır.

Apple, Google gibi birçok inovatif şirket sürecin başında birden bire kutunun dışında düşünmedi. Steve Jobs’un kendi şirketinden sırf bu yüzden iki kez kovulduğunu ve sonra geri döndüğünü ve inovasyon konusunda dünya genelinde çığır açtığını unutmayın. Çünkü Jobs iflah olmaz bir kutunun dışında düşünendi!

Peki biz günlük çalışmalar ve yaşamımızda nasıl kutunun dışında düşünebiliriz?  

Bunun cevabı için bir sonraki yazıda daha pratik örnekler ve çözüm yöntemleri ile devam edeceğiz.

Tasarımla kalın.

Facebook

Twitter

Instagram

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
4
3
1
1
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
ömer

Yok yahu…😱