John F. Nash’in literatüre kazandırdığı, özünde “herkes için en iyi strateji” olarak değerlendirebileceğimiz “Nash Dengesi”, oyun teorisinin temelini oluşturur.
İki şüpheli bir suçtan dolayı polis tarafından yakalanıp ayrı odalarda sorgulanmaya başlanır. Böylece ikisi de diğer arkadaşının sorgulamasının nasıl gittiği hakkında bilgiye sahip değildir. Buradaki varsayım, şüphelilerin gerçekten suçu işledikleridir. Sorguda suçu itiraf etme ya da reddetme olmak üzere sadece iki seçenekleri bulunmaktadır. Eğer şüphelilerin ikisi de suçu işlediklerini reddederlerse, polis ikisini de büyük suçtan dolayı mahkûm edemeyecek; fakat yine de başka bir küçük suçtan dolayı ikisi de birer yıl cezalandıracaktır. Eğer biri inkâr eder, diğeri itiraf ederse, reddeden şüpheli 10 yıl ceza alacak; itiraf eden ise ceza almayacaktır. Eğer ikisi de itiraf ederlerse 5’er yıl ceza alacaklardır.
Eğer şüphelilerin önceden anlaşma şansı olsaydı ikisi de inkâr etmeyi seçerdi. İşte bu oyunun Nash dengesidir. Yani herkesin oyundan en karlı çıkarımı yaptığı yer, denge noktası. Ancak karar verme aşamasında ya o itiraf ederse düşüncesi bireyleri bu denge noktasından uzaklaştırır ve ikisi de en mantıklı olanın itiraf etmek olduğunu düşünür. Hâlbuki ikisi de inkâr etseydi 1’er yıl ile bu işten kurtulacaklardı.
Peki, şimdi bir düşünelim; İstanbul’da yaşıyorsunuz ve hiç tanımadığınız biriyle Cumartesi günü buluşacaksınız yer ve saat belli değil. Sadece üzerinde taşıyacağı bir nesneyi biliyorsunuz ve tabii bu kırmızı bir karanfil ☺ Buluşma için aklınıza gelen ilk nokta neresi olur? Bu soruya çoğunluğun vereceği cevap büyük olasılıkla Taksim Meydanı olacaktır. Çünkü Taksim Meydanı, böyle bir durumda İstanbul’da yaşayanlar için akla gelen ilk yerdir. İşte oyun teorisinde insanların akıllarına özel ya da doğal olması sebebiyle ilk sırada gelen akılcı tercihe “Schelling noktası” denir. Korkak tavuk örneği de “Schelling noktası” için verilebilecek en meşhur örneklerdendir.
Farkında olmasak da oyun teorisi hayatımızın birçok noktasında karar verme stratejilerimiz etkileyen bir modeldir. Telefon aniden kesilince bile anlık olarak oyun teorisinden yararlanırız. Sadece bireysel boyutta değil uluslararası ilişkilerde dahi insanların kaderini belirleyebilir. Rekabetçi bir yaklaşım mı seçmeli yoksa işbirliği mi?
Riske karşı yaklaşımlarımız belki de hayatımızın kırılma noktasını oluşturacaktır kim bilir…
Bu yazı Gamfed Türkiye gönüllülerinden Zeynep Aydın’ın katkılarıyla yazılmıştır.
Twitter
Instagram
Yorum Yazın