NATO’nun 2030 vizyonu, 4 Nisan 1949'da imzalanan Kuzey Atlantik Antlaşması'na dayanarak kurulan Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün iş birliği ve etki alanını küresel sorunları da dahil ederek genişletildiğinin işaretini taşıyordu.
Rusya Federasyonu devlet başkanı Putin’in gerçekleştirdiği tarihi konuşma sonrasında NATO’nun öncelikli tehditleri de 2030 vizyonunda belirtilen Rusya Federasyonu’nun bir devlet olarak Çin’in ise daha çok ekonomik ve teknolojik anlamda bir rakip olarak konumlandırılmasını daha farklı bir noktaya taşıdı.
Finlandiya ve İsveç ile imzalanan mutabakat
Türkiye’nin PKK ve uzantıları olan PYD-YPG terör örgütü ile mücadelesinde NATO çatısı altında bulunan üye ülkelerin, başta ABD olmak üzere ve İsveç ve Finlandiya gibi üyeliğe aday ülkelerin Türkiye ile bu konuda ortak politikaya sahip olması önemli.
28-30 Haziran 2022 tarihlerinde Madrid’de gerçekleşen NATO liderler zirvesi Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya adaylığı konusunda vetosunu kaldırması için dörtlü bir zirve gerçekleşti ve sonunda Türkiye’nin endişelerini belirli bir çerçevede belgeleyecek ve gözlem sürecinin kapısını aralayacak bir mutabakat imzalandı.
Mutabakatta yer alan maddelerin hepsi ayrı bir önem taşıyor.
Özellikle, “Müstakbel NATO Müttefikleri olarak Finlandiya ve İsveç, milli güvenliğine yönelik tüm tehditlere karşı Türkiye’ye tam destek verirler. Bu çerçevede, Finlandiya ve İsveç, PYD/YPG ve Türkiye’de FETÖ olarak tanımlanan örgüte destek sağlamayacaklardır. Türkiye de milli güvenliklerine yönelik tüm tehditlere karşı Finlandiya ve İsveç’e tam destek verir. Finlandiya ve İsveç terörizmi tüm biçim ve tezahürleriyle en kuvvetli şekilde reddeder ve kınar. Finlandiya ve İsveç, tüm terör örgütlerinin Türkiye’ye karşı gerçekleştirdikleri saldırıları açık ve net biçimde kınar, Türkiye’yle ve mağdurların aileleriyle en derin dayanışma duygularını ifade eder.” maddesi ile “Finlandiya ve İsveç, PKK’nın yasaklanmış bir terör örgütü olduğunu teyit eder. Finlandiya ve İsveç, PKK ve diğer tüm terörist örgütlerin, bunların uzantılarının faaliyetleri ile iltisaklı kuruluşlar ve paravan örgütler içerisinde yer alan veya bu terör örgütleriyle bağlantısı bulunan şahısların faaliyetlerini engelleyeceklerini taahhüt eder.
Türkiye, Finlandiya ve İsveç bu terör örgütlerinin faaliyetlerini engellemek amacıyla aralarındaki iş birliğini artırmaya karar vermişlerdir. Finlandiya ve İsveç, bu terör örgütlerinin emellerini reddeder.” ifadeleri özellikle Türkiye’nin milli güvenliğine yönelik tüm tehditlerin ilerleyen süreçlerde Türkiye’nin tanımladığı şekilde kabul edilmesi ve tüm milli güvenlik tehditlerine karşı üyeliğe aday iki ülkenin Türkiye ile ortak politikalara izleyip izlemeyeceği alınması gereken meclis kararını etkileyen en önemli süreç olacaktır.
Bu sebeple Madrid’de gerçekleşen NATO Liderler Zirvesi, diplomasinin işlemesi ve iyi niyet adımlarının atılması açısından oldukça önemli bir zirve. Diğer açıdan ise bir gözlem süreci olarak sonuçları belirleyecek adımların atılması için kıymetli. Bu sebeple görüşmelerde kaybetmek ya da kazanmak üzerine yapılan kesin çıkarımlar bizi yanlış yorumlamaya götürebilir. Haklarımızı elimizde saklı tutmak ile birlikte Ukrayna – Rusya savaşının yol açtığı küresel sorunlarla mücadelede Türkiye’nin stratejik rolünü öne çıkartmak ve ortak kazanımların içine dahil olmak için NATO üyesi olarak uluslararası bir mutabakat ile yazılı olarak milli güvenlik tehditlerinin PKK ve uzantıları ile tanımlanması bugün atılan önemli bir adım. Bundan sonrasını ise gözlem süreci belirleyecek.
Yorum Yazın