Ebru Şinik Yazio: Aile Dizimi ile İlgili Bilinmesi Gerekenler
İki haftadır Netflix’te yayınlanan Zeytin Ağacı dizisinin ana teması olan aile dizim uygulamaları ile ilgili konuyla ilgili hiçbir eğitimi, bilgisi veya deneyimi olmadığı halde fikirleri olan bir sürü muhtelif uzman (!) sistem dizimleri ile ilgili yalan yanlış beyanlarda bulunup, hükümler veriyorlar. “Boş başak dik durur” atasözü örneklerini ülkemizdeki her sektörde bolca görebiliyoruz...
Bu konuya bir netlik getirmek üzere ülkemizde bu metodun duayeni olan psikoterapist Mehmet Zararsızoğlu’nu arayarak, kendisinin bu konudaki çok değerli açıklamalarını köşemde paylaşmak ve halkımızı dezenformasyon bilgilerden kurtarmak adına ricada bulundum. Sayın Mehmet Bey’e beni kırmadığı için buradan teşekkür ve şükranlarımı sunuyorum.
Öncelikle size Mehmet Zararsızoğlu’nu tanıtmak isterim ki açıklamalarının arkasındaki 40 yıllık derin deneyim ve bilimsel yaklaşımları biliniz.
Mehmet Zararsızoğlu’nu tanıttıktan sonra sizleri kendi kalemi ile başbaşa bırakıyorum.
Genel anlamda duygu durumunu düzenlemeye hizmet edecek ritüellerin uygulanmasında bir sıkıntı görmüyorum ancak resmi bütünde görme yetim yoksa şifa, yardım arayan danışanı kendi erişemediğim, göremediğim yerin ötesine de taşıyamam!
Bert Hellinger konusuna da burada kısaca değinmek istiyorum.
Öncesinde yaptığım sayısız açıklamalara rağmen ülkemizde Hellinger’in hiç kimseden etkilenmediği ve tüm bu bilgileri tek başına oluşturduğu gibi bir akıl tutulması görüyorum. Hellinger, Viyana’da aldığı yedi yıllık psikanaliz eğitimi sonrası Almanya’da yapmaya başladığı çalışmalarda onunla birlikte, içinde naçizane benimde bulunduğum, psikiyatrist ve psikoterapistlerden oluşan çekirdek bir grupla hareket etti.
Hellinger’i ve kurmaya çalıştığı metodu, ki buna bilimsel olarak KURAM denilemez, bu çekirdek grubun desteği ile önce Almanya’da sonra diğer ülkelerde bilinir hale getirdi.
Ancak 2000’li yılların bir noktasında bu grup yollarını Hellinger’den ayırdı. Başlangıçtaki sistemik bütüncül yaklaşım yerini aşırı bir ezoterizme bıraktı ve yanında bunu sorgusuz sualsiz kabul eden ağırlıklı alan dışı kişiler kaldı ve Hellinger Sciencia adı altında tarikatlaşma çalışmaları yapılmaya başlandı. Sonrası malum ayrılıklar ve Almanya’da itibar azalmaları başladı.
Hellinger’in “Familien Aufstellung” olarak adlandırdığı bu yöntemin kendinden önceki pek çok yöntemden etkilenilerek ortaya çıkarıldığını biliyoruz. Örneğin, Invisible Loyalties - Görünmez Bağlılık-Sadakat adlı kitabını 70’li yılların başında yazan Macar-Amerikalı bir psikiyatrist ve aile terapisi alanının kurucularından biri olan Ivan Boszormenyi-Nagy'nin çalışmaları ve katkılarından özellikle “bağlam, güven, sadakat, sadakat çatışmaları, sadakati bölme, adaletin terazisi, ebeveynlik, yapıcı meşruiyet, yıkıcı meşruiyet, etik” gibi geliştirdiği kavramlar Hellinger için çok güçlü bir esin kaynağı oldu. Hellinger ayrıca Virginya Satir’in Aile heykeli ve Moreno’nun Psikodrama çalışmalarından itiraf etmese de önemli ölçüde etkilendi ve faydalandı.
Şimdi Zeytin Ağacı dizisi ile birlikte herkesin “çocuk ruhu” ile aslında özünde bir misyoner ve din adamı olan Hellinger’i nasıl abartılı bir şekilde “ululaştırdıklarını” görüyorum.
Çekirdek Öz- Yerleşik Öz (Self)
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın