Dürtüsellik Nedir? Dürtüsel Olduğumuzu Nasıl Anlarız?
Dürtüsellik; kısa dönemde az yarar sağlayacak bir durumun uzun dönemde daha fazla yarar sağlayacak bir duruma tercih edilmesidir. Biyolojik ve nöropsikolojik bir bakış açısından dürtüsellik, birey veya etrafındaki diğerleri için potansiyel olarak riskli bir dürtüyü engellemede başarısızlıkla karakterize edilir. Aslında beyin işleyiş yapısına göre zorunlu tercih olabilir.
Kişi hayatını sürdürmesi sonucunda bazı kararları almak durumunda kalmış olabilir. Kimi insan dürtüsel davranırken, kimi insan iç sesine kulak vermeden sadece mantığı ile hareket etmeyi tercih edebilir. “Dürtüsellik çoğunlukla yolda insanlara ya da evde eşyalara çarpma gibi küçük kazalara neden olabilmektedir.” diye düşündüğümüzde belki dürtüsel bir bireyi daha iyi somutlaştırabiliriz. Dürtüsellik, sıklıkla kompulsif (zorlantı) davranışla karışmaktadır. Zorlantı; istemsiz bir şekilde zihne giren düşüncelerin sonucunda bireyi rahatlatmak için yapılan davranışa denilirken, dürtüsellik kavramı temel anlamda kişinin davranışlarına limit koymada problem yaşamasıdır. Dikkat eksikliği bir diğer adı ile hiperaktivite bozukluğu belirtilerinden birisi olan dürtüsellik; temel olarak kişinin davranışlarına limit koymada sorun yaşamasıdır.
Dürtüsel davranan bireyler nasıl bir kişilik yapısına sahip olurlar?
Dürtü kontrolü nasıl sağlanır?
Dürtü kontrolü bozukluğu, antisosyal kişilik bozukluğu, madde kullanımının yol açtığı bozukluklar, parafililer (cinsel sapkınlıklar), şizofreni ve duygu durum bozukluklarında görülebildiği gibi aralıklı patlayıcı bozukluk, kleptomani (çalma hastalığı), piromani (yangın çıkarma hastalığı), patolojik kumar oynama, trikotilomani (kıl yolma hastalığı) gibi izole de olabilen bozuklukların dâhil olduğu bozukluktur. Genellikle başlıca özelliği kişinin başkalarına zarar verecek bir eylemde bulunmaya yönelik bir dürtü, güdü ya da dayanılmaz isteğe karşı koymada başarısızlık göstermesi olan psikolojik patolojidir. Bu kategoriye giren bozuklukların çoğunda birey eylemde bulunmadan önce gerginlik ya da uyarılma duygusunda giderek artma hisseder ve sonra eylemde bulunma sırasında haz alma, doyum bulma ya da rahatlama yaşar. Eylemin ardından pişmanlık, kendini kınama ya da suçluluk olabilir ya da olmayabilir.
Dürtüsel davranışların üç boyutu vardır.
1)Eylemlerin sonuçlarını düşünmek için eldeki bilgileri kullanamamak.
2) Daha sonra elde edilecek daha büyük bir ödül için o an elde edilecek küçük bir ödülden vazgeçememek.
3) Yerleşmiş güçlü hareket tepkileri baskılamakta eksiklik.
Prefrontal korteksin orbitofrontal korteks gibi beynin bazı birimleri davranışsal kontrolde önemli yer oynamaktadır. Bu bölge hasarı olan kişilerde çoğunlukla dürtüsel olarak tarif edilen yanlış karar verme ve bozuk sosyal davranışlar gözlenmektedir. Beynin ödül merkezi olan nükleus akkumbens ile ilişkisi uyaranların ödüllendiriciliği ya da cezalandırıcılığının öğrenilmesi ile ilgilidir.
Beynin kaygı-korku merkezi olan Amigdala da dürtü kontrolünde yol oynayan beyin bölgeleridir. Çoğu zaman gereksinimlerimizi doyurmayı ertelememiz gerekebilir. Mesela, sokakta acıkırsak hemen bir restorana girmek yerine eve gitmeyi bekleyebiliriz. Ya da karnımız acıktığı sırada eşimiz sıkıntılı bir şekilde yanımıza gelip konuşmak isterse öncelikle onu dinleyebiliriz. Dürtü kontrolünü dengeli bir şekilde karşılamak için o anki bulunduğumuz durumu göz önünde bulundurmamız gerekmektedir.
Çocukların dürtüsel olduğunu nasıl anlarız?
Tedavi yöntemleri ne şekilde sürdürülür?
Psikoloji bilimi içerisinde pek çok tedavi ve ruhsal durumu iyileştirmeye yönelik çözüm yöntemi bulunmaktadır. En popüler terapi yöntemlerinin başında Bilişsel Davranışçı Terapi yerini almaktadır. Tedavide altta yatan psikopatolojiye göre plan yapılmalıdır. İlaç tedavisi yüz güldürücü sonuçlar vermekle birlikte psikoterapi özellikle Bilişsel davranışçı müdahaleler konusunda etkilidir. Semptomlar kısa sürede yatışsa da tedavi uzun sürmelidir. Dürtü kontrol bozuklukları çoğunlukla psikoterapi ve ilaçların bir kombinasyonu ile tedavi edilmektedir. Düzenli takip sürecin iyi yönetilmesinde oldukça önemlidir. Bilişsel davranışçı terapide bireylerin davranış kalıplarını belirlemeleri ve bu davranışlarla ilişkili olumsuz sonuçları tanımaları teşvik edilir.
Yorum Yazın
Çok güzel ve yararlı bir içerik olmuş hocam yazılarınızın devamını bekliyoruz…👏