Çözüm Sürecinde PKK'ya Katılımlar Neden Sürüyor?
Türkiye'de iki hafta önce 53 üniversiteli genç PKK'ya katıldıklarını açıkladı.
Üniversite eğitimlerini yarıda bırakan gençler yaptıkları ortak açıklamada, 'Tüm Kürt gençliğini Kürt halkının özgürlüğü için gerilla saflarına katılmaya çağırıyoruz' dedi.
PKK lideri Abdullah Öcalan'ın 21 Mart 2013'teki Nevruz kutlamasındaki çağrısıyla başlayan çözüm süreci iyimser bir atmosfer yaratmıştı. Dağdaki kadroların da yasal düzenlemeler sonucunda geri döneceği beklentisi oluşmuştu.
Süreçle birlikte, bir yılı aşkın süredir silahlar sustu. Kimse yaşamını yitirmedi.
Ancak çözüm sürecine rağmen PKK'ya katılımların sürmesi hem soru işaretlerine, hem de çatışmaların yeniden başlama olasılığını güçlendirdiği için endişeye neden oluyor.
Peki PKK'ya katılan 53 kişi Kürt gençlerini neden dağa çağırıyor? Psikiyatri Uzmanı Murat Yalçın ve Sosyal Hizmet Uzmanı Ali Rıza Yıldırım, PKK'ya katılımın sürmesini BBC Türkçe için değerlendirdi.
Murat Yalçın ve Ali Rıza Yıldırım'a göre çözüm sürecinde en belirgin sorun, güven bağının oluşturulamamış olması.
Yalçın, silahların susmasına rağmen tarafların güven ortamını oluşturmakta yetersiz kaldığını söylüyor:
'Karşılıklı onarımdan çok suçlayıcı, diğerine güvenmeyen söylemler ve tarafların bunun üzerinden geleceği kurma çabalarını görüyoruz. Bir taraftan barış sürecinin devam ettiğine dair cümleler duyarken, arkada daha güçlü bir ses olarak güçlü olmak ve kendi hâkimiyetini kurmak çabası var. Yani bir onarımdan çok, masada diğerini yenme davranışı görüyoruz.'
Toplumsal beklentilerin daha hızlı olduğunu söyleyen Yalçın, hızlı hareket eden duyguların karşılığını bulamadığı anda, kişilerin kendi tasarımlarına döndüğünü vurguluyor.
Yalçın, gözlemleri sonucunda '90'lı yıllarda dağ kadrosuna katılımda eğitim seviyesi yüksek, yaşamla bağları daha güçlü gençlerin belirgin olduğunu söylüyor. Daha sonraki yıllarda bu profilin değiştiğini ve yaş ortalamasının düştüğünü, otoriteyle yaşamsal bağlarının daha düşük gençleri gördüğünü ifade ediyor:
'Son süreçte ise bahsi geçen haberde de olduğu gibi bunun tekrar değiştiğini görüyoruz. Sosyal yaşantısını kurma potansiyeline sahip kişilerin yatırımlarını bırakıp bu davranışa girdiğini görüyoruz. Bu önemli sosyolojik bir kesit. Bugün bunu doğru okumasak, çatışmalarda ve sonraki süreçte şiddettin önünü almak daha zor bir hale gelecek.'
İki tarafın da masada elini güçlendirmek için sürecin ruhuna aykırı davrandığının altını çizen Yalçın, 'PKK, 'Süreç başladı, gelmeyin' demiyor, tam tersine katılımların gerçekleşmesine yönelik sesleri daha çok duyuyoruz. Bunun yanında otoritenin, yani devletin ve iktidarın da kalekollar inşa ederek, barışa yönelik herhangi bir girişimde bulunmadığını ve süreci uzattığını görüyoruz' diyor.
Ali Rıza Yıldırım ise çözüm sürecinin birincil derecede savaşan kişileri etkilediğini ve henüz etkilerinin halka yansımadığını aktarıyor. Yıldırım, bir çatışmasızlık sürecinin yaşandığını ve henüz sürecin barışa evrilmediğini düşünüyor.
Zübeyde Sarı | BBC Türkçe