onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Boşanma ve Boşanmadan Sonraki Yaşam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

etiket Boşanma ve Boşanmadan Sonraki Yaşam

Cem Keçe
19.10.2023 - 07:01 Son Güncelleme: 22.10.2024 - 19:09

Bazı insanlar bir araya gelirken, bazıları ise ayrılırken daha iyi olurlar. Boşanma, birçok insanın yaşadığı zorlu bir deneyimdir. Ancak bu zorlu dönem aynı zamanda kişisel büyüme, öğrenme ve yeniden başlama fırsatları sunar. Duygusal destek, hukuki rehberlik ve kişisel gelişim çabaları bu dönemi daha sağlıklı ve yapıcı bir şekilde atlatmanıza yardımcı olabilir. Unutmayın ki her son, yeni bir başlangıcın habercisidir ve önünüzdeki yeni yaşamı şekillendirme gücü sizin elinizdedir.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Boşanmanın sinyalleri

Boşanmanın sinyalleri

Boşanma, aile için oldukça karmaşık ve zor bir süreçtir. İlişkilerdeki sorunlar genellikle zaman içinde birikir ve boşanma kararı almadan önce birçok sinyal verir. Boşanma sinyalleri ilişkinin sorunlu olduğunu gösteren belirtilerdir ve her çift için farklılık gösterir. Çoğu çift bu sinyalleri fark edip çözüm yolları arama fırsatını kullanmadan doğrudan boşanma aşamasına geçer. Aşağıdakiler ilişkiyi boşanma sürecine taşıyabilecek önemli sinyallerdir:

1. İletişim sorunları: İletişim, sağlıklı bir ilişkinin temel taşıdır. Eşler arasındaki açık, dürüst ve etkili iletişim, sorunların çözümü için kritik bir rol oynar. Eşler arasındaki konuşmaların azalması, duvarların örülmesi, birbirine karşı duyarsızlık ve sürekli anlaşmazlıklar ilişkiyi zedeler.

2. İlgisizlik ve mesafe: Boşanma sürecinin belirgin bir işareti, eşler arasındaki ilgi ve yakınlığın kaybolmasıdır. Eşler arasındaki fiziksel ve duygusal mesafenin artması, birbirlerine ilgilerinin ve birlikte geçirdikleri zaman azalması birbirlerinden soğumalarına ve iyice uzaklaşmalarına yol açar.

3. Sürekli çatışma ve tartışma: Eşler arasında zaman zaman çatışma olması doğaldır, ancak çatışma ve tartışmalar sürekli hale geldiğinde veya herhangi bir anlaşmazlık çözülmeden devam edildiğinde eşler arasındaki stresi artar ve ilişki yıpranır.

4. Cinsel sorunlar: Cinsel isteksizlik, ereksiyon sorunları, vajinismus gibi cinsel işlev bozuklukları eşler arasındaki cinsel yakınlığın azalmasına, bunun sonucunda da birbirlerinden duygusal olarak uzaklaşmalarına yol açar.

5. Ortak hedeflerin kaybolması: Çiftin gelecek planları ve hedefleri arasındaki uyumsuzluk, boşanma kararının bir işareti olabilir.

6. Aldatma: Eşlerin biri ilişkiden kaçınma eğilimindeyse veya dışarıda başka bir ilişki sürdürüyorsa, bu boşanma sürecinin bir işaret olabilir. Aldatma, güveni zedeler ve ilişkiyi zayıflatır.

7. Problem çözememe: Çiftler problemlerini çözemez hale geldiklerinde ve bu konuda umutsuzluğa düştüklerinde ilişkiye bağlılıklarını yitirirler ve öfkelerini yönetmekte zorlanırlar.

8. Duygusal uzaklık: Eşler arasındaki duygusal bağın ve arkadaşlık ilişkisinin zayıflaması veya kaybolması, evliliğin sona erme riskini artırabilir. Eşler arasındaki arkadaşlık, birlikte eğlenebilme, sevgi, ilgi ve bağlılık duygularının azalması bir uyarı işareti olabilir.

Çiftler bu sinyalleri fark ettiklerinde öncelikle sorunları anlayışlı ve yapıcı bir yaklaşımla açık bir şekilde konuşmaları ve çözüm aramaları gerekir. Bir çift terapisti veya aile danışmanı ile çalışmak ilişkilerini kurtarmalarına yardımcı olabilir. Ancak bazen boşanma kararı kaçınılmaz olabilir ve bu durumda ilişkinin sona ermesi en sağlıklı seçenek olabilir.

Boşanma nedeni olarak “vajinismus”

Boşanma nedeni olarak “vajinismus”

Çiftlerin cinsel yaşantısı ilişkinin temel bir parçasını oluşturur. Sağlıklı bir cinsel yaşam, çiftler arasındaki duygusal bağın güçlenmesine katkıda bulunurken, cinsel sorunlar ilişkiyi olumsuz etkiler. Bazı cinsel sorunlar boşanma için başlı başına neden olabilir. Ülkemizde boşanma nedenlerinin başında gelen cinsel sorun “vajinismus”’tur.  Ülkemizde cinsel tedavi için başvuran her on kadından birinin yaşadığı vajinismus, seks yapma korkusu ve kaygısıdır, vajina girişini çevreleyen ve aşk kasları olarak bilinen kasların ve pelvis taban kaslarının istem dışı ve istemli kasılarak cinsel birleşmenin sanki imkansızmış gibi algılanması, cinsel birleşme denemelerinde acı ve ağrıya neden olması veya bu yüzden cinsel birleşmenin hiç gerçekleşememesi durumudur. Aslında yaşanan, kadın bedeninin ve ruhunun penis-vajina birlikteliğini içeren cinselliği reddetmesidir. Kasılma, vajinal açıklığı daraltarak cinsel ilişkinin ağrılı olmasına ya da imkânsız gibi algılanmasına yol açar. Bu kasılmalar gerçek bir cinsel ilişki girişiminde olduğu gibi, yalnızca temas aşamasında hatta bu girişimin yalnızca hayal edilmesiyle bile ortaya çıkabilir. Vajinismus, cinsel cinsel tatminsizliğe yol açarak partnerler arasında cinsel uyumsuzluğa ve memnuniyetsizliğe neden olabilir. Bu durum, ilişkideki duygusal bağları zayıflatabilir ve eşler arasında çatışmalara neden olarak boşanma kararına yol açabilir. Önemli olan, vajinismus gibi cinsel sorunların tedavi edilebilir olduğunu ve çiftlerin bu tür sorunları birlikte ele alabilecekleri terapistlerden yardım alabileceklerini bilmeleridir. İlişkinin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için açık iletişim, destek ve anlayış önemlidir. Boşanma, cinsel sorunların üstesinden gelmek için son çare olarak düşünülmelidir ve önce terapi ve destek seçenekleri denemelidir.

Boşanma kararı çocuklara nasıl söylenir?

Boşanma, çocuklar üzerinde olumsuz etkiler yaratabilecek karmaşık bir süreçtir. Ebeveynlerin çocuklarına destek olmaları, iletişim kurmaları ve onların duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılamaları, bu etkileri en aza indirmelerine yardımcı olacaktır. Boşanma sürecini dikkatli bir şekilde yönetmek, çocukların sağlıklı bir şekilde büyümeleri ve gelişmeleri için gereklidir. Bu nedenle öncelikle boşanma kararının çocuklara hassas ve dikkatli bir şekilde anlatılması önemlidir. Çocuğun yaşına, duygusal olgunluğuna ve ihtiyaçlarına uygun bir şekilde açıklama yapılması gerekir.  Anne babanın bu açıklamayı birlikte yapmaları ve boşanmanın onunla ilgili bir şey olmadığını anlamasını sağlamaları çok önemlidir. Ayrıca fazla ayrıntıya girmeden çocuğun hayatında nelerin değişeceğinin, nelerin aynı kalacağının anlatılması ve sevgi, güvenlik ve destek konusunda hiçbir şeyin değişmeyeceğinin vurgulanması gerekir. Bu süreçte çocuğa sözler verilmesi ve tutulması, ebeveynlerin çocuğun yanında birbirlerini kötülememeleri, arada sıra iki arkadaş olarak bir araya gelebilmeleri çocuğun boşanma acısını travmaya çevirmesini önleyebilir.

Boşanma sürecini sağlıklı bir şekilde atlatmak

Boşanma sürecini sağlıklı bir şekilde atlatmak

İnsanlar değişir, ilişkiler değişir, hayat değişir. Değişim, büyümenin bir parçasıdır. Bu süreçte bir kapı kapanır, diğeri açılır. Hayat devam eder, umut hiçbir zaman kaybolmaz. Bir ilişki sona erdiğinde, yeni bir başlangıç ve yeni bir yaşam dönemi mümkün hale gelir. Her ayrılık, yeni bir başlangıcın habercisidir. Geçmişi unutmamak yerine geleceği inşa etmeye odaklanmak gerekir. Ancak boşanma, birçok duygusal, finansal ve sosyal zorlukları beraberinde getirir. Sağlıklı bir boşanma süreci, taraflar arasında olabildiğince düşmanca olmayan ve karşılıklı saygıya dayanan bir şekilde yürütülmelidir. Her aile için özel ihtiyaçlar ve koşullar vardır. Bu nedenle boşanma sürecini sağlıklı bir şekilde yaşamak ve sonuçlarını daha iyi yönetmek için kişiselleştirilmiş bir yaklaşım benimsemek önemlidir. İyi bir destek sistemi, duygusal iyileşme ve yeni bir başlangıç için gereklidir. Duygusal destek almak ve profesyonel rehberlik almak, bu sürecin daha sağlıklı bir şekilde atlatılmasına yardımcı olur. Bir ilişki biterken, insanlar birbirlerine veda ederler, ama birbirlerine teşekkür etmeyi unutmamalıdırlar.

Boşanma sonrası yaşam

Boşanma sonrası yaşam, kişinin bu zorlu süreci atlatması ve yeni bir başlangıç yapması anlamına gelir. Bu dönem, duygusal, maddi ve sosyal açıdan birçok zorluğu içerebilir. Bu süreçte genellikle hayal kırıklığı, çaresizlik, öfke, umutsuzluk gibi duygular yaşanır, çünkü boşanma tıpkı ölüm gibi bir kayıptır, kaybedilen ilişkinin ve yaşam alışkanlıklarının yası tutulur. Freud’un sözünde olduğu gibi “Yitirilmiş sevgi nesnesinin gölgesi benliğin üzerine düşer”. Bu nedenle yas, kişi için boşanma nedeniyle yaşanan büyük üzüntüye ve kayba bağlı olarak bir süre boyunca kesintisiz şekilde verilen duygusal, zihinsel ve fiziksel tepkilerdir. Yas, yaşanan büyük ruhsal karmaşadan sonra yeniden dengeye ulaşması için gerekli olan bir süreçtir. Yas süreci, “inkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme” olarak 5 evrede yaşanır. Bu evrelerin süreleri, kişinin kaybettiği evliliğine yüklediği anlama bağlı olsa da er ya da geç gerçekliğe uyum sağlanır ve yas sona erer. Evliliğin bittiğini kabullenmek unutmak demek değildir! Sadece boşanma süreciyle yaşamayı öğrenmek; tekrar hayatla birlikte akabilecek gücü ve cesareti toplayabilmek demektir. Kızılderililerin dediği gibi; “Gözde gözyaşı olursa, ruhta gökkuşağı açarmış…” Boşanma sürecinde kayıpla baş etmek için; 

(1) Güvendiğiniz, sizi sabırla dinleyebilecek biriyle konuşun, 

(2) Yas tutmak için kendinizi özgür bırakın, 

(3) Kendinizi tüm kusurlarınızla, yapabildiğiniz, yapamadığınız her şeyle sevin, 

(4) Keşkelerle yaşamaktan vazgeçin, 

(5) Düşüncelerinizin serbest kalmasına izin verin,

(6) Düzenli beslenin, 

(7) Spor yapın, 

(8) Her zaman güçlü gözükmek zorunda değilsiniz, bunu asla unutmayın  

(9) Umuda tutunun. 

Ancak herkes bu aşamaları sağlıklı bir şekilde yönetemeyebilir, aşamalardan birinde takılı kalır ve ilerleyemez. Bu durumda bir psikoterapistten profesyonel bir yardım almak ve sosyal destek bulmak önemlidir.

Instagram

Facebook

X

YouTube

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
7
1
1
1
1
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam