Ben küçükken ülkede gündem ne, kimin kulağının çekilmesi gerekiyor, hangi konuya farkındalık katılması gerekiyor; hep tribünden öğrendim.
“Neden kızıyorlar?” diye soruyordum babama. Babam da gündemleri ve Beşiktaş tribünlerinin dikkat çekmek istediği konuları anlatıyordu.
Futbolu hep küçümseyen, “onca adam bir topun peşinden koşuyor” işte diyenler de çoktu etrafımda.
Futbol, hükümetlerin halkları “oyalama” politikası denir durulur bir yandan.
Bana göre stadyumlar yaşayan müzeler.
Bir toplumun yaşadığı yerin şimdiki zamanlı fotoğrafını verdiği yerdir.
Şimdiki zamanda tam 40 bin kişiyle aynı anda gülüp aynı anda heyecan hissettiğin neresi kaldı bir baksana etrafına?
“Birlik” bilinci, birlikte yaşama kültürü ve her koşulda tüm farklılıklara rağmen yan yana olmanın bir tezahürüdür.
Tam şu an “müsabakalar seyircisiz oynansın” diye görüş bildiriliyor bir yandan.
Toplumun sesi, sözü yaşıyor.
Stadyumlar yaşıyor.
Birlik bilinci tribünde omuz omuza.
İyi ki tribün kültürü ne olursa olsun bitmiyor.
İyi ki tribün kültürü ne olursa olsun eskimiyor.
İyi ki tribün kültürü ne olursa olsun çoğalıyor.
Tüm gerçeklerimizi önümüze katıp yaşamaya devam edeceğiz.
Yaşamak güvenli.
Birlikte yaşamak güvenli.
Twitter
Instagram
Yorum Yazın